Filistin asıllı Suriyeli gazeteci Macid Keyali Al Hayat gazetesinde çıkan yazısında Arap Baharı öncesi ve sonrasındaki Türkiye’yi karşılaştırdı.
Keyali, Arap Baharı öncesinde İslami bir hükûmet tarafından yönetilen laik sistemin bölgeyle ilişkisinin ticari ve ekonomik olduğunu, diğer devletlerin içişlerine karışmaktan uzak durduğunu hatırlattı. Buna karşılık, yazar Ankara’nın Arap Baharı ve sonrasında, İran gibi, partizan-dini bir ajandası olan bir devlet gibi hareket ettiğini, böylece kazanımlarını kaybettiğini ifade etti.
ERDOĞAN ESED'İN ÖMRÜNÜ UZATTI
Yazar, Arap Baharında bazı akımları diğerlerine karşı destekleyerek hata yaptığını söylediği Türkiye’nin özellikle de Suriye'de devrimin hesapsızca ve aceleyle silahlı mücadeleye dönüşmesini desteklediği bilgisini verdi.
Yabancı savaşçıların Suriye'ye girişini kolaylaştırdığını, radikal siyasal İslami çizgide olan silahlı grupları desteklediğini, bu nedenle Suriye devriminin başarısız olduğunu, Esed Rejiminin ömrünün uzadığını ve Türkiye’nin kendi istikrarının sarsıldığını belirtti.
İşte Keyali’nin o analizinden bazı bölümler:
Arap baharı öncesi ve sonrasındaki pozisyonunu karşılaştırdığımızda çok net olarak şunu söyleyebiliriz: Türkiye, siyasi yatırımını önemli ölçüde kaybetti.
Türkiye, AKP’nin ilk döneminde siyasi, ekonomik yapısı ve yumuşak gücüyle Arap toplumları için ilham kaynağı olarak görülüyordu. Demokratik bir ülke olarak güçlü ekonomisiyle de bir modeldi. Örneğin Tunus bu modeli örnekledi.
Bölgenin diğer ülkesi İran’ın aksine çevresindeki problemleri yumuşak güçle çözmeye çalışan bir Türkiye vardı. İran, “devrim” ihraç etmeye çalışan, başka ülkelerin iç işlerine karışan, kendilerine sadık milisler oluşturan bir yapı. Türkiye de Arap baharıyla birlikte politikasını değiştirdi ve pozisyonunu kaybetti. Arap baharı sonrası daha önceki kazanımlarının hiç birine ulaşacak durumda değil.
***
Türkiye, yabancı savaşçıların kendi topraklarından Suriye’ye girişine imkân tanıdı. Ancak en büyük hatası, radikal İslamcı gruplara lojistik destek vermesi oldu. Bu aşırı gruplar, Suriye devrimini bitirdi, Suriyelilere zarar verdi, aynı zamanda Türkiye’nin kendi içindeki siyasi istikrarını da baltaladı.