Önder, ayrıca yaz aylarında yoğun klima kullanımının şebekeye vereceği yükün de bu riski daha çok artırdığını bildirdi. Karaduman, Türkiye elektrik sektörünü değerlendirirken, Elektrik Piyasası Kanununun yayımlandığı 2001 yılından itibaren, sektörde liberal bir yapı kurulmasına yönelik yeterli adımların atılamadığını, bundaki en büyük nedenin ise kamunun serbest piyasa şartlarına olan inançsızlığı ile yüzde 85'in üzerindeki piyasa hakimiyeti olduğunu söyledi. Elektrik piyasasında geçmiş yıllardaki sıkıntıların artarak devam ettiğini anlatan Karaduman, 2003-2006 yılları arasında elektrik enerjisi fiyatı yüzde 5 azalırken, doğal gazın satış fiyatının yüzde 70 arttığına dikkat çekti. Sektör üzerinde artan maliyetler nedeniyle 2006 yılı Temmuz ayı sonundan itibaren bir çok özel sektör elektrik üreticisinin tesislerini kapatma kararı aldığını kaydeden Karaduman, Dengeleme Uzlaştırma Yönetmeliğinin (DUY) uygulanmaya başlamasıyla yeni elektrik enerjisi satış ve alış fiyatlarının oluşmaya başladığını, özel sektör elektrik üreticilerinin de zarar ettikleri için kapatmaya başladıkları üretim tesislerini tekrar devreye aldığını ifade etti. KESİNTİ RİSKİ 2006 yılı sonu itibariyle 176 milyar kWh olan Türkiye'nin elektrik enerjisi talebinin, yıllık yüzde 8 oranında arttığına işaret eden Karaduman, arz-talep dengesindeki sıkışık seyir nedeniyle bu yıl içinde elektrik kesintisi riski bulunduğunu kaydetti. Karaduman, yaz aylarında yoğun klima kullanımının şebekeye vereceği yükün bu riski daha çok artırdığını vurguladı. NELER YAPILMASI GEREKİYOR? Önder Karaduman, kesinti riskini önlemek için şu önerilerde bulundu: ''İlk adım olarak mevcut enerji tesislerinin rehabilite edilmesi gerekiyor. Özellikle kömür santrallerinin ekonomik ömürleri dolmak üzere olduğu için özelleştirme ile bunları acilen rehabilite edilmesi sağlanmalı. Kısaca üretim tesislerinin özelleştirmesini 'rehabilite et, işlet ve ilave kapasite yarat' adı ile modellenerek, en kısa sürede özelleştirme ihalesine çıkılması gerekmektedir. Elektrik talebindeki artışı karşılamak için önümüzdeki 20 yılda yıllık 4-5 milyar dolar yeni üretim tesisine ihtiyaç var. Oysa sektördeki yatırımcı önünü göremiyor. 2003 yılından günümüze geldiğimizde, ülkemiz elektrik sektöründe yeni yatırım yapabilecek iklim görülmediği hiçbir yeni ve büyük enerji yatırımına girişilmediği görülecektir. Dağıtım ihalelerinin ertelenmesi de sektördeki güven ortamını biraz daha sarsmıştır.'' ''ELEKTRİĞE ZAM YAPILMASI TALEBİMİZ YOK'' Özel sektör olarak elektriğe zam yapılması talebi olmadığını, çünkü elektriğe zam yapılmasının elektrik üreticilerini rahatlatsa da sanayici taraflarını sıkıntıya sokacağını anlatan Karaduman, fakat özel sektör olarak öncelikle gerçek maliyetlere dayalı bir elektrik piyasa yapısının oluşturulmasını çok önemsediklerini vurguladı. Karaduman, doğal gaz girdi maliyetlerinin çok yükseldiğini, buna karşılık son 4 yılda elektrik enerjisi fiyatının yüzde 5 azaldığına dikkat çekerek, ''Şirketlerimizin enerji nakil maliyetleri 3 kata kadar artmıştır. Kömür girdisinde olmayan ÖTV'nin doğal gazdaki miktarı da 3,5 kat artmıştır. TRT payı ve fon uygulamaları da devam etmektedir. Bu olumsuzlukların giderilmesi durumunda elektriğe zam yapılmasına gerek olmayacaktır'' diye konuştu. AK ENERJİNİN HEDEFİ 2010'DA 1000 MW KAPASİTE Ak Enerji'nin 2006 yılında Türkiye'de üretilen toplam elektrik enerjisinin yaklaşık yüzde 1,6'sını karşıladığını anlatan Karaduman, şirketin hidroelektriğin yanı sıra rüzgar enerjisi yatırım fırsatlarını da yakından takip ettiğini ve Balıkesir'in Bandırma İlçesinde 16 MW kurulu gücünde bir rüzgar santralı kurmak için EPDK'dan lisans alındığını hatırlattı. Bu santralin 2010 yılı Ekim ayında devreye alınmasının planlandığını anlatan Karaduman, ''Ak Enerji'nin 2010 yılına kadar ulaşmayı planladığı kurulu güç kapasitesi 1000 MW'dir'' dedi. Karaduman, elektrik üretimi yatırımlarının yanı sıra elektrik dağıtım ihaleleri ile de ilgilendiklerini, Sakarya, İstanbul Avrupa Yakası ve Başkent Elektrik Dağıtım bölgelerinin özelleştirilmesi için yapılacak olan ihaleler için ön yeterlilik aldıklarını söyledi.