Gazeteci Emre Soncan'dan mektup var: 'Hapishane gecelerinde...'

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Salı, Eylül 25 2018
Silivri Cezaevi’nde 787 gündür tutuklu bulunan gazeteci Emre Soncan (36), kamuoyuna yazdığı mektupla seslendi.

‘Terör örgütü üyeliği’ suçlaması ile 7 yıl 6 ay hapse mahkum edilen Soncan, mektubunda hapishane gecelerini anlattı.

İşte kapatılan Zaman Gazetesi muhabiri Emre Soncan’ın mektubu:
 
HAPİSHANE GECELERİ

Ay ışıksız hapishane gecelerinin hüzünbaz düşlerinde, ay ışığında dokunmuş saçları omuzlarına ışıl ışıl düşen sevgililer vardı.. Sevgililer gelmedi, belki de sevgililer hiç sevmedi..

Hapishane gecelerinin kıpırtısız sessizliğinde kimi zaman jandarma ışıkları, kimi zaman mahkum haykırışları vardı.. Islıklar da haykırışlar da karanlıktı; sessizlik hiç kıpırdamadı..

Hapishane gecelerinde akrep kadar yavaş ilerleyen nazlı mı nazlı yelkovanlar vardı; bir de üzerlerinde “tik-tak”lar yankılanan, dolap içlerine, pencere kenarlarına, defter aralarına iliştirilmiş eş, çocuk, anne, baba fotoğrafları.. Zaman yavaşladı, fotoğraflar ve çağrıştırdıkları anılar hızla uzaklaştı..

Hapishane gecelerinde; tek kanal çeken mecalsiz el radyosundan can havliyle yükselen cızırtılı aşk şarkıları vardı.. Şarkılar kulaklarda, aşklar dikenli tellerde asılıydı..

Hapishane gecelerinde kitaplar; kitapların içinde Nazım Hikmet’ler, Necip Fazıl’lar, Turgut Uyar’lar, Yakup Kadri’ler, Peyami Safa’lar, Dostoyevski’ler, Orhan Kemal’ler, Zweig’lar, Puşkin’ler, Orhan Pamuk’lar, Ahmet Altan’lar, Hasan Ali Toptaş’lar, Necati Cumalı’lar, Pınar Kür’ler, Kemal Tahir’ler, Sabahattin Ali’ler, Namık Kemal’ler, Şemsettin Sami’ler;  hatta Sami Paşazade Sezai’ler, Ahmet Mithat Efendi’ler, Nabizade Nazım’lar vardı.. Hepsini okumak çok güzeldi ama hapis yatan yazarlarla kurulan duygudaşlık bir başka güzeldi..

Hapishane gecelerinde hikayeler vardı. Sigara dumanlarının arasından koğuş arkadaşları

Bu haberler de ilginizi çekebilir