Ulusal Marker hakkında çarpıcı iddia

Akaryakıt kaçakçılığını önlemek için geliştirilen ulusal markerın taklit edilmesi ile kaçakçılığın daha kolay hale geldiği belirtiliyor.

Ulusal Marker hakkında çarpıcı iddia

Enerji Bakanlığı'nın inceleme dosyasında kaçak akaryakıta, kimyasal mühür etkisi veren bir çeşit boya karıştırdıkları yer alıyor. Böylece, kayıt dışı akaryakıt marker denetiminden problem yaşanmadan geçiyor. 'Kaçak akaryakıtın' bu sayede 'resmî' bir hüviyet kazandığı ifade ediliyor. Bakanlığın çok yönlü soruşturduğu dosyada, akaryakıtta kaçağı engellemek amacıyla uygulamaya konulan marker'a, kopyalanamaz özelliğini kazandıran DNA şifresinin eklenmediği belirtiliyor. Şifre DNA'nın geliştirilmesine rağmen, bunu marker'a enjekte edecek yeterli cihaz bulunmadığı, bu yüzden güvenlik unsurunun eksik kaldığı ve yapılan denetimlerde işareTR'nin kopyalandığının tespit edildiği şöyle aktarılıyor: "Aralık 2007'de şüphe üzerine denetim elemanlarının numunelerin incelemesi sonucunda Ulusal Marker'ın kopyalandığı anlaşıldı (İstenirse analiz raporu arz edilebilir). Ulusal marker sabit bir proje değildir. Başarılı olmak için sürekli güncellenmesi gerekir. Marker başarısız olursa söz konusu ulusal marker, yabancı firmalardan alınmak zorunda kalınacaktır." Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu, sektörde kayıtdışılığı önlemek amacıyla akaryakıta işareTR katılması uygulamasını Ocak 2007 itibarıyla başlattı. Zaman, devleti, yıllık 8 milyar dolar gelirden eden kayıtdışı akaryakıtla mücadele için uygulamaya konulan kimyasal mührün kopyalandığı iddiasını 11 Nisan 2008'de duyurmuştu. Söz konusu kimyasal mührü üreten TÜBİTAK ise, ulusal marker'ın taklit edilmesinin söz konusu olmadığını belirterek, projenin başarıyla yürütüldüğünü açıklamıştı. Enerji Bakanı Hilmi Güler'in "İnceliyoruz. Gereken neyse yapacağız." açıklaması yaptığı dosyada, taklit edilen marker sayesinde kaçak akaryakıtın resmileştirildiği öne sürülüyor. İddiaya göre, DNA şifresi olmadığı için kaçakçılar mevcut markerdaki ayırt edicileri taklit edebiliyor. Taklit marker'ı akaryakıta karıştırıyor ve denetim elemanlarının yaptığı incelemelerden geçer not alıyorlar. Marker denetimlerinden olumlu sonuç alındığı için de kaçak yakıt rahatlıkla satışa sunulabiliyor. Denetimlerde yakıt standartlara uygun olmasa bile marker testinden geçiyor. Dolayısıyla sadece standart dışı yakıt tespiti olduğunda cezai işlem yapılıyor. Diğer bir önemli iddia da bazı şirketlerin 'teknik kayıp' gerekçesiyle fazladan istedikleri marker'i usulsüz kullandıkları yönünde. Sektör oyuncuları, yeni alım yaptıkları akaryakıt ürünleri için ek marker talebinde bulunuyor. Bazen de işareTR'yi ürünlere eklerken kayıp yaşandığı gerekçesiyle yeniden istek yapıyor. Konuya yakın bir kaynak, böyle durumların yaşandığını ancak bütün sektörü bu yüzden suçlamanın yanlış olacağını vurgularken, "1.000 ton akaryakıta 8 litre ulusal marker eklendiğinde kontrol cihazı yüzde 100 değerini verir. Ancak gerek ekleme esnasında gerekse başka bir teknik sebep yüzünden oran genelde yüzde 80-90'a düşebilir. Bunu tamamlamak için ilave marker istenir. İlave marker'a ihtiyaç duyulduğunda TÜBİTAK, EPDK'nın bilgisi dahilinde bu talepleri karşılar. Ama, bilinçli olarak eksik ekleyip ilave marker isteyenlerde olabiliyor. Suistimal olabiliyor." bilgisini veriyor. Dolayısıyla takibin çok önemli olduğunu aktarırken de şu iddiayı dile getiriyor: "Yeni ürün veya biyodizele ilave için alınan markerlar var. Bunların da başka şekilde kullanıldığı söyleniyor. Dışarıdan alınan kalitesiz yakıtlar veya 10 numaralı motoryağı gibi yapay akaryakıtları aklamak için kullanıyorlarmış. Bu iddialar çok iyi araştırılmalı. Aksi halde, projeden istenilen amaç elde edilemez." Dosyada, bazı ülkelerin büyükelçilerinin, TÜBİTAK'a, "Ulusal Marker'ı beraber yapalım," diye baskı yaptıkları da öne sürülüyor. İddialara göre işareTR projesinin TÜBİTAK'a verilmesinden hemen sonra, yabancı ülke büyükelçileri, beraberinde Türkiye'ye ulasal marker yapmayı planlayan firmalar ile üç defa söz konusu kurumu ziyaret etti. Büyükelçilerin, "Ulusal marker'ı siz üretemezsiniz, beraber yapalım veya hiç uğraşmayın biz size sağlayalım." diyerek kurumu baskı altına almaya çalıştıkları kaydedilen dosyada, "Bu toplantıların tutanakları TÜBİTAK-MAM Başkanlığı'nda mevcuttur." deniliyor. 'İddialarla aynı dönemde af getirilmesi hoş değil' Ulusal marker'in taklit edildiği iddialarının kamuoyuna yansıdığı dönemde dikkat çekici bir gelişme daha yaşandı. EPDK, markerla ilgili suçlara af niteliği taşıyan bir yönetmelik çıkardı. 13 Şubat 2008 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren yönetmeliğin yürürlük tarihinin, uygulamanın başladığı 1 Ocak 2007 olması enteresan bulundu. Buna göre, marker'ın akaryakıta eklenmesi sırasında kayıp olan miktarları bağımsız denetim tutanağı olması şartıyla teknik kayıp sayılacak. Adını açıklamak istemeyen bir kaynak, "Skandal iddiaların gündeme geldiği bir dönemde kurul, marker'ı kaybedenlerin suçlarını affetti. İlginç bir şekilde tarihi de 1,5 yıl öncesinden başlattı. Bu anlaşılmaz bir durum. Proje başladığı noktaya döndü." ifadelerini kullanıyor.
<< Önceki Haber Ulusal Marker hakkında çarpıcı iddia Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER