Türkiye ise enerjide dışa bağımlı olmasına rağmen verimlilik ve tasarruf meselesini yıllardır
ihmal ediyor. Bu konudaki en çarpıcı veriler ABD'den... ABD'de enerji verimliliği konusu 1974'te
ülke gündemine alınır ve bütün buzdolaplarının 'A Plus' denilen tasarruflu modellerle değiştirilmesine karar verilir. Konuyu araştıran
Enerji Bakanlığı Danışmanı ve
Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Fakültesi Dekanı Prof. Yunus Çengel, 1974'te ABD'de bir
buzdolabının yılda 1.800, bugün ise yılda sadece 450 kilovatsaat elektrik tükettiğini belirtiyor. 140 milyon buzdolabı tasarruflu modellerle değiştirildiği için ABD her yıl buzdolaplarından 20 milyar dolar enerji tasarrufu sağlıyor. Hâlen ABD Nevada Üniversitesi Makine Bölümü'nde
öğretim üyeliği de yapan Çengel, ABD'nin enerji tasarrufundaki başarısı ile ilgili çarpıcı bir örnek daha veriyor. Dünyada 2008 sonu itibarıyla toplam 436
nükleer santral bulunuyor. Bunların 104'ü Amerika'da. Enerji tasarrufu tedbirleri sayesinde 97 nükleer santralin inşaatı durdurulur. Çengel, Amerika'da 1979'dan bu yana nükleer santral kurulmamasının, tasarruf tedbirlerinin etkisini açıkça ortaya koyduğunu vurguluyor. Çengel, "1973 ile 2000 arasında
Amerikan ekonomisi yüzde 126 büyürken enerji kullanımındaki artış yüzde 30'da kaldı." diyor.
Türkiye'de ise yoğun israf ve verimsizlik söz konusu. Türkiye'de 18 milyon konut olmasına rağmen kullanılan buzdolabı 24 milyon. Bunların en az 15 milyonu A ve A+ diye nitelendirilen enerji tasarruflu ürünler değil. 24 milyon buzdolabının tamamı enerji tasarruflu ürünlerle değiştirilirse, Türkiye her yıl
Atatürk Barajı'nın üretimi kadar elektrik tasarruf edecek. 11 milyon
sokak lambası var. Bunların tamamı LED denilen tasarruflu lambalarla değiştirilirse, yılda yüzde 80 tasarruf sağlanıyor. Türkiye'de bütün aydınlatma, tasarruflu ampullerle yapılsa, yıllık tasarruf edilecek enerjinin karşılığı 8 milyar doları buluyor. 18 milyon ruhsatlı konutun sadece yüzde 10'u standartlara uygun yalıtıma sahip.
Enerji Bakanlığı, sorunun çözümü için binalara 'enerji kimlik belgesi' alma zorunluluğu getirdi. Yeni inşaatlar için uygulamaya geçilirken mevcut binaların da en geç 2017'ye kadar enerji kimlik belgelerini almaları, yani standartlara uygun yalıtım yaptırmaları gerekiyor. Binaların yetersiz yalıtımlarının ülke ekonomisine maliyeti yılda 10 milyar TL'yi buluyor.
Sorunun çözümü için
teşvik politikalarının devreye sokulması gerekiyor. Prof. Çengel, Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği ile
sektörün taleplerini de dikkate alan bir teşvik projesi hazırladıklarını belirterek, verilen öneriyi şöyle anlatıyor: "Teklifimiz, A Plus denilen tasarruflu beyaz
eşya ürünlerinde KDV'nin yüzde 18'den yüzde 1'e çekilmesiydi.
Hükümet bunu yapacağını söyledi ama bir türlü olmadı." Çengel, hükümetin binaların izolasyon maliyetlerinin üçte birini karşılayıp kalan miktar için de düşük faizli ve uzun vadeli
kredi kullandırılmasını öneriyor.
'Kaya gazı, doğalgaz ithalatını azaltır'
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Enerji Sektör Kurulu Başkanı Ata Ceylan ise doğalgaza bağımlı bir enerji piyasası oluşturulduğunu ifade ederken, kömür kaynaklarının kullanılmasının önemine dikkat çekiyor.
Kömür gibi
fosil yakıtlar arasında yer alan ve son yıllarda keşfedilen 'shale gaz' (
kaya gazı) da Türkiye'nin enerji arzında ilginç konu başlıklarından. Çünkü ülkemizde ciddi bir
kaya gazı potansiyeli bulunuyor. Ata Ceylan, kaya gazı kullanımının yaygınlaşması ile Amerika'nın sıvılaştırılmış doğalgaz ithalatının (LNG) yarıya düştüğünü belirterek "Türkiye'de 400 ile 650 milyar metreküp arasında bir kaya gazı potansiyeli var. Bu kaynak değerlendirilebilirse doğalgaz ithalatı ciddi oranda azalabilir." diyor.