Doğrusu şaşkınlık halindeyim. Kendisine gazeteci denilen, Allah’a inandığını söyleyen insanların nasıl bu kadar alçalabildiklerini anlayamıyorum. Yalan, iftira ve çarpıtmayı tabiatı haline getiren zift medyası dün yine akla hayale gelmez uydurmaları haber diye manşetine taşıdı. Hangisi diye sormakta haklısınız zira yalanda yarışan birçok gazete var.
Sözde gazete Akşam, benim de içinde yer aldığım, bir yıl önce gerçekleşen bir görüşmeyi manşet yaptı. Gazeteci kılığına bürünen Akşam’ın yayın (yalan mı deseydim acaba?) yönetmeni Murat Kelkitlioğlu, Zaman gazetesi genel yayın yönetmeni Ekrem Dumanlı’nın Diyarbakır’da gerçekleştirilen görüşmede, emniyete çalışan istihbarat elemanlarının listesini Gültan Kışanak’a verdiği yalanını uydurdu. Tabi en küçük bir dayanak, mesnet hak getire…
Hiç mi Allah’tan korkmaz, kuldan utanmazsınız? Eşinizin, çocuğunuzun yüzüne nasıl bakabiliyorsunuz? Yalanın da bir sınırı olur be kardeşim. Nedir bu Allah aşkına? Hangi kafayla uyduruyorsunuz bunca şeyi? Şeytan bile şapka çıkartıyordur size, eminim. ‘Ben bu kadarını yapamazdım’ diyerek öykünüyordur.
Bunlara cevap vermeye değmez ama insanların su-i zana kapılmaması için anlatayım. Elli defa yazıldı ama bir kez daha anlatayım.
Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı, ‘Okur Buluşmaları’ kapsamında 11 Nisan 2015’te Diyarbakır’a geldi. Onlarca vilayette yaptığı gibi okuyucularla, abonelerle hasbihalde bulundu. Büyük bir salonda, binlerce kişiye hitap etti. Sayın Dumanlı’nın Diyarbakır’a geleceğini, okurlarla buluşacağını bizzat ben hem de yazılı olarak günler öncesinden hem valiliğe hem de emniyete bildirdim. Yani gizli, saklı bir şey yok.
Okurlarla buluştuktan sonra Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Gültan Kışanak’a nezaket ziyaretinde bulunduk. Ekrem Bey, bugünleri görmüş olacak ki, ‘Aziz, kalabalık gidelim. Görüşmeye çok kişi şahit olsun ki, sonra öküzün altında kimse buzağı aramasın’ dedi. Öyle de yaptık. 4 arabayla belediyeye gittik. Ancak müfteriler yine tabiatlarının gereğini yerine getirdiler. Besleme medya, bu ziyareti algı operasyonuna dönüştürdü. 20 kişinin katıldığı, randevulu ziyareti ‘sır görüşme’ olarak duyurdular. Oysa ziyaret, Zaman gazetesinde fotoğraflarıyla birlikte haber yapılıp yayınlanmıştı. Havuz, 11 Nisan 2015 tarihinde gerçekleşen ziyaretle ilgili haberi 17 gün sonra yaptı. Her halde sahipleri senaryoyu ancak hazırlamıştı.
Besleme havuz gazetelerinin bu davranışı şüphesiz kendilerine yakışan bir hareketti ama ülkeyi yöneten kişilerin bu iftiraya ortak olması üzüntü vericiydi. Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun miting meydanında, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ise Kuveyt dönüşünde uçakta aynı yalana sarılması, gazete sayfalarında fitili ateşlenen iftiranın aslında organize bir operasyon olduğunu gösterdi.
O kadar çok yalan haber yaptılar ki, bir zaman sonra ilk uydurdukları yalanı unutup çelişkiye bile düştüler. ‘Sır görüşme’ ve ‘belediyeye garaj kapısından’ girdiler iftirasını atan havuz gazeteleri, 5 gün sonra ‘Kışanak, Dumanlı’yı VIP kapısından alıp konuk etti’ deyiverdi.
Görüşme sır değildi. Daha önceden randevusu alınan bir nezaket ziyaretiydi. 20 kişinin katıldığı bir görüşmenin gizli-saklı olduğunu söylemek ancak havuzun kurşun askerlerine yakışır. Yaklaşık yarım saat süren görüşmeyle ilgili haber de Zaman Gazetesi’nde yayınlandı. Görüşme baş başa değil heyet halinde gerçekleşti. Tamamen nezaket kapsamında cereyan etti. Ne bir pazarlık yapıldı, ne bir istekte bulunuldu. Bırakın belge, bilgi vermeyi birbirimize kartvizit bile vermedik. İddialar, yalancılığı adet haline getirmiş sözde gazetecilerin iftiralarından başka bir şey değildir.
Halkın seçtiği bir büyükşehir belediye başkanına nezaket ziyareti yapmak ne zamandan beri suç oldu? Biz tıpkı dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan gibi belediyeye nezaket ziyareti gerçekleştirdik. Onların girdiği kapıdan girdik, onların oturduğu koltuklarda oturduk.
Hem bu nasıl gazeteciliktir Kelkitlioğlu? Nerede öğrendiniz bu mesleği? Uğursuz, meymenetsiz tiplerin kulağınıza üfürdüğü yalanların haber değeri taşıdığını kim öğretti size? Hani araştırma, hani karşı görüş? Meselenin doğru olup olmadığını kime sordunuz? Görüşmeye katılan 20 kişiden birine bile ‘ziyarette ne konuşuldu?’ diye sordunuz mu? Muhatapların kapısını çaldınız mı? ‘Çaldınız mı?’ derken ‘aradınız mı?’ demek istedim, başka bir anlamı yok. Suçladığınız insanlara telefon açıp, sorularınızı yönelttiniz mi? Bir delil, bir belge, bir ispat ihtiyacı hissettiniz mi? Nerdeee… Uydur uydur yaz… Güce sırtını daya üfür üfürebildiğin kadar.
Ey rahat zamanların ucuz kahramanları, umurunuzda mı bilmiyorum ama ben yine de söyleyeyim; Yalan bir lafzı kafirdir.
Öte yandan Ekrem Dumanlı sosyal medya hesabından açıklamada bulundu:
"EY ALLAH'TAN KORKMAZ AKŞAM TETİKÇİLERİ VE ETHEM SANCAK!
Bugünkü alçak iftiranızı ispat etmezseniz dünyanın en şerefsiz insanlarısınız!..
2- Bütün müfterilere bir daha duyuruyorum: Bu yalanların hesabını adalet huzurunda vereceksiniz. Mahşerde de ellerimiz yakanızda olacak!...
Ey Müfteri!
Ey tetikçiler patronu!
İşte olayın bir şahidi daha!
Hiçbir iftiranın peşini bırakmayacağız..,
Yalan münafık sıfatıdır diyor hazreti Peygamber.
Ey hayatını yalana feda edenler, düştüğünüz acınası durumdan akıbetiniz için endişe duyun..
Allah'tan başka hiçkimseye boyun eğmeyenler! Zalim sultanlara Hakkı haykıranlar! Yalana yalanla cevap vermeyenler!
Cumanız mübarek olsun..."