Önceki gün 11 yeni kuruşluk zamla 95 oktan benzinin litresi 3 YTL’ye dayanırken, yılbaşından bu yana akaryakıta yapılan zamların oranı yüzde 15'i geçti. Fiyat tespitind
e devlet tekelinin kalktığı 2005'ten beri rekabetin pompaya
ucuzluk olarak yansımasını bekleyen vatandaşlar, zam furyası karşısında çaresiz duruma düşüyor. >
Petrol Sanayi Derneği verilerine göre yılın ilk dört ayında benzin ve motorin
satışları bir önceki yıla göre yüzde 5'e yakın geriledi. Aynı dönemde otomobil ve
hafif ticari araç satışları ise yüzde 11,3 arttı.
Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre ise sadecece
Mart 2006'da bir önceki yıla göre trafiğe kaydı yapılan
taşıt sayısı yüzde 139 artış gösterdi. Ortaya çıkan sonucu ‘izah etmek kolay değil' diye nitelendiren
sektör temsilcileri,
vergi yükünün azaltılmaması halinde kaçak akaryakıtın önünün alınamayacağını kaydediyor. Tüketimdeki azalmada
kredi ile
araba alanların mecbur kalmadıkça trafiğe çıkmaması da etkili oluyor.
Akaryakıta üst üste gelen zamlar,
kayıtlı çalışan ana dağıtım şirketleri ve bayileri de zorluyor. Akpet Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Aytemiz, benzin
tüketiminin artmak yerine gerilemesini, ‘zamlar’a bağlıyor. Akaryakıtta yüksek vergide ısrar edilmesini eleştiren Aytemiz, “
Kaçak akaryakıtçılar bu fırsatı değerlendiriyor. Sektörde istikrar için, akaryakıt
fiyatları makul seviyeye çekilmeli.” diyor. Türkiye Akaryakıt Bayileri Petrol ve Gaz Şirketleri
İşveren Sendikası Başkanı Atıf Ketenci ise istasyonlardaki satışların iki yıl önceki rakamlara gerilediğine dikkat çekiyor. Her iki isim, pahalı akaryakıtın sektörde kaçağı artırdığı görüşünde birleşiyor.
Ketenci, yüksek vergiden kaynaklanan anormal fiyatların kaçak vatandaşı kayıt dışılığa yönelttiğine dikkat çekerek şu bilgileri veriyor: “Son iki yıldır Türkiye ekenomisi büyüyor. Araç satışları artıyor, buna paralel akaryakıt satışlarımızında artması lazım. Tam tersi yüzde 5 geri gidiyoruz. Bunun acilen masaya yatırılması lazım. Yüksek vergi ile daha fazla vergi toplanacağı anlayışı yanlıştır, bundan vazgeçilmeli.” Türkiye Büyük
Millet Meclisi
Kaçak Akaryakıt Komisyonu’nun yanı sıra sektör dernekleri tarafından yapılan raporlarda yüksek vergilerin sektörde kaçağı artırdığı ve yıllık vergi kaybının 3 milyar doları bulduğu belirtilmişti. Aynı çalışmalarda, kaçak akaryakıtın son 10 yıllık dönemde 20 milyar dolarlık doğrudan vergi kaybına yol açtığı vurgulanmıştı. Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) son raporunda da Türkiye’de dünyanın en pahalı akaryakıtının satıldığı bilgisine yer verilmişti. Türkiye’de sektörün büyüklüğü 45 milyar YTL’yi buluyor. Bunun yarıdan fazlasını vergiler oluşturuyor.
1,8 YTL’si devlete gidiyor
Türkiye’de akaryakıt fiyatlarının yaklaşık yüzde 70’ini Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) ile Katma Değer Vergisi oluşturuyor. Bir diğer ifadeyle 2,97 yeni liranın 1,8 yeni liralık kısmını vergi oluşturuyor. Ürün fiyatları; vergilere, nakliye, ana dağıtım şirketi ve bayi kârları ile
Enerji Kurulu payının eklenmesi ile elde ediliyor. Fiyatlar 1 Ocak 2005 itibarıyla ulusal ve uluslararası petrol piyasalarındaki hareketlenmelere göre belirleniyor. Ancak hükümetin bütçenin gelir hedefleri içinde
aslan payına sahip akaryakıt vergilerinden taviz vermemesi vatandaşın ucuz benzin hayalini başka bahara bırakıyor.
Otomotiv Distribütörleri Derneği verilerine göre yılın ilk dört ayında otomobil ve hafif
ticari araç satışları yüzde 11,3 oranında arttı. Buna göre geçen yılın ilk dört ayında 113 bin adet olan satış rakamı, bu yıl 192 bine yükseldi. Aynı dönem içerisinde benzin satışları yüzde 4,3 azalarak 1 milyon 39 bin metreküpten 994 bin metreküpe geriledi.
Motorin satışları ise yüzde 7,2 artışla 1 milyon 67 bin metreküpten, 1,1 milyon metreküpe çıktı. Ancak sektör verilerine göre yılın son üç ayında motorin satışları da gerilemeye başladı. Ocakta artmaya başlayan satışlar şubatta yüzde 7,4 artış gösterdi. Ancak mart ayında yüzde 7,4 oranı ile duraklama sürecine girilirken, nisanda ise motorin satışları yüzde 7,2’ye geriledi. Sektör çevreleri motorindeki düşüşü, benzin ile motorin arasındaki fiyat farkının azalmasına bağlıyor.