İstanbul Barosu'na kayıtlı 28 yaşındaki Avukat Gökhan Vural Arı iş kurmak için geldiği İstanbul'da yaşadığı ekonomik zorluklar ve ödeyemediği borçları nedeniyle intihar etti. Bu intihar kısa süre önce oğluna pantolon alamadığı için hayatını kaybeden işçi İsmail Devrim'i akıllara getirdi.
Sol'un haberine göre Avukat Hakları Grubu'nun instagram hesabından yapılan paylaşımda "Bu büyük acı bize bir kez daha; bu ülkede ve bu şehirde ne kadar ağır şartlar altında mesleğimizi yapmaya çalıştığımızı hatırlattı. Çok! çok üzgünüz" denildi.
Avukat Gökhan Arı'nın intiharının ardından arkadaşları tarafından yapılan açıklamalarda ise hem savcılık hem de baro yönetimine eleştiriler vardı. Vural'ın arkadaşları savcılığın üzücü olaya gerekli ilgiyi göstermeyerek cenazeyi beklettiğini iddia etti.
“Bir meslektaşımız kendi ofisini açmıştı. İşler iyi gitmeyip kredi borçlarını ödeyemeyince başarısız olma duygusu ve başka sorunlar üst üste geldiği için takım elbisesini ve cilaladığı ayakkabılarını giyip 28 yaşında kendi canını aldı. Dün Beşiktaş’ta evinin önünde tam 4 saat bekledik. Belediye doktorunun gelmesi 3 saat aldı. Olay yeri incelemenin gelmesi ise 3,5 saat sürdü. Savcı ise zahmet edip 20 dakikalık yolu gelemedi.
Meslektaşımızın cenazesi Adli Tıpa sevk edilmek üzere Şişli Etfal Hastanesi Morguna kaldırıldı. Bugün saat sekizde morg önündeydik. Saat 11:30'a dek savcının gelmesini bekledik. Çağlayan Adalet Sarayı ile Şişli Etfal Hastanesi 10 dakikalık mesafedir. İki buçuk saat boyunca savcı katibini ve otopsi katibini aradım. savcı bey 10 dakika önce çıktı, 15 dakika önce çıktı gibi zaman kavramlarının birbirlerini tutmadığına bariz yalan söylendiğine şahit oldum. Kendi kulaklarımla hem de. Savcıya meslektaş olduğumuzu ailesinin perişan olduğunu Mersin’e cenazesinin bugün gitmesi gerektiğini bunun her şeyden önce insani bir durum olduğunu iletmelerini rica ettim. Savcı geldiğinde yaptığı işlem 30 dakika sürdü. Bunun yaklaşık 10 dakikası özel koruması ile sohbet etmek ve sigara içmekle geçti.
İstanbul Barosu bize bu süreçte 'yardım ediyoruz' gibi gözükmeye çalışarak vicdan rahatlattı. Nasıl mı? Beşiktaş’ta arkadaşımızın cenazesi için doktor gelmediğinde defaatle aradım baro sekreterini 'halledeceğiz' dedi ama hallettikleri bir şey yoktu, savcının gelmesi için baronun baskın yapmasını istedik ama tabii ki talebimizi karşılayamadılar. Meslektaşımızın adli tıpa gönderilmesi için savcıyı beklerken benim yaptığım gibi mahkeme kalemini arayıp dalga geçer gibi savcı yola çıkmış dediler. Savcının gelip gelmediğini bize haber verin dediler.
Savcı geldiğinde aradım. Sandım ki savcıdan meslektaşımıza böylesi bir saygısızlığı nasıl yaparsınız diye bir nevi hesap soracaklar, defnedileceği zaman haber verin çiçek gönderelim dediler.”