Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İslam ülkelerindeki fakirliğe ve insanların yaşadığı zor şartlara dikkat çekerek, "Bir tarafta asli ihtiyaçlarını dahi karşılayamayan milyonlarca insan varken, bir tarafta milyarlarca dolar lüks için, şatafat için harcanabiliyor." dedi.
Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen 31. İslam İşbirliği Teşkilatı Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi'nin (İSEDAK) Açılış Toplantısı'na katıldı. Burada konuşan Erdoğan, İslam ülkelerinin içinde bulunduğu duruma dikkat çekti. İslam ülkelerine yönelik eleştirilerde bulunan Erdoğan, "İslam İşbirliği Teşkilatı nüfusunun yaklaşık yüzde 21 yani 350 milyon kardeşimiz aşırı yoksulluk şartlarında hayata tutunmaya çalışıyor. Fakirliğin yoğun yaşandığı Afrika ülkelerinde bu oran yüzde 50 ye kadar yükseliyor. Televizyon ekranlarına yansıyan yürek dağlayıcı açlık, kıtlık, sefalet görüntülerinin önemli bir kısmı teşkilat üyesi ülkelerde vuku buluyor. Mesela İİT ülkelerinde her bin çocuktan 54 daha 5 yaşına varmadan hayata gözlerini yumuyor. Milli gelir ve gelişmişlik seviyesi açısından da ülkelerimiz arasında çok büyük farklılıklar var. Bir tarafta asli ihtiyaçlarını dahi karşılayamayan milyonlarca insan varken, bir tarafta milyarlarca dolar lüks için, şatafat için harcanabiliyor." ifadelerini kullandı.
İslam'ın ruhundaki kardeşlik ilkesine vurgu yapan Erdoğan, "Bugün giderek İslam coğrafyası ilim medeniyet coğrafyasından, bir zulüm mazlumiyet coğrafyasına dönüşüyorsa bunun en büyük sebebi kardeşlik ahlakı ve hukukunun ihlalidir, yok sayılmasıdır. Çocukların açlıktan, susuzluktan, yokluktan en basit ihtiyaçları karşılanamadığı için öldüğü bir dünyada hiç kimsenin huzur bulamayacağı, hiç kimsenin kendini güvende hissedemeyeceği açıktır." şeklinde konuştu.
Küresel ekonomik krizden ve İslam ülkelerinin dünya ekonomisindeki etkinliğinden bahseden Erdoğan, şunları söyledi: "Dünya ekonomisi yaklaşık 7 yıl önce ortaya çıkan ekonomik krizi hala tam manasıyla atlatamadı. Küresel ekonomik büyüme oranı kriz öncesi rakamlarla kıyaslandığında oldukça düşük seviyede seyrediyor. Kriz öncesi artış gösteren küresel ticaret de son birkaç yıldır neredeyse yerinde sayıyor. Küresel ekonomide yaşanan tüm belirsizlik ve olumsuzluklara rağmen İslam ülkelerinin dünya ticaretindeki payında yüzde 40'a yakın bir artış yaşandı. Yine aynı şekilde dünya hasılası içindeki payımızda da yüzde 50 civarında bir yükseliş oldu."
CİHAN