Fed'in çeşitli bölgelerden aldığı
ekonomik verilere dayanarak hazırladığı ''Bej
Kitap'' adlı rapora göre, fabrikaların daha fazla mal üretmesi ve tüketicilerin daha fazla para harcamasından ötürü 12 bölgeden 10'unda ekonomik
büyüme toparlandı.
Boston, Cleveland,
Atlanta, Dallas ve San Francisco'da büyüme ''bir miktar'',
New York, Richmond, Şikago, Minneapolis ve
Kansas City'de ekonomik faaliyet ''bir parça güçlü'' büyüme kaydetti. Sadece Philadelphia ve St. Louis bölgelerinde ticari koşulların karışık olduğu belirtildi.
Raporda, fabrikalardaki güçlü üretiminin
ülkenin birçok bölgesinde büyümenin ilerlemesine
yardımcı olduğu, perakendecilerin birçok bölgede daha iyi
satış yaptığı kaydedildi. Yeni
araç ve
kamyonet satışlarının genellikle yüksek olduğu, turizm sektörünün ülke çapında düzeldiği, bütün bu unsurların bir miktar iş büyümesini sürdürdüğü bildirilen raporda, Atlanta ve Şikago bölgelerinde şirketlerin yarı zamanlı ve geçici
işçi istihdamını
tercih ettiği, Boston, Richmond ve Minneapolis bölgelerinde işverenlerin vasıflı işçi bulmanın zor olduğundan şikayet ettiği belirtildi.
Raporda, perakende satış mağazaları ve fabrikalardaki düzelmelere rağmen, konut piyasasının durgun kalmaya devam ettiği, Philadelphia, Atlanta, St. Louis ve Minneapolis bölgelerinde konut sektörünün zayıfladığı kaydedildi.
ABD
Çalışma Bakanlığı, kasım ayında tarım dışı istihdam beklentilerin altında 39 bin arttığını, ekim ayında yüzde 9,6 olan
işsizlik oranının ise yüzde 9,8'e yükseldiğini açıkladı.
Kasım ayında yüzde 9,8'e çıkan işsizlik oranı böylece yedi ayın en yüksek seviyesi oldu. ABD'de işsizlik oranı 19 aydır yüzde 9 seviyesinin üzerinde seyrediyor.
Fed Başkanı
Ben Bernanke,
Ohio Eyalet Üniversitesi'nde yaptığı konuşmada, ekonominin işsizliği önemli oranda azaltmada yeteri kadar hızlı büyümemesinden endişelendiğini söyledi. Bernanke, çalışma hayatına yeni katılmak isteyenlere yeterli istihdam yaratmak için ekonominin yüzde 2 ile yüzde 2,5 arasında büyümeye ihtiyacı olduğunu belirtti.
ABD'de işsizlerin yaklaşık yüzde 42'sini oluşturan 6,2 milyon kadar kişinin altı ay ya da daha fazla süredir işsiz olmasının kaygı verici olduğuna işaret eden Bernanke, uzun süredir iş hayatından uzak duran bu kişilerin becerilerini kaybetmiş olmaları ve işverenlerin bu kişilerin işe alınması için uygun olmalarını sorgulayabilmeleri yüzünden yeniden işgücüne katılmada sorunlarla karşı karşıya kaldığını vurguladı.
AVRUPA VE DİĞER
Hafta içinde
Avrupa'nın içinde bulunduğu
borç krizi gündemdeki yerini korumayı sürdürdü.
Avrupa
Merkez Bankası (AMB),
faiz toplantısında, yüzde 1 olan faiz oranını sabit tutma kararı aldı. Banka böylece, 19 aydır üst üste faiz oranlarını değiştirmemiş oldu.
AMB Başkanı
Jean-Claude Trichet, toplantıdan sonra düzenlediği basın toplantısında, bir aylık ve üç aylık borçlanma operasyonlarının
Nisan 2011'e kadar sürmesinin kararlaştırıldığını belirterek, ''
Tahvil satın alma programıyla piyasaya verdiğimiz likiditeyi çekmeye devam edeceğiz'' dedi. Faiz oranının uygun seviyede olduğunu, orta vadede
fiyat istikrarının korunmasının beklendiğini belirten Trichet, bunun da
Avro Bölgesi'nde hane halklarının satın alma gücünü destekleyeceğini ifade etti.
Bankanın bu yıl için büyüme beklentisinin yüzde 1,6 ile yüzde 1,8 aralığında olduğunu, bu oranın gelecek yıl için ise yüzde 0,7 ile yüzde 2,1, 2012 yılında ise yüzde 0,6 ile yüzde 2,8 aralığında olacağını tahmin ettiğini söyleyen Trichet,
bankanın, bu yıl için enflasyon tahmininin, yüzde 1,5 ile yüzde 1,7 aralığında, 2011 yılı için yüzde 1,3 ile yüzde 2,3 aralığında, 2012 yılı içinse yüzde 0,7 ile yüzde 2,3 aralığında olacağının öngörüldüğünü kaydetti.
Trichet,
Fransa'da RTL Radyosuna yaptığı açıklamada, Avro Bölgesi'nin ortak para birimi
avronun krizde olmadığını ve güvenilir bir para birimi olduğunu görmek gerektiğini söyledi.
Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı
Dominique Strauss-Kahn, Dow Jones Newswires Ajansı'na yaptığı açıklamada, Avrupa'da yaşanan borç krizinin küçümsenmemesi gerektiğini ifade etti.
İrlanda'da özellikle bankacılık sektöründen kaynaklanan Avrupa'daki krizin ciddi olduğuna ve küçümsenmemesi gerektiğine dikkat çekerek, alınan kararlarla bankacılık sektöründe yaşanan sorunların çözüleceğini ve İrlanda ekonomisinin hızla rayına oturacağını belirten Strauss-Kahn, bundan sonraki IMF ve
Dünya Bankası Başkanlarının Avrupa ve ABD dışındaki yerlerden seçilmeleri gerektiğine de işaret etti.
AB ve IMF, borç sorununu aşması için İrlanda'ya 85 milyar avroluk yardım paketi hazırladı.
AB-IMF yardım paketine, 16 üyeli Avro Bölgesi ile 27 üyeli AB'nin her birinin katkısı 22,5 milyar avro olacak. IMF pakete 22,5 milyar avro ile katılacak. İrlanda ise kamu çalışanlarının emeklilik fonunu serbest bırakarak pakete 17,5 milyar avro katkı sağladı.
İrlanda, Avro Bölgesi
kredisine yüzde 6,05,
Avrupa Birliği kredisine yüzde 5,7 ve IMF kredisine yüzde 5,7 faiz ödeyecek. Böylece, AB-IMF
kurtarma paketinin ortalama
faiz oranı yüzde 5,8'i bulacak.
Mayıs ayında
Yunanistan'a verilen 3 yıl süreli 110 milyar avroluk kredi paketinde ikili kredilerde faiz ortalama yüzde 5,2 idi.
Paketin, 35 milyar avrosu İrlanda'daki bankacılık sistemini desteklemek için kullanılacak, 10 milyar avro acil olarak bankaların
sermaye yapısını güçlendirmeye harcanacak. Geriye kalan 50 milyar avro ise kamu harcamalarının finansmanında kullanılacak.
Bu arada
İspanya hükümeti, yeni
teşvik önlemleri içeren paketi onayladı. Paket, ulusal piyangonun yüzde 30'unun satılmasını, havaalanlarının ve havaalanı
hizmetlerinin kısmen özelleştirilmesini, işsizlik maaşlarının düşürülmesini ve
küçük işletmeler için
vergi indirimini içeriyor. Hükümetin ayrıca
tütün ve tütün mamullerindeki vergiyi artırması bekleniyor.
İspanya
Merkez Bankasının Hizmet Direktörü
Jose Luis Malo de Molina, İspanya'nın finansal sisteminin temelde sağlıklı olduğunu,
İspanyol ekonomisindeki sorunların dış finansal yardımla çözülemeyeceğini ifade etti. Malo de Molina, İspanya'nın İrlanda ve Yunanistan ile mukayese edilemeyeceğini, ülkesinin yardıma ihtiyacı olmadığını kaydetti.
Fransa
Maliye Bakanı Francois Baroin, Europe 1 radyosuna verdiği demeçte, piyasaların avroyu rehin almasına izin vermeyeceklerini belirtti. İrlanda'ya yapılacak 85 milyar avroluk yardımın piyasalar için güven verici, ''yeterli ve etkili'' olduğunu söyleyen Baroin, yardım paketinin, önemli bir krize karşın tek seferlik bir önlem olmadığını, bunun Avrupa'nın (Fransa ve Almanya'nın), Avro Bölgesi'ni kurtarma kararlılığının bir parçası olduğunu ifade etti. Baroin, ''Bu, herkes için, yatırımcılar için Avrupa'nın (avroyu kurtaracağız) mesajını anlamak için gerekli. Avro, rehin alınabilecek bir araç değil'' dedi.
Portekiz Merkez Bankasının finansal raporunda, hükümetin kamu harcamalarını
kontrol altına almazsa bankaların ''dayanılmaz riskle'' karşı karşıya kalacağı uyarısında bulundu. Özellikle Avrupa'da borç krizinin sürmesi halinde kamu finansmanının güçlendirilememesinin bankacılık sektörünü tehlikeye atacağına işaret edilen raporda, ''
Kamu finansmanının güvenilir ve sürdürülebilir şekilde güçlendirecek önlemlerin uygulanacağını görmezsek, risk dayanılmaz hal alacaktır'' denildi.
Uluslararası
kredi derecelendirme kuruluşu Standard and Poor's (S&P), Portekiz ve Yunanistan'ın kredi notunu negatif izlemeye aldı.
Avro Bölgesi'nde ekim ayında yüzde 1,9 düzeyindeki enflasyon kasım ayında sabit kaldı.
AB istatistik kurumu
Eurostat'ın verilerine göre avro enflasyonu geçen yılın aynı döneminde yüzde 0,5 düzeyindeydi. Eurostat, Avro Bölgesi'nde yavaş da olsa yükselişini sürdüren işsizliğin ise ekim ayında yüzde 10,1'e tırmandığını duyurdu. Avro Bölgesi'nde işsizlik bir önceki ay yüzde 10 ve 2009
Ekim'inde yüzde 9,9 seviyesindeydi. AB'de işsizlik rekorunu elinde bulunduran İspanya'da bu oran yüzde 20,7'ye ulaşırken, yüzde 19,4 ile
Letonya, yüzde 18,4 ile
Litvanya, yüzde 16,2 ile
Estonya, yüzde 14,7 ile
Slovakya, yüzde 14,2 ile İrlanda ve yüzde 12,2 ile Yunanistan ön sıraları aldı.
Çin'de Komünist Parti'nin üst organı Politbüro, gelecek yıl hafif gevşek para politikasından ihtiyatlı para politikasına geçilmesine karar verdi. Böylece, krediler ve diğer harcamalar kontrol altına alınmaya çalışılacak. Politbüro'nun aynı zamanda proaktif mali politikanın sürdürülmesine de karar verdiği belirtildi.
Japonya'da işsizlik oranı ekim ayında yüzde 5,1'e yükseldi.
İstatistik Ofisi'nin açıkladığı verilere göre, eylül ayında yüzde 5 olan işsizlik oranı geçen ay yüzde 5,1'e çıktı. Yüzde 5,1'lik işsizlik oranı, uluslararası standartlara göre düşük olsa da Japonya için tarihi yüksek bir seviye olarak değerlendiriliyor. Japonya'da,
sanayi üretimi ekim ayında bir önceki aya göre yüzde 1,8 geriledi. Böylece sanayi üretimi, 5 aydır üst üste düşüş kaydetti.
Londra döviz piyasasında
pazartesi günü 1,3255 dolardan açılan avro, cuma kapanışta 1,3415 dolara yükseldi.
Aynı borsada pazartesi günü 1,5592 dolardan açılan
İngiliz sterlini ise cuma kapanışta 1,5781 dolara çıktı.
New York borsasında,
altının ons fiyatı pazartesi günü 1.366,00 dolardan kapanırken, cuma günü kapanışta 1.405,40 dolara yükseldi.
ABD, AVRUPA VE ASYA BORSALARI
ABD'de dün New York Borsası'nda Dow Jones Endeksi yüzde 0,17 (19,68 puan) değer kazanarak, haftayı 11.382,09 puandan kapattı. Standard and Poor's 500 Endeksi aynı gün yüzde 0,26 (3,18 puan) artarak, 1.224,71 puan, Nasdaq Bileşik Endeksi ise yüzde 0,47 (12,11 puan) artışla 2.591,46 puan oldu.
Japonya'da Tokyo Borsasının temel göstergesi Nikkei 225 Endeksi yüzde 0,10 (9,80 puan) düşerek, 10.178,30 puana çıktı.
Asya'da
Hong Kong Borsası yüzde 0,55,
Şanghay Borsası yüzde 0,04, Yeni Zelanda Borsası yüzed 0,13,
Hindistan Borsası yüzde 0,13,
Singapur Borsası yüzde 0,80, değer kaybederken,
Tayvan Borsası yüzde 0,45,
Güney Kore Borsası yüzde 0,36,
Avustralya Borsası yüzde 0,38,
Tayland Borsası yüzde 0,20 ve
Endonezya Borsası yüzde 0,05 yükseldi.
Avrupa'da ise İngiltere'de Londra Borsası'nda FTSE 100 Endeksi dün yüzde 0,39 (22,24 puan) azalarak, haftayı 5.745,32 puandan kapattı. Almanya'da Frankfurt Borsası'nda haftanın son işlem gününde DAX Endeksi yüzde 0,14 (9,89 puan) düşerek, 6.947,72 puana gerilerken, Fransa'da
Paris Borsası'nda CAC-40 Endeksi de yüzde 0,09 (3,51 puan) artarak, 3.750,55 puandan kapandı.
Avrupa'da ayrıca dün
Zürih Borsası yüzde 0,66,
Brüksel Borsası yüzde 0,08 değer kaybederken,
Amsterdam Borsası yüzde 0,22 ve
Madrid Borsası yüzde 0,68 oranında değer kazandı.
PETROL FİYATLARI
ABD ham petrolünün varil fiyatı ile Brent
tipi ham petrolün varil fiyatı dün 25 ayın en yüksek seviyesine çıktı. ABD'de Batı
Teksas ham petrolünün varil fiyatı dün 89,35 dolar ve Avrupa'da Brent tipi ham petrolün varil fiyatı 91,85 dolarla finansal krizin etkili olmaya başladığı Ekim 2008'den bu yana en yüksek düzeyini gördü.
Petrol fiyatının yükselmesinde, ABD dolarının değerinin düşmesinin yatırımcıları, petrol gibi diğer emtia mallarına yönlendirmesi, Avrupa'da ve ABD'nin bazı kesimlerinde etkili olan
soğuk hava koşullarının ısınmada kullanılan yakıtlara talebi yükseltmesi ile küresel ekonomideki toparlanmanın petrole olan talebi artırması etkili oldu.
ABD ham petrolünün varil fiyatı
ocak ayı teslimi dün 89,35 dolarla Ekim 2008'den bu yana en yüksek seviyesine yükseldikten sonra geriledi ve gün içinde 1,19 dolar artışla haftayı 89,19 dolardan kapattı. Hafta içinde son üç günde yüzde 6 oranında yükselen ABD ham petrolünün varil fiyatı haftanın tamamında ise yüzde 6,48 değer kazandı.
Brent tipi ham petrolün varil fiyatı ocak ayı teslimi de 91,85 dolarla Ekim 2008'den bu yana en yüksek değerine ulaştı. Brent tipi ham petrolün varil fiyatı gün içinde ise 1,12 dolar artışla 91,80 dolardan haftayı tamamladı.
AA