Referandum tarihi yaklaştıkça heyecan ve gerginlik artıyor. Özellikle Doğu ve Güney
doğu'da normal bir
seçim olduğunu söylemek oldukça zor. Vatandaşlar
terör örgütünün tehditleriyle karşı karşıya. Bazı büyük işyerlerinde patronların çalışanlarına tercihlerini etkilemek için türlü
baskılar yaptığı dedikoduları yayılıyor. Ne kadar tehdit,
şantaj gibi baskı araçları varsa yapıldığı dilden dile dolaşıyor.
Tabi güvenlik güçleri , polis,
jandarma gerekli tedbirleri sonuna kadar alması gerekiyor. Ancak en büyük görev Yüksek Seçim Kurulu’na düşüyor.
Sandık alanının güvenliği için çok önemli olan cep
telefonu, fotoğraf veya film makinesi gibi görüntü kaydedici cihazlarla ilgili Yüksek Seçim Kurulu'nun henüz net bir karar almadı. Aldıysa da henüz kamuoyuna açıklanmadı.
Oysa önceki seçimlerde cep telefonuyla
oy kullanma, farklı spekülasyon ve şikayetleri gündeme getirmişti. Hatta bazı
seçmenlerin, oy pusulasının cep telefonuyla fotoğrafını çekerek belgelediği iddiaları gündeme getirilmişti.
Nisan ayında çıkan yeni
seçim kanununda
’seçmenler, cep telefonu, fotoğraf veya film makinesi gibi görüntü kaydedici veya haberleşme sağlayıcı cihazlarla kapalı oy verme yerine giremeyecek. Bu tür cihazlar, kapalı oy verme yerine girmeden önce kapatılarak sandık kurulu başkanına teslim edilecek’ düzenlemesi getirilmişti.
Ancak yeni seçim kanunu bu
referandumda uygulanmıyor. Ama YSK’nın bu konuda karar almasına mani değil. Karar verilmesi halinde seçmen, oy kullanmadan önce cep telefonunu sandık görevlilerine teslim edecek, kapalı oy verme yerine telefon ile giremeyecek.
Türkiye için kritik seçimdeki her türlü şaibeyi ortadan kaldıracak bu adımın bir an evvel atılması ve sandık kurullarına duyurulması gerekiyor.