Türkiye'de olası bir krizin olmasının mümkün olmadığını, ancak artçı şokların olacağını ve bunların da ekonomiyi pek fazla sarsmayacağını dile getiren Dr. Süleyman Yaşar, "Türkiye'de kriz olacağına dair söylenenlerin medya, politika ilişkisi içerisinde ‘Panik' yaratacak şekilde topluma söylenmesi ciddi anlamda sorun yaratabilir. Sayın Bülent Gedikli, insanımızı parasın tutmasını söyledi ama bu yanlış anlaşılmasın evet makul derecede tutumlu olmak gerekebilir ama eğer iç piyasayı etkileyecek derecede olursa gerçek anlamda sorunlar ortaya çıkabilir" ifadelerini kullandı. Altın ve borsadaki hareketliliğe de değinen Yaşar, altının fiyatını yükselmesini yaz aylarındaki düğün hareketliliğiyle açıkladı. Bu hareketliliğinde sadece Türkiye'de değil, Hindistan, Çin gibi Güneydoğu Asya ülkelerinde de yaşandığını belirtti. Altının kriz dönemlerinde yükseleceğini ancak bunun belli bir seviyede kalacağını söyleyen Dr. Süleyman Yaşar, "Altın önümüzdeki 2 yıl yükselişte olabilir. Ama 1980 yılında yaşanan İran-Irak savaşındaki seviyeye çıkmaz" dedi. Ayrıca gelişmiş ülkelerdeki sorunların kısa sürede çözülemeyeceğine de değinen Yaşar, "Gelişmekte olan ülkelerde sorunlar daha çabuk çözülür. Gelişmiş ülkelerin önemi azalırken, gelişmekte olan ülkelerin önemi ortaya çıkıyor. Bu ülkeler dünya tüketiminin yarısından fazlasını üretmeye başladı ve Türkiye'de bu ülkelerin içinde.. Türkiye'de borçlanma limiti yok. Bugün Almanya bile yatırımlarını Avrupa dışına yapmakta" şeklinde konuştu. Programa telefonla bağlanan Halil Reçeber ise; hükümet tarafından yapılan açıklamaların olumsuz bir hava yarattığını dile getirdi. Krizi durmaya alışkın bir toplum olan Türk toplumunda faizlerin ve borsanın düşmesi kriz sürecinin daha da büyümeye imkân vermesine sebep olduğunu söyledi. Altın ve dolardaki sıkıntılı süreci de değerlendiren Halil Reçber, "Dünyanın geneline baktığımızda bir sıkıntı olduğu söylenebilir. Bu süreç atlatılacaktır. Altın 12 iş gününde %10 yükseldi. Borsada da önümüzdeki günlere yönelik olumlu gelişmelerin olacağını söyleye bilirim" dedi.