S&P Global Operasyonlar ve Analizlerden Sorumlu Başkanı Paul Coughlin, “Başbakan’ın sözleri çok da olağandışı değil. Dünyanın her yerinden bu tür tepkiler alıyoruz. Olumsuzluklara dikkat çekmemiz
Türkiye’nin yararına” dedi.
ULUSLARARASI
kredi derecelendirme kuruluşu
Standard & Poor’s (S&P) Global Operasyonlar ve Analizlerden Sorumlu Başkanı Paul Coughlin,
S&P’nin 1 Mayıs’ta Türkiye’nin
kredi notu görünümünü ‘pozitif’ten ‘durağan’a çevirmesiyle ilgili hükümetin gösterdiği tepkiye
yanıt verdi. Coughlin, “Türkiye’nin Başbakanı, S&P’nin Türkiye değerlendirmesini Türkiye ekonomisine karşı bir saldırı olarak görmüş olabilir. Başbakan’ının sözleri çok da olağan dışı değil. Dünyanın her yerinden bu tür tepki alıyoruz. Geçen yıl ABD’den, önceki yıl da
İspanya ve İrlanda’dan tepkiler aldık. Tepkiler işimizin bir parçası oldu” dedi. Türkiye
ofisinin açılışının birinci yılı münasebetiyle düzenlene bilgilendirme toplantısında konuşan Coughlin, şunları söyledi:
Duygusallık ayrı tutulmalı
“Sadece
ülkelerin değil bir
banka ya da şirketin
reytingini değiştirdiğimiz zaman da o şirketten tepkiler geliyor. Biz böyle durumlarda ve her zaman işimize odaklanmaya çalışıyoruz. İşimizi en iyi şekilde yapmaya yoğunlaşıyoruz. Biz reklam ajansı değiliz. Kredi riskini ölçüyoruz. Günün sonunda yaptığımız uyarılar, ekonomide dikkat çektiğimiz olumsuzluklar Türkiye’nin yararınadır. Türkiye’nin cari açık ya da enflasyon gibi konuların üzerine giderek düzeltmesi, sorunlarına çözüm bulması gerektiğini kimse tartışmıyor. Değerlendirmelerde duygusal boyutu ayrı tutmakta fayda var.”
Büyüdükçe reyting artar
S&P’nin Türkiye için genel olarak uzun vadeli görüşünün ‘pozitif’ olduğunu kaydeden Coughlin şunları söyledi: “Türkiye kişi başı gelirde 10 bin dolar ile orta gelir seviyisinde sayılıyor. Kişi başı gelirin orta gelir üzerine çıkmaya başladığı ve
sermaye piyasalarının da büyüyerek derinleştiği ülkelerde
kredi derecelendirme kuruluşlarının faaliyetleri de yoğunlaşıyor. Türkiye büyüyen bir ekonomi, bu yıl ve gelecek yılki büyümesinde
Euro Bölgesi’nden belirgin şekilde ayrışacak. Bu yıl yüzde 2 büyümesini bekliyoruz. Büyümeye devam ettikçe, gelir seviyesi arttıkça reytingi de artacak. Çok yüksek bir cari açığı var. Bunun getirdiği bir
baskı var. Ancak yine de Türkiye’nin reytinginin yönelimi yukarı olacak.”
1 yıldır Türkiye’deyiz
S&P Türkiye Bölge Müdürü Zeynep Holmes de, S&P Türkiye muhabir ofisinin birinci yılını doldurduğunu hatırlatarak şunları kaydetti: “S&P Türkiye’ye uzun vadede olumlu bakıyor. Bunun da önemli kanıtı geçen yıl burada ofis açmamız. S&P’nin kendisi Türkiye’ye yatırım yapıyor ve uzun vadede
bölgede büyümek istiyor. Türkiye’de bir dönüm noktası yaşanıyor, sermaye piyasalarının hızla geliştiğini görüyoruz. Bunun ileride bölgede etkili olacağını düşünüyoruz. Bu nedenle Türkiye’de geldik.”
Özür dilemeyi düşünmüyoruz
S&P Türkiye Bölge Müdürü Zeynep Holmes, S&P’nin Türkiye’ye ilişkin son kredi notu değerlendirmesiyle ilgili olarak özür dileyip dilemeyeceği konusunda şunnları söyledi: “Kredi notu değerlendirmesi S&P’nin bağımsız görüşüdür. Katılanlar olduğu gibi katılmayanlar da olabilir. Bu değerlendirmeyi doğru ya da yanlış görmemek gerekiyor. Çünkü bu bir görüştür ve özür dilemeyi düşünmüyoruz. Kredi derecelendirmesi ne yazık ki Türkçe’de ‘not’ olarak yerleşmiş. Bu tam olarak doğru değil. Bir öğretmenin bir öğrenciye not vermesi gibi bir durum söz konusu değil. Bazen piyasalarla reytingler aynı hızda gitmiyor. Bazen piyasalar bizim görüşümüze itibar ediyor, bazen katılmıyor. Biz orta vadeli değerlendirme yapıyoruz ve sadece kredi riskine bakıyoruz. Bazıları için görüşümüz dar ve sıkıcı olabilir.”
Kontratla çalışıyoruz isteyen iptal edebilir
ÜLKE notunun görünümünün ‘durağan’ olmasının, önümüzdeki 12-18 ayda not artırımının muhtemel olmadığı anlamına geldiğini söyleyen Zeynep Holmes şöyle konuştu: “Türkiye’ye uzun vadede olumlu bakıyoruz. Kredi derecelendirmesi yaptığımız ülkeler ve şirketlerle kontratlı çalışıyoruz. Bizimle çalışmak istemiyorlarsa kontratlarını iptal edebiliyorlar.”
Reytinginizi 3 faktör düşük tutuyor
S&P Türkiye Baş Analisti Eileen Zhang Türkiye ekonomisine ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı: “Türkiye’nin reytingini düşük tutan faktörleri 3 başlık altında özetlemek mümkün: Dış finansal riskler,
ekonomik yapıdaki zayıflıklar ve potansiyel mali risk.
Cari açık miktarı açısından dünyada en yüksek ikinci ülke.
Ekonomi uluslararası sermaye akışlarındaki döngüsel değişikliklere karşı duyarlı.”