Vakıf suyu vurgununa sözleşme kılıfı

Vakıflara ait tarihi Taşdelen suyu için 1998 yılında yapılan ihalede, sözleşmedeki bir cümlenin değiştirilerek bizzat Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından soyguna zemin hazırlandığı ileri sürüldü.

Vakıf suyu vurgununa sözleşme kılıfı

Sözleşme tarihinde ANAP Mersin il başkanı olan Nihat Köksal'ın sahibi olduğu Köksallar Limitet Şirketi'ne, Vakıflar'dan sorumlu Devlet Bakanı'nın ANAP'lı Metin Gürdere olduğu dönemde, ihale sürecinden itibaren 27 milyon YTL'lik vurgun için yasal boşluk hazırlandığı iddia edildi. İhale öncesi hazırlanan şartnameye göre, 3 milyon dolarlık yatırım ve inşaat için Orman Bakanlığı'ndan izin alma yükümlülüğü firmaya verilirken, ihaleden sonra imzalanan sözleşmede bu cümlenin, "İzin alma durumu idaremiz tarafından sağlanacaktır." şeklinde Vakıflar Genel Müdürlüğü lehine değiştirildiği öğrenildi. 28 Şubat'ın ardından kurulan Anasol-D iktidarı döneminde orman bakanı ise ANAP'lı Ersin Taranoğlu idi. Bunu değerlendiren Köksallar Turizm, şartnamedeki 3 milyon dolarlık yatırım yapma zorunluluğuna uymadı. Böylece, 27 milyon YTL'lik vurgun süreci başladı. İddialara göre Nihat Köksal, kendi partisinden olan iki bakanlığa da baskı yaparak iznin çıkmasını engelledi. Zaman'ın dün 'Vakıf suyunu bile hortumladılar' başlığıyla gündeme getirdiği vurgunun ardında siyasi kıyak olduğu anlaşıldı. Mülkiyeti Orman Bakanlığı'na ait Ümraniye orman alanı içerisindeki Taşdelen Vakıf Memba Suları Tesisleri'ni kiralayacak şirket için 1998'de sözleşme şartnamesine göre 3 milyon dolarlık yatırım yapılması ve bunun için bakanlıktan izin alınma şartı getirildi. 1998 yılında yapılan ihaleye göre, bu izni yüklenici firmanın alması gerekiyordu. İhaleyi dönemin ANAP Mersin İl Başkanı Nihat Köksal'ın sahibi olduğu Köksallar Turizm kazandı. Hemen ardından imzalanan sözleşmede, ufak bir değişiklik yapılarak izin alma şartı şirketten alınarak Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün sırtına yüklendi. 2 yıl boyunca yatırım yapılmayınca da sözleşme feshedildi. Şirket buna itiraz edince hem sözleşmenin feshi hem de tahliye davası açıldı. Taşdelen'deki soygun, mahkeme süreci sayesinde mümkün oldu. Alınan bilgilere göre, Köksallar'ın elini güçlendiren en büyük sebep, sözleşmedeki madde. Şirket, her iki davada da aynı savunmayı yaptı. Sözleşmeye göre, yatırım için gerekli izinlerin Vakıflar idaresi tarafından alınacağına vurgu yapan şirket, sorumluluğun kendilerinde değil Vakıflar Genel Müdürlüğü'nde olduğunu öne sürdü. 5 yıl boyunca devam eden dava, 2005 yılında Vakıflar lehine sonuçlandı. Ancak şirket Yargıtay'da temyiz davası açtı. Bu dava ise halen devam ediyor. Öte yandan dönemin Devlet Bakanı Metin Gürdere'nin ismi, MGK kararıyla belirlenen 30 vakfın, irticai faaliyet yaptığı gerekçesiyle takip edilmesinde geçmişti. Refahyol'un yıkılmasının ardından kurulan hükümetin katıldığı ilk MGK toplantısında irticai vakıflar gündeme gelmişti. 30 vakıf mercek altına alınmış, Milli Gençlik Vakfı'nın da aralarında bulunduğu bazı vakıflar kapatılmıştı. Haziran 1997 ile Mart 1998 arasında toplam 1.402 vakıf denetlenmişti ZAMAN
<< Önceki Haber Vakıf suyu vurgununa sözleşme kılıfı Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER