Taksim'de patlayan canlı bombayı, PKK'yı da bünyesinde barındırdığı söylenen KCK (Kürdistan Topluluklar Birliği) üstlenmedi. Hatta Kürt Sorunu'nu çözme yolunda temaslar sürerken, bu tip eylemlere kesinlikle karşı olduklarını açıkladılar. Sonra ilginç bir şey oldu: TAK (Kürdistan Özgürlük Şahinleri) adlı grup eylemi üstlendi. Bunun üzerine KCK zehir zemberek bir açıklama daha yaparak TAK'ı eleştirdi ve çizgi dışına çıkmakta ısrar ederse, hesap soracağını bildirdi. *** Adeta kangrenleşmiş siyasi/sosyal sorunlar ha deyince çözülmez. Kendi çıkarını kollayan yerli ve yabancı bazı aktörler, diyalog köprülerini havaya uçurmaya çalışır. Bunu bilmelerine rağmen, "PKK=TAK" gibi bir denklem kurup, "Eylemsizlik kararına önce kendileri ihanet etti" demelerine kızıyorum. Çünkü Kürt hareketi çok geniş bir oluşum. Bu hareket en azından şu sıralar hiyerarşik ve disiplinli değil. Kendi aralarında tartışıp duruyorlar. Bazıları barış istiyor. Bazısı barışa inanmıyor. Soru şu: "CHP'de iç savaş var" diyoruz... Partide birbiriyle kapışan gruplar olmasını normal karşılıyoruz. Peki, CHP'de olağan bulduğumuz bir durumu, konu PKK olunca niye anormal kabul ediyoruz. Niye TAK'ın, PKK'dan farklı bir tavır alabileceğine inanmıyoruz da, TAK'ı ille de PKK'ya (ya da KCK'ya) yamamaya çalışıyoruz? Anlaşma Türkler ile Kürtler arasında değil, barış yanlısı Türklerle, yine barış yanlısı Kürtler arasında olacak. TAK=PKK denklemi, herkesi aynı kefeye koyan, toptancı bir yaklaşımın ürünü. Barışı sabote eden bir analiz bu! TAK militanlarının ve onları harekete geçirenlerin amacı, zaten bu izlenimi oluşturmak değil mi?