Jackson, AKP hükümetinin özel sektöre yönelik devam eden bu baskıcı politikalarının, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gittikçe otoriterleştiğine” yönelik kaygıları daha da arttırdığına dikkat çekti. Bu baskıcı tutumun, Merkez Bankası’nın faiz oranlarını düşürme çabalarına da olumsuz etki edeceğinin altını çizdi. Artan otoriterleşmenin ülkenin ekonomik kazanımlarından geriye gidişi ihtimalini ortaya çıkardığını vurguladı.
Dünyanın önde gelen ekonomi danışmanlık şirketlerinden Londra merkezli ‘Capital Economics’te ‘Gelişen Piyasalar Kıdemli Ekonomisti’ olarak görev yapan Jackson, Zaman’a yaptığı açıklamada Türkiye ekonomisinin güçlenmesinde, 2000’li yılların başında yapılan bankacılık düzenlemelerinin büyük katkısının olduğunu hatırlattı. İngiliz uzman, bu düzenlemelerin Türkiye’yi yabancı yatırımcılar için bir cazibe merkezi haline getirdiğini ve cari açığın azaltılmasına da büyük katkı sağladığını kaydetti. Bu politikalar sonucunda 2000’li yıllarda Türk ekonomisinin önceki yıllara nazaran daha güçlü ve dengeli bir şekilde büyüme kaydettiğini ifade eden Jackson, “Ancak Türkiye’de artan bu otoriterleşme, bu trendi tersine çevirebilir.” uyarısında bulundu.
Londra, New York’la birlikte dünyanın finans merkezi olarak biliniyor. Finansal sektörün yerleştiği Londra’nın şehir merkezi 500’den fazla bankaya ev sahipliği yapıyor.