Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı, bazı medya kuruluşlarında kendisine atfedilen 'Ya gidersin ya götürürler' ifadesinin çarpıtıldığını söyledi. Dumanlı, "Tayyip Erdoğan'ın adının geçmediği bir cümleye Tayyip Erdoğan'ı sokarak, 'onu kastediyor' diyor. 12 Eylül darbesinden bahsediyorum. Siz ne zaman kendinizi o darbecilerin üniformasını giyip, onlarla empati yapar hale geldiniz? Esas siz kendinizi sorgulayın. Tayyip Erdoğan'la alakalı bir cümle değil, genel bir hüküm söylüyorum." dedi.
CHP Medya Komisyonu'nun Zaman'ı ziyaretinde CHP Genel Başkan Yardımcısı Enis Berberoğlu ile birlikte düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan Ekrem Dumanlı, bazı medyada kendisine yönelik çıkan haberlere tepki gösterdi. Özgür medyaya baskın yapıldığı 14 Aralık'ı hatırlatan Dumanlı, "Bu binada gözaltına alınmıştık. 8 – 9 ay geçti. O günle bugün arasındaki fark nedir deyince dün İpek Medya'ya Bugün ve Kanaltürk ve internet sitelerinin olduğu bir televizyona dün uydurma bahanelerle, kumpas bahanelerle bir polis baskını gerçekleştirildi. Bunun habercisi daha önceden internet sitelerinde yer almıştı. Bir listeden bahsedilmişti. O listede İpek Medya Grubu'ndan başlayıp Sözcü, Doğan Grubu gibi birçok değerli televizyonlar, medya grupları zikrediliyordu. Bu gerçek midir, manipülasyon mudur diye düşünürken dün pat diye basın tarihinin kara bir günü yaşandı. Basın tarihinin kara günüdür 1 Eylül. Bir medya grubuna resmen polis baskını düzenlendi. Yarın kime düzenlenecek o da belli değil. CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu anında bir açıklama yaparak basın özgürlüğüne sahip çıktı, bu çok önemli. Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli anında bir açıklama yaptı. Bu işin akıbetinin iyi olmayacağını, demokrasimiz için iyi olmayacağını ifade etti. Herkesin altını çizdiği bir şey var, 'Medyaya baskı yapma'. Fakat karşımızda her türlü yalanı söyleyen, her türlü iftirayı atan bir başka medya canavarı var." diye konuştu.
Dumanlı, şöyle devam etti: "İktidarın papağanı haline getirilmiş, korkunç bir propaganda makinesi haline getirilmiş. Bugün sabah iki tane gazetede benimle ilgili çok açık bir yalan var. Ben diyorum ki, 12 Eylül günü darbe oldu, 13 Eylül'de gözaltına alındım. Askeri kışlada kaldım, askeri mahkemede yargılandım. Babam, dedem yaşında insanların işkence gördüğünü gözlerimle gördüm. O gün de zannediliyordu ki bunlar kabus gibi çöktüler, gitmeyecekler. 'Gider kardeşim' diyorum. Askeri darbeden bahsediyorum. Bugün, Tayyip Erdoğan'a, 'Ya gidersin ya götürürler gibi' saçma sapan, hiç söylemediğim, Tayyip Erdoğan adının da zikredilmediği bir şeyi, kes yapıştır bir şey yapıyorlar. Bu kadar açık yalan, bu kadar açık iftira hiçbir dönemde görülmedi."
Medyaya baskıya karşı çıkan siyasi partileri takdir ettiğini ifade eden Dumanlı, "Bu azgın, şantajcı bir propaganda makinasına karşı Cumhuriyet Halk Partisi başta olmak üzere, Milliyetçi Hareket Partisi başta olmak üzere değişik siyasi partilerin bu meseleye sahip çıkması, Masum Türker, Mustafa Destici açıklama yaptılar. Taktire şayan. Bütün siyasi partiler şöyle bir mesaj veriyor, 60 gün kalmış seçime. 60 gün içerisinde medyaya yapılan her müdahale rejime yapılan müdahaledir. Yalana, iftiraya, çarpıtmaya gerek yok." dedi.
İktidar partisine seslenen Dumanlı, sözlerini şöyle sürdürdü: "Siyasi rakipleriniz, siyasi partilerdir. Medyayı susturarak, gerçekleri gizleyerek, bazı şeylerin üzerini örterek, bu arada da bir sürü yalan uydurarak, bana yapılan yalan gibi. Tayyip Erdoğan'ın adının geçmediği bir cümleye Tayyip Erdoğan'ı sokarak, 'onu kastediyor' diyor. 12 Eylül darbesinden bahsediyorum. Siz ne zaman kendinizi, o darbecilerin üniformasını giyip, onlarla empati yapar hale geldiniz. Esas siz kendinizi sorgulayın. Benim Tayyip Erdoğan'la alakalı bir cümlem değil, genel bir hüküm söylüyorum. Milletin üzerine çökerseniz, sırtına binerseniz, gitmem derseniz; darbeciler böyleydi diyorum. Darbeciler de gitmek zorunda kaldı diyorum."
CİHAN