Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD'ye tepki göstererek, "Şu anda PYD'ye, YPG'ye hala terör örgütü diyemeyen Amerika'yı da anlamakta zorlanıyorum. PYD'nin, YPG'nin kurucusunun kim olduğu bellidir. Biz NATO'da Amerika ile bir değil miyiz? Senin dostun, biz miyiz, yoksa YPG-PYD midir? Bunu öğrenmek istiyoruz." dedi.
Beştepe Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde kaymakam ve vali yardımcılarına ikinci kez hitap eden Erdoğan, Suriye ve PYD konusuna da değindi. ABD'nin PYD-YPG'ye terör örgütü dememesini anlayamadığını ifade eden Erdoğan, "Senin dostun, biz miyiz, yoksa YPG-PYD midir? Bunu öğrenmek istiyoruz. O zaman çık bunu da açıkla; 'dostum YPG'ye silah yardımı yapıyorum' de. Bunu da bilelim. Bilelim ki bundan sonra bu meseleleri sizinle de konuşmaya da gerek kalmasın. Gizli kapılar arkasında bazı şeylerin konuşulması bizleri üzmektedir. Dost, dostluğunun gereğini yapmalıdır. Biz dost bildiğimize gereğini yaparız. Ama bizi dost olarak görmeyenler açıkça net bunu ifade etsinler. Dün sözcünün açıklamasını görüyoruz. Ne diyor? YPG'ye yardımımız devam edecektir ama orada yapılan mücadelede işimizi zorlaştırmasın. Lafa bak!" şeklinde konuştu.
Bu yaklaşımın temelden sakat olduğunu ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu: "Bu bilgileri sen bizden alacaksın. Kalkıp da teröristlere bu sorulur mu, ona soracaksın, onun verdiği bilgiye göre hareket edeceksin.. İyi terörist ve kötü terörist şeklinde sınıflandırmalara gidildiğini görüyoruz. Türkiye ilkeli, tutarlı ve kararlı duruşundan taviz vermemiştir. Suriye'de ilk gün ne diyorsak, bugün de aynısını söylüyoruz. Suriye halkını '40 katır mı, 40 satır mı' tercihine zorlayanlar, insanlıktan nasibini almamış olanlardır. İyi terörist, kötü terörist yoktur. El Nusra ile El Kaide arasındaki ilişki neyse, PKK ile PYD arasındaki ilişki de odur. Ben aylar önce Suriye'de eğit-donat, bunun yanında terörden arındırılmış güvenli bölge, uçuşa yasak bölge.. bu 3 başlığı söylediğim zaman buna yanaşmayanlar şimdi uçuşa yasak bölgeye 'evet' diyorlar. Terörden arındırılmış bölgeye evet diyenler de var. Soruyorum ey Emerika, sen uçuşa yasak bölgeye evet demedin ama bak orada Rus uçakları cirit atıyor ve binlerce o kadar mağdur insan ölüyor. Hani biz koalisyon güçleriydik? Hani beraber hareket edecektik? Hani ne oldu, kalkıp Türkiye'ye şu söyleniyor: PYD'ye karşı top atışlarını durdurun diyorlar. Kusura bakmayın, bizim böyle bir düşüncemiz yok. Türkiye'ye bir kişi bir havan topu atarsa, kat be kat karşılığını bulacaktır. Bunu bilmeleri lazım. Bu, uluslar arası angajman kurallarının işletilmesi demektir. Bunu yapıyoruz, yapacağız. Doğu ve Güneydoğuda güvenlik güçlerimize karşı kullanılan silahların Suriye kaynaklı, PYD kaynaklı olduğunu biliyoruz. Güya DAİŞ' savaşması için örgüte verilen lojistik destek, bugün ülkemize dönük tehditlerin aracı haline dönüşmüştür. PYD ile PKK arasındaki bağı yok saymak körlüktür.
Biz terör örgütüne terör örgütü demeye ve o şekilde muamele etmeye devam edeceğiz."
Türkiye'nin sayıları 3 milyonu bulan sığınmacıya yıllardır ev sahipliği yaptığını kaydeden Erdoğan, şunları aktardı: "Türkiye, bu bakımdan tarihi imtihanı yüzünün akıyla veriyor. Komşuluk vazifesini ve uluslar arası yükümlülüğünü hakkıyla yerine getirdi. Türkiye zalim ile mazlumu savunanların ayrıldığı, maskelerin düştüğü bu süreçte küresel vicdanın sesi olmuştur. Türkiye, tüm algı operasyonlarına rağmen Suriyeli kardeşlerine din, dil, mezhep ve etnik köken ayrımı yapmadan sahip çıkarak, tüm dünyaya insanlık dersi vermiştir. Biz bu süreçte çok yüzlülüğe şahit olduk. Şu ana kadar yaptığımız ödemeler 10 milyar dolara ulaşmıştır. Batı hala sessiz. Yapılan toplantılar var. Bu toplantılardan netice çıkıyor mu? Hayır. Rusya, 500 bin insanın ölümüne yol açan katil, zalim Esed'in yanında yer almak suretiyle o da kendi kimliğini ortaya koymuştur. Çok ciddi insanlık suçuna, savaş suçu işlemekle karşı karşıyadır. Ne diyor BM? Eğer tesbit edilirse, belirlenirse savaş suçudur. İşte buyurun, hastaneler bombalanıyor."
Kaymakamların kendilerini 'mevzuat hazretlerine mürit' yapmamalarını da isteyen Erdoğan şunları kaydetti: "Elbette hukuktan, meşruiyetten ödün vermeyeceksiniz. Ama önünüze çıkan zorluklar ve sorunlar karşısında eliniz kolunuz bağlı oturmayacaksınız. Ya bir yol bulacaksınız ya da yol yapacaksınız. Kendini mevzuat hazretlerine mürit yazdıran kaymakamın belki başı ağrımaz ama eseri de olmaz. Sürekli murakabe altında olduğunuzu unutmayın. Sizleri vatandaşlarımız, muhtarlarımız, siyasetçilerimiz takip ediyor. İçişleri bakanlığımızı saymıyorum, onlar ayrı. Bize de gerek illerimize yaptığımız gezilerde, gerekse buraya gelen misafirlerimiz aracılığıyla sürekli bilgi akışı oluyor. 'Marifet iltifata tabidir' diye güzel bir sözümüz vardır. Başarılı olan kaymakamlarımızı takdir etmek buna karşılık aynı çabayı göstermeyenleri de tespit etmek durumundayız. Ben sizlere güveniyorum.
CİHAN