Güney Kore'nin başkenti Seul'de düzenlenen G-20 Liderler Zirvesi'nde,
döviz kuru savaşları ve ticari korumacılık korkularını artıran ''küresel gerilimler ve kırılganlıkların'' üstesinden gelme konusunda fikir birliğini varıldı. Sonuç bildirgesinde liderler, piyasa tarafından belirlenmesi gereken döviz kuruna vurgu yaparak, para birimlerinde ''rekabetçi devalüasyon''dan kaçınılması gerektiğini ifade ettiler.
Bildiride, risklerin hala sürdüğü belirtilerek, ''Bazılarımız güçlü
büyüme yaşarken, bazılarımız yüksek seviyede işsizlik ve cansız toparlanma ile karşı karşıya. İnişli çıkışlı büyüme ve artan dengesizlikler, küresel çözümlerin eşgüdümsüz çabalara sapmasına sebep oluyor'' denildi.
İngiltere,
Fransa,
Almanya,
İtalya ve
İspanya ortak bir
deklarasyon yayımlayarak, gelecekteki olası bir
Avrupa Birliği
kurtarma fonu için tahvil piyasalarını yatıştırma kararı aldılar.
İrlanda'nın tahvil
faiz oranları
rekor yüksek seviyelere çıkarken liderler,
Avrupa Birliği'nin müdahale etmesi gerektiği görüşünde.
ABD Başkanı
Barack Obama, ''küresel ekonomideki toparlanmanın sürdürülebilmesi yolunda geniş bir uzlaşma zemininin bulunduğunu'' söyledi. Obama, ''G-20
ülkeleri ticaret ve dövizle ilgili görüş ayrılıklarını gidermek için daha fazla çalışmalı'' dedi. Ekonomik
krizlere yol açan eski dengesizliklere dönme riski bulunduğu uyarısında bulunan Obama, ''Büyük ticari fazlalıklara sahip ülkeler ihracata sağlıksızca bel bağlamaktan yönünü çevirmeli.
Döviz kurları ekonomideki gerçekleri yansıtmalı'' diye konuştu.
Obama, küresel ekonomide bazı alanlarda düzelme olmasına rağmen, kendisi ve diğer liderlerin, özellikle istihdam yaratma konusu olmak üzere ''ilerlemenin yeteri kadar hızlı olmadığının'' farkında olduklarını kaydetti. Çin para birimi yuanın değerinin düşük olduğunu ve bunun, ABD ve diğer ticari ortakları için rahatsız edici bir durum olduğunu belirten Obama, ABD
Merkez Bankasının (Fed) 600 milyar dolarlık tahvil alım programının doların değerini düşürmek için değil, ABD ekonomisinin yavaş toparlanmasına
destek vermek için hazırlandığını da söyledi.
Zirve sonunda
İngiltere Başbakanı David Cameron, dünya liderlerinin, ticareti desteklemek,
bütçe açıklarını halletmek, ülkeler arasındaki
ekonomik dengesizliklere çözüm bulmak ve Çin'in yavaş yavaş iç talebi artırma pozisyonu alması konularında önemli ilerleme kaydettiğini söyledi.
Japonya Başbakanı Naoto Kan, finansal krizin zirveyi geçtiğini ve liderlerin, G-20'nin kriz sonrası toparlanması sürecinde kendi rolünü oynaması gerektiği görüşünü paylaştığını ifade etti.
Güney Kore Devlet Başkanı Lee Myung-Bak da para birimleri
rezerv para birimi olan ülkelerin para basabileceğini, ancak diğer ülkelerin
sermaye girişleri arttığında bundan zarar görebileceğine işaret etti.
ABD
Hazine Bakanı Timothy Geithner, ABD ekonomisinin büyümesi için kasti olarak para birimi doları zayıflatmadıklarını söyledi. Geithner, bu tip bir uygulamanın hiçbir ülke için etkili bir strateji olmayacağını kaydetti.
Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inacio
Lula da Silva, gelişmiş ülkelerin iç tüketimlerini artırması gerektiğini, aksi durumda tüm dünyanın iflasa doğru gittiğini söyledi.
Eski Fed Başkanı Alan Greenspan, ABD gibi Çin'in de para biriminin değerini düşük tutmasının, döviz kurları üzerindeki baskıyı artırarak geniş çaplı ticari korumacılığa dönüş riski taşıdığını belirtti.
Çin Merkez Bankasının uluslararası idaresi direktörü Zhang Tao, Fed'in 600 milyar dolarlık tahvil alımı kararının dünyada ''güçlü kaygı'' yarattığını belirterek, ''Fed'in gevşek
para politikası küresel ekonomik toparlanma için risk oluşturuyor.
Washington yönetimi, kendi hastalığı için diğerlerini ilaç almaya zorlamamalı'' dedi.
Fed Başkanı
Ben Bernanke, ekonomiyi canlandırmayı amaçlayan ve ilk etapta 600 milyar dolar tahvil alımı yapılması planlanan paketi savunarak, paketin enflasyonu artırabileceği iddialarını reddetti. Bernanke, enflasyon yaratmaya çalışmadıklarını, amaçlarının, ekonomik toparlanmaya yardımcı olmak için ek teşvikler sağlamak ve potansiyel durgunluktan kaçınmaya çalışmak olduğunu belirterek, ''Fiyat istikrarı amacına taahhüdümüz var'' dedi.
ABD
Ticaret Bakanlığı, ağustos ayında 46,5 milyar dolar olan
dış ticaret açığının eylül ayında 44 milyar dolara gerilediğini açıkladı. ABD'de geçen hafta işsizlik maaşı için başvuranların sayısı da 24 bin azalarak, 435 bin oldu.
-AVRUPA VE DİĞER-
Avro Bölgesi, geçen yılın aynı dönemine göre üçüncü çeyrekte yüzde 1,9 büyüdü. 16 üyeli Avro Bölgesi'nin ortalama
büyüme oranı, bir önceki çeyreğe göre ise yüzde 0,4 oldu.
AB istatistik kurumu
Eurostat'ın verilerine göre, 27 üyeli AB de 2010 üçüncü çeyrekte geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 2,1 ve bir önceki çeyreğe göre yüzde 0,4 büyüdü. Üçüncü çeyrekte Avro Bölgesi'nde en hızlı büyümeyi yüzde 3,9'la Almanya sağlarken, Fransa ve
Hollanda yüzde 1,8'de, İtalya yüzde 1'de ve İspanya yüzde 0,2'de kaldı.
2010'un üçüncü çeyreğinde ABD'nin büyüme oranı yüzde 3,1 olarak açıklanmıştı.
Bu arada Eurostat, Avro Bölgesi sanayi
üretiminin eylül ayında, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 5,2 artmasına rağmen bir önceki aya göre yüzde 0,9 gerilediğini duyurdu.
Almanya, Fransa, İngiltere, İtalya ve İspanya
Maliye Bakanları G-20 liderler zirvesi sırasında İrlanda'nın finansal ve politik durumuna ilişkin spekülasyonlarla sarsılan piyasaların güvenini sağlamak amacıyla ortak bir deklarasyon yayımladı. Deklarasyonda, Avrupa Birliği'nde (AB) zor durumdaki Avro Bölgesi ülkeleri için yeni bir kriz mekanizması konusunda sürdürülen müzakerelerin, İrlanda'nın cari borç sıkıntılarına etkisi olmayacağı vurgulandı.
İrlanda
Maliye Bakanı Brain Lenihan da, AB'nin 5 büyük üyesinin tahvil yeniden yapılandırması konusunda yaptıkları ortak açıklamanın, AB'nin yeni kriz mekanizmasının herhangi bir mevcut borca ve cari enstrümanlar çerçevesindeki herhangi bir programa uygulanmayacağını açıkça ortaya koyduğunu ifade etti.
Çin'de enflasyonun ana göstergelerinden biri olan Tüketici Fiyatları Endeksi'nin
Ekim ayında yüzde 4,4 yükseldiği bildirildi.
Ulusal İstatistik Bürosunun açıklamasında, bunun son 25 ay içindeki en yüksek oran olduğuna işaret edildi. Ekim ayındaki enflasyonun bir önceki aydan 0,8 daha yüksek olduğunu söyleyen
büro sözcüsü Şeng Layyün, enflasyondaki yükselişin ana nedeni olarak
gıda fiyatlarının artmasını gösterdi.
Çin'in dış ticaret fazlası, ekim ayında bu yılın ikinci büyük rakamı olan 27 milyar dolara çıktı. Ekim ayında Çin'in ihracatı yüzde 22,9 artarak 135,9 milyar dolara, ithalatı ise yüzde 25,3 artışla 108,8 milyar dolara ulaştı.
Eylül ayında Çin'in dış ticaret fazlası 16,9 milyar dolardı. Bu yıl Çin en yüksek dış ticaret fazlasını 28,7 milyar dolarla temmuz ayında verdi.
ABD dolarının, uluslararası döviz borsalarında önemli para birimleri karşısında, Pazartesi günü açılış ve
Cuma günü kapanış değerleri şöyle oldu:
PARA BİRİMİ PAZARTESİ CUMA
----------- --------- ---------
Japon Yeni
81,13 82,41
İsviçre Frangı 0,9657 0,9802
Kanada Doları 1,0028 1,0094
Londra döviz piyasasında
pazartesi günü 1,395 dolardan açılan
avro, cuma kapanışta 1,3697 dolara geriledi.
Aynı borsada pazartesi günü 1,6147 dolardan açılan
İngiliz sterlini ise cuma kapanışta 1,6137 dolara indi.
New York borsasında,
altının ons fiyatı pazartesi günü 1.402,80 dolardan kapanırken, cuma günü kapanışta 1.365,40 dolara düştü.
-ABD, AVRUPA VE ASYA BORSALARI-
ABD'de dün New York Borsası'nda Dow Jones Endeksi yüzde 0,80 (90,52 puan) değer kaybederek, haftayı 11.195,58 puandan kapattı. Standard and Poor's 500 Endeksi aynı gün yüzde 1,18 (14,33 puan) azalarak, 1.199,215 puan, Nasdaq Bileşik Endeksi ise yüzde 1,46 (37,31 puan) düşüşle 2.518,21 puan oldu.
Haftanın tamamında Dow Jones Endeksi yüzde 2,2, Standard and Poor's 500 Endeksi yüzde 2,2 ve Nasdaq Bileşik Endeksi yüzde 2,4 değer kaybetti.
Japonya'da Tokyo Borsasının temel göstergesi Nikkei 225 Endeksi yüzde 1,39 (136,65 puan) düşerek, 9.724,81 puana indi.
Asya'da
Hong Kong Borsası yüzde 1,93,
Şanghay Borsası yüzde 5,16,
Avustralya Borsası yüzde 0,65,
Tayvan Borsası yüzde 1,43, Güney Kore Borsası yüzde 0,08,
Endonezya Borsası yüzde 2,10,
Hindistan Borsası yüzde 2,10 ve
Singapur Borsası yüzde 1,26 geriledi.
Avrupa'da ise İngiltere'de Londra Borsası'nda FTSE 100 Endeksi dün yüzde 0,32 (18,36 puan) azalarak, haftayı 5.796,87 puandan kapattı. Almanya'da Frankfurt Borsası'nda haftanın son işlem gününde DAX Endeksi yüzde 0,17 (11,20 puan) yükselerek, 6.731,64 puandan, Fransa'da
Paris Borsası'nda CAC-40 Endeksi de yüzde 0,94 (36,23 puan) azalarak, 3.831,12 puandan kapandı.
Avrupa'da ayrıca dün
Zürih Borsası yüzde 0,18,
Brüksel Borsası yüzde 0,25,
Amsterdam Borsası yüzde 0,47 oranında değer kaybederken,
Madrid Borsası yüzde 0,76 oranında değer kazandı.
-PETROL FİYATLARI-
Uluslararası
Enerji Ajansı (IEA), Çin ve diğer gelişmekte olan ekonomilerin yüksek talebi nedeniyle küresel petrol üretiminin 2035 yılında zirveye yaklaşacağını, aynı yıl petrol fiyatının da 200 doları aşacağını bildirdi.
IEA'nın, 2010 Dünya Enerji Görünümü raporunda, küresel petrol üretiminin gelecek 10 yılda yatay seyir izleyeceği belirtilerek, ''toplam üretim 2035 yılından önce zirve yapmayacak, ancak zirveye yaklaşacak'' denildi. Raporda, ''petrol fiyatının 2015'te 100 doları ve 2035'te ise 200 doları geçeceği'' belirtildi.
Uluslararası piyasalarda geçen hafta ABD ham petrolünün varil fiyatı aralık ayı teslimi 88,48 dolara çıkarak, son 2 yılın en yüksek seviyesine çıktı. Ancak dün haftanın son işlem gününde ABD ham petrolünün varil fiyatı aralık ayı teslimi yüzde 3,34 oranında yani 2,93 dolar değer kaybederek, haftayı 84,88 dolardan kapattı.
Önceki hafta yüzde 6,6 oranında değer kazanan ABd ham petrolünün varil fiyatı geçen hafta ise yüzde 2,7 oranında geriledi.
Londra Brent
tipi ham petrolün varil fiyatı da dün 2,47 dolar düşüşle 86,34 dolardan işlem gördü.
AA