Haftanın son işlem gününde ABD
ham petrolünün varil fiyatı 86 dolar seviyelerinde işlem gördü.
Haftaya Avro Bölgesi'ndeki kamu
borç sorunun
İtalya ve
İspanya'ya yayılacağı endişeleri ve dünyanın en büyük ekonomisi ABD'deki zayıf
ekonomik verilere ilişkin kaygılar damgasını vurdu.
ABD'nin federal borçlanma tavanının yükseltilmesi sorununun son anda aşılması bu hafta başında bir nebze küresel
piyasaları rahatlatsa bile takip eden günlerde küresel ekonominin yeniden resesyona girebileceği korkusu piyasalarda sert satışlara neden oldu. Ekonomik durgunluk sonucunda hammaddeye olan talebin azalacağı endişeleri de emtia fiyatlarında ciddi gerilemeye yol açtı.
Uluslararası piyasalarda ham petrol fiyatları 5 dolardan fazla değer kaybederek 6 ayın en düşük seviyelerine kadar geriledi.
Avrupa Merkez Bankası (ECB),
Japonya
Merkez Bankası (BoJ) ve
İsviçre Merkez Bankası'nın piyasalara müdahaleleri, Avro Bölgesi'ndeki
borç krizi ve küresel ekonomideki yavaşlamaya ilişkin endişeleri yatıştırmak için yeterli olmadı.
ECB Başkanı Jean Claude Trichet perşembe günü düzenlenen
faiz toplantısının ardından yaptığı açıklamada,
Mart ayından bu yana ilk kez tahvil alımı yapacaklarını belirtti.
BoJ de Japon para birimi yendeki değerlenmeyi önlemek ve ekonomik toparlanmayı
desteklemek için döviz piyasalarına müdahale ederken, İsviçre Merkez Bankası da çarşamba günü franktaki değerlenmeyi önlemek için piyasalara müdahale etti.
ABD'DEKİ BORÇLANMA LİMİTİ SORUNUNDA NİHAYET ANLAŞMA SAĞLANDI
ABD'de borçlanma limitinin yükseltilmesi için sürenin dolmasına sadece 2 gün kala, krize çözüm bulma uğraşında
Beyaz Saray ile
Kongre liderleri arasında haftalardır süren çıkmazın ardından nihayet
anlaşma sağlandı.
ABD Başkanı
Barack Obama, ''son dakika'' anlaşmasını Beyaz Saray'da yaptığı açıklamayla kamuoyuna duyurdu.
Obama, borçlanma tavanına yönelik krizin
ülke ekonomisini yaraladığını, ABD ekonomisine gereksiz bir olumsuz etkisinin olduğunu belirterek, ABD hükümetinin kaybınını 1 trilyon doları bulabileceğini vurguladı.
Kongre'nin her iki kanadı
Temsilciler Meclisi ve Senato'nun anlaşmaya onay vermesi ve Obama'nın imzasıyla birlikte anlaşmanın hayata geçirildi. Böylece ABD'nin temerrüde düşmesi riski, limitin artırılması için olan sürenin son gününde önlenmiş oldu.
Tarafların üzerinde uzlaştığı plan, gelecek 10 yılda harcamalarda 2,4 trilyon dolarlık
kesinti yapılmasını öngörüyor.
Plan, federal hükümetin borçlanma limitinin, 2012
başkanlık seçimleri sonrasına kadar olan dönemi kapsayacak şekilde, iki aşamada en az 2,2 trilyon dolar düzeyinde yükseltilmesini içeriyor.
ABD
Hazine Bakanı Timothy Geithner, borçlanma tavanının yükseltilmesi anlaşmasının mali sorumluluğu düzeltmede önemli bir adım olduğunu ve ülkenin sorunlarının üstesinden gelmesinde olanak yarattığını bildirdi.
S&P, ABD'NİN KREDİ NOTUNU DÜŞÜRDÜ
Uluslararası
kredi derecelendirme kuruluşu
Standard & Poor's (S&P), ABD'nin ''AAA'' olan uzun vadeli
kredi notunu tarihinde ilk kez düşürerek ''AA ''ya çekti, not görünümünü ise ''negatif'' olarak belirledi.
Kuruluş, kararda hükümetin
bütçe açıkları ve artan borç yükünün etkili olduğunu belirtti.
Moody's, ABD'de borçlanma tavanının yükseltilmesi kararından sonra bu ülkenin ''AAA'' olan kredi notunu teyit etti ve görünümünün ''negatif'' olduğunu açıkladı.
Kuruluş, ''Bu anlaşma, ABD'nin uzun vadede AAA olan kredi notunu sürdürmek için gerekli uzun vadeli mali konsolidasyonu sağlamada
ilk adım'' değerlendirmesinde bulundu.
Fitch de ABD'nin ''AAA'' olan kredi notunu teyit ederek, dünyanın en büyük ekonomisinin gelecekte muhtemel kredi notu indirimiyle karşılaşmaması için borç yükünü azaltması gerektiği uyarısında bulunmuştu.
Çin
kredi derecelendirme kuruluşu Dagong ise ABD'nin kredi notunu ''A ''dan ''A''ya düşürdü.
Kuruluş, ABD'nin borçlanma tavanının yükseltilmesinin, ülkenin borcunun artmasının ekonomiyi geri bıraktığı olgusunu değiştirmediğine dikkat çekti.
Kuruluşun kredi notunu düşürmesi, ABD'de borçlanma tavanının yükseltilmesine karşın dünya genelindeki karamsarlığı yansıtıyor.
Öte yandan ABD
Ticaret Bakanlığının açıkladığı verilere göre, haziran ayında
tüketici harcamaları 2009 yılı eylül ayından bu yana ilk kez gerileyerek, yüzde 0,2 düştü.
ABD Çalışma Bakanlığının verilerine göre ise Temmuz ayında tarım dışı istihdamdaki artış 117 bin arttı. Böylece,
işsizlik oranı temmuz ayında yüzde 9,2'den yüzde 9,1'e geriledi.
AVRO BÖLGESİ'NİN 3. BÜYÜK EKONOMİSİ İTALYA KORKUSU, PİYASALARI ALTÜST EDİYOR
Uluslararası piyasalarda yaşanan sert satışlar, Avro Bölgesi'ndeki borç krizi halkasına
Yunanistan,
İrlanda ve
Portekiz'in ardından İtalya ve İspanya'nın da eklenebileceği endişelerine işaret ediyor.
Avro Bölgesi'nin 3. büyük ekonomisi İtalya, Yunanistan'dan sonra borç oranı en yüksek ülke. Uzmanlar, Yunanistan ya da Portekiz gibi
küçük ekonomilerin borç sorununun üstesinden gelinebileceğini, ancak krizin İtalya ya da İspanya gibi büyük ekonomilere sıçramasının kaygı verici olacağını belirtiyor.
Zira İtalya'nın temerrüte düşmesi söz konusu olursa bunun maliyetinin 700 milyar
avroyu bulabileceği ifade ediliyor.
Ekonomistler, kamu borç yükü gayri safi yurtiçi hasılasının yüzde 120'sine ulaşan İtalya'nın tahvil faizini kısa vadede düşürememesi halinde borçlarını çevirmekte zorlanacağı uyarısında bulunuyor.
İtalya Başbakanı Silvio
Berlusconi, ülkesinin yaşadığı borç sorunu ve düşük
büyüme hızına ilişkin parlamentoda yaptığı konuşmada, ülkesinin güçlü siyasi bir yapısı olduğunu belirterek, ''Piyasalar gücümüzü dikkate almamaktadır'' dedi.
Berlusconi İtalyan bankalarının bugün sağlam olduğunu, İtalya'nın temel gücünü, istikrarlı bir bankacılık sistemi olduğunu, özel sektörün düşük borçluluk düzeyinde olduğunu bilmeyen yatırımcıların baskısıyla İtalya'nın borçlanma faiz oranlarının yükseldiğini bildirdi. Berlusconi, İtalya'nın güçlü bir ticaret ruhunun bulunduğunu kaydetti.
İtalyan ekonomisini ciddi biçimde sarsan borç sorunu nedeniyle önceki gün
sendika ve işveren temsilcileriyle bir araya gelen Berlusconi'nin, hükümetinin harekete geçmesi konusunda uyarıldığı belirtildi.
Öte yandan Avrupa Komisyonu Başkanı
Jose Manuel Barroso, tahvil piyasalarındaki gerilimin, gelişen krize karşı Avro Bölgesi'nin sistemik kapasitesi konusunda yatırımcıların artan endişesinin yansıması olduğunu belirtti.
Barroso, 21 Temmuz'da yapılan AB zirvesinde alınan kararların bir an önce AB ülkelerinin parlamentolarında onaylanıp, yürürlüğe geçmesi gerektiğini vurguladı.
Avro Bölgesi'nin borç krizinin bölgedeki çevre ülkelerin dışındaki ülkelere de yayıldığı konusunda uyararak, liderlere Avro Bölgesi'ne ''tam destek'' vermesi çağrısında bulundu.
Avro Bölgesi'nin borç krizine karşılık verebilme konusunda piyasaları ikna etmek için şu anda ve gelecekteki
kurtarma fonlarının miktarı dahil tüm unsurlarını yeniden değerlendirmesini talep eden Barroso, ''Avrupa Finansal İstikrar Olanağı (
EFSF) ve beraberinde Avrupa İstikrar Mekanizması'nın (ESM) krizin yayılma riskiyle uğraşmak için gerekli araçlarla donatıldığını garanti etmek için EFSF ve ESM ile ilgili tüm unsurların hızla yeniden değerlendirilmesi çağrısı yapıyorum'' dedi.
AB Komisyonu'nun ekonomik ve parasal işlerden sorumlu üyesi
Olli Rehn, İtalya ve İspanya'nın mali
yardım planına ihtiyacı olmayacağını belirterek, Avro Bölgesi'nde yaşanan krizin üstesinden gelmek için G7 ve G20 yoluyla küresel işbirliğine ihtiyaç bulunduğuna dikkati çekti.
İngiltere Merkez Bankası, gösterge faiz oranını yüzde 0,5'te bırakırken,
Avrupa Merkez Bankası da (ECB) yüzde 1,50 olan gösterge faiz oranında değişiklik yapmadı.
ECB Başkanı
Jean-Claude Trichet, bankanın Frankfurt'ta düzenlediği faiz toplantısının ardından yaptığı açıklamada, Avro Bölgesi'nde borç krizinin yayılma riskinin artması nedeniyle piyasalara likidite sağlayacaklarını ifade ederek, 6 ay vadeli yeni bir kredi imkanı ile piyasalara likidite sağlanacağını ve yıl sonuna kadar genişlemeci para politikasını sürdüreceklerini vurguladı.
Bununla birlikte Çin
Dışişleri Bakanı Yang Jiechi, dünya genelinde ülkelerin, ABD ve Avrupa'daki borç sorunu risklerine karşı koordinasyonu hızlandırması gerektiğini bildirdi.
DÖVİZ PİYASASI
ABD dolarının, uluslararası döviz borsalarında önemli para birimleri karşısında, Pazartesi günü açılış ve
Cuma günü kapanış değerleri şöyle oldu:
PARA BİRİMİ PAZARTESİ CUMA
----------- --------- ---------
Japon Yeni 77,43
78,38
İsviçre Frangı 0,7914 0,7670
Kanada Doları 0,9517 0,9819
Londra döviz piyasasında
pazartesi günü 1,4397 dolardan açılan avro, cuma kapanışta 1,4275 dolara geriledi.
Aynı borsada pazartesi günü 1,6408 dolardan açılan
İngiliz sterlini ise cuma kapanışta 1,6389 dolar oldu.
New York borsasında,
altının ons fiyatı pazartesi günü 1.619,00 dolardan kapanırken, cuma günü kapanışta 1.648,80 dolara yükseldi.
ABD, AVRUPA VE ASYA BORSALARI
Uluslararası borsalarda Avro Bölgesi'ndeki borç krizinin İtalya ve İspanya'ya yayılacağı endişelerinin yanı sıra ABD ekonomisindeki zayıf büyüme kaygıları ile sert düşüşler yaşandı.
ABD'de dün New York Borsası'nda Dow Jones Endeksi yüzde 0,54 (60,93 puan) değer kazanarak, haftayı 11.444,61 puandan kapattı. Standard and Poor's 500 Endeksi aynı gün yüzde 0,06 (0,69 puan) azalarak 1.199,38 puan, Nasdaq Bileşik Endeksi ise yüzde 0,94 (23,98 puan) azalarak 2.532,41 puan oldu.
Haftanın tamamında Dow Jones Endeksi yüzde 5,8, Standard and Poor's 500 Endeksi yüzde 7,2, Nasdaq Bileşik Endeksi yüzde 8,1 oranında değer kaybetti.
Avrupa'da borsalar haftanın son işlem gününde düşüşle kapandı.
Londra Borsası'nda FTSE-100 Endeksi yüzde 2,71 (146,15 puan) değer kaybederek 5.246,99 puandan, Frankfurt Borsası'nda Dax Endeksi yüzde 2,78 (178,60 puan) azalarak 6.236,16 puandan ve
Paris Borsası'nda Cac 40 Endeksi de yüzde 1,26 (41,79 puan) azalarak 3.278,56 puandan haftayı kapattı.
Avrupa'da ayrıca İspanya'da
Madrid Borsası'nda IBEX 35 Endeksi yüzde 0,18, İtalya'da
Milano Borsası yüzde 0,70,
Brüksel Borsası yüzde 2,06 ve Hollanda'da
Amsterdam Borsası'nda AEX Endeksi yüzde 1,50 oranında değer kaybetti.
ABD ve Avrupa borsalarından sonra
Asya borsaları da çöktü.
Japonya'da Tokyo Borsası'nın temel göstergesi Nikkei 225 Endeksi yüzde 3,72 (359,30 puan) azalarak 9.299,88 puandan kapandı. Böylece Nikkei 225 Endeksi 5 ayın en düşük seviyesinden kapanmış oldu.
Asya'da ayrıca Çin'de
Şanghay Borsası'nda SE Composite Endeksi yüzde 1,62 ve SE Endeksi yüzde 1,62,
Tayland Borsası yüzde 3,15,
Hindistan Borsası yüzde 2,63,
Avustralya Borsası yüzde 4,13,
Singapur Borsası yüzde 3,69,
Güney Kore Borsası yüzde 4,03,
Endonezya Borsası yüzde 5,14,
Hong Kong Borsası yüzde 4,52 ve
Tayvan Borsası yüzde 5,58 değer kaybetti.
PETROL FİYATLARI
Haftanın son işlem gününde ABD ham petrolünün varil fiyatı 86 dolar seviyelerinde kapandı.
Hafta başında yaklaşık 97,11 dolardan işlem görmeye başlayan Batı
Teksas tipi ham petrolünün varil fiyatı
Eylül ayı teslimi cuma günü 25 sent değer kazanarak 86,88 dolardan kapandı.
Londra Brent tipi ham petrolün varil fiyatı da haftanın son işlem gününde 2 dolar 12 sent artarak 109,37 dolara yükseldi. Brent tipi ham petrolün varil fiyatı haftanın tamamında yüzde 6.3 oranında değer kaybetti.
AA