12 Eylül ve 28 Şubat darbelerinde görevde olan emekli askeri hakim Durmuş Türemen “O dönemde bile askerin aklına gazetelere el koymak gelmedi” dedi.
Emekli Askeri Hakim Durmuş Türemen: 12 Eylül’de Adana’da Sıkıyönetim Komutanlığı’nda görevliydim. 28 Şubat’ta da Ankara’da görevliydim. 28 Şubat’ı yapanları da 12 Eylül’ü yapanları da çok yakından tanıdım. Bu dönemlerde Anayasa yoktu. Hele 12 Eylül’de darbe anayasası uygulanıyordu.
Ama bu iki darbe sürecinde de kimsenin aklına evrensel hukuka aykırı bir davranış gelmedi. Askerlerin aklına medya gruplarına, gazetelere el koymak gelmedi. Ama bugünkü iktidarın şimdi yaptıklarının bir tanesi bizim asker olarak aklımızdan bile geçmedi. Şimdi yaşanan süreç, bundan bir milyon defa daha kötü, daha hukuksuz. Tam anlamıyla çifte darbe süreci. Bugün, her şeyi 28 Şubat’taki askerlerin üzerine atıp ağlayanlar, şimdi çıkıp askerin yaptığına rahmet okutuyor. Bu ülke ‘Ali kıran baş kesen’ bir ülke değil ki. Yaptıklarını aklım havsalam almıyor. Bırakın AB kararlarını, AİHM kararlarını, uluslararası hukuku, sözleşmeleri, bizim töremizde yok bunlar yahu! Hukuksuz iş görüyorsan hukuk kapsamında yaparsın. Böyle sözde delillerle baskın yapılmaz. Diğer yandan da bir kısım basın devamlı küfür ediyor. Onlara bir şey yapılmazken sizin grubunuza ve başkalarına bunların yapılması saldırıdır.
Profesyonel 28 Şubatçılar
İnsan Hakları Derneği (İHD) Başkanı Avukat Öztürk Türkdoğan: Şu an içinde yaşadığımız süreçte 28 Şubat sürecinin çok farklı bir versiyonuyla karşı karşıyayız. 28 Şubat süreci aslında AKP’ye iktidar yolunu açtı. AKP iktidara geldiğinde tüm bunları eleştiriyordu. Avrupa Birliği, özgürlükler gitti.
AKP, aslında kendi kurduğu statükoya teslim oldu. Bunu korumak için de antidemokratik uygulamalar içine girdi. Muhaliflere baskı uyguladı. 28 Şubatçılar’la aynı pozisyona düştü. 28 Şubat’a göre yöntemler olarak daha öğrenilmiş, daha profesyonelleşmiş, baskı yöntemleri daha rafine hale gelmiş durumdalar.
Uygulamalarına yeni baskı yöntemleri ekleyerek, önceden öğrendiklerini bu süreçte uyguluyorlar. Her şeyi kanuna göre yaptıklarını söylüyorlar ama uydukları kanunların tümü Anayasa’ya ve uluslararası sözleşmelere aykırı.
Türkiye Kırmızı Kitap’la yönetiliyor
Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkan Yardımcısı Remzi Çayır: 28 Şubat’ta namaz kılan, Allah diyenler düşman ilan edildi. Şimdi başka birileri düşman ilan ediliyor. Durmadan Kırmızı Kitap’ın düşmanı değişiyor. Böyle olur mu? Artık Türkiye kırmızı kitaplarla mı yönetilecek yoksa millet iradesiyle mi? Koza İpek Grubu’na yönelik yanlıştan bir an önce dönülmeli.
Adalet yerini bulur
28 Şubat darbesinde Çevre Bakanı olan Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ziyaettin Toker: Bugün İpek Medya’ya yapılanlar 28 Şubat döneminde bize yapıldı. İleride adalet yerini bulur diye ümit ediyorum.
Darbe her zaman silahla olmuyor
Türkiye İnsan Hakları Kurumu Kurucu Başkanı Avukat Nevzat Helvacı: Darbe her zaman topla, tüfekle, silahla, insanların tepesine binmekle olmuyor. Bugün olduğu gibi baskınlarla da oluyor. Şu an yaşanan süreç de darbeden öte geçmiştir. Bu gidiş bizi demokrasiye değil faşizme götürür.
BUGÜN GAZETESİ