Küresel krizin etkili olduğu 2008 ve 2009'da 50'den fazla
ülke Uluslararası Para Fonu (IMF)'nun kapısını aşındırırken 26 ülke
anlaşma yaparak
kredi aldı.
Erdoğan'ın bu tavrına
Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inacio
Lula da Silva Luna'nın ardından bir
destek de ünlü Amerikalı ekonomistten geldi. Forum
İstanbul 2009'a katılan Johns Hopkins Üniversitesi'nden Prof. Dr. Steve H. Hanke, Türkiye'nin IMF'ye ihtiyacı olmadığını belirterek, "
Başbakan Erdoğan direnmekte haklı." dedi. Gazetecilerin sorularını cevaplayan Hanke, AK Parti'nin IMF'ye direnmesini siyaseten haklı bulurken, "Aksi takdirde hükümetler, siyaseten zayıf bir görüntü verir." değerlendirmesinde bulundu. Bu süreçte mali reformlara hızla devam edilmesi gerektiği uyarısında bulunan Hanke, "Emek piyasası ve yüksek
vergi oranlarına ilişkin
düzenlemelere ihtiyaç var. Eğer
ekonomik toparlanma hızlı olursa kazanan Başbakan olur." diye konuştu.
ABD'li ekonomist Hanke, forumdaki konuşmasında ise birilerinin 'kriz yok' dediğini ancak Amerika'da büyük sıkıntılar yaşandığını ifade ederek, krizde kaldıraçların, balonun şişmesine sebep olduğunu ve bu balonların da patlamasıyla çok büyük etkilerin doğduğunu anlattı. Hanke,
finansal sektörde bankaların karşılıksız kredi vermesinin ve mortgage şirketlerinin hızlı ama gevşek temellerle çalışmalarının krizi tetiklediğini vurguladı. G-20 sonuçlarına bakıldığında da buradan en kazançlı çıkan kurumun IMF olduğunu dile getiren ünlü
profesör, G-20 çerçevesinde IMF ile ilişkili çalışmanın gerektiğini kaydetti.
SPK: DAHA ÇOK DÜZENLEME GEREKSİZ
'Yeni bir küresel mali yapılanmaya bakış' başlıklı oturumda konuşan
Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı
Vedat Akgiray ise serbest piyasada daha çok düzenlemeyi savunan kamu yaklaşımına şiddetle karşı çıktığını ifade etti. 20 yıldır bu krize yaklaşıldığının bilindiğini söyleyen Akgiray, ancak ekonomilerin gelişmesinden ötürü panik yapılmadığını dile getirdi. Finansal kurumların fevkalade denetlendiğini hatırlatan SPK Başkanı, "D
emek ki
denetleme eksikliği değil başka bir şey var. Dolayısıyla serbest piyasada 'daha çok düzenleme' kamu yaklaşımına da şiddetle karşı çıkıyorum. Biz SPK olarak bu konuda bir şeyi düzeltmek istiyoruz. Karşımıza onlarca
kanuni engel çıkıyor. Ama biraz hayal gücünü zorlayınca, biraz inovatif olunca bu kanunlara aykırı davranmadan istediğimizi yapabiliyoruz. Teknolojideki değişim ve geliştirilen finans programları bunları yapmayı çok kolaylaştırdı." dedi.