Azeri gazının Türkiye üzerinden Yunanistan'a satışında, bu ülkeye “özel bir fiyat, teşvik ya da indirimli fiyat” uygulanmasının söz konusu olmadığı bildirildi. Türkiye'nin Rusya'dan aldığı doğal gaz ile 2007'de başlaması beklenen Azeri gazının Yunanistan'a satışındaki fiyat farkının nedeni, 2003 yılında Azerbaycan ile yapılan anlaşmanın 'belli limitleri' olmasından kaynaklanıyor. Anlaşmaya göre, satıcının bir yıl sonra fiyat revizyonu isteme hakkı da bulunuyor. İki yıl boyunca Azeri gazı gelmezse, Botaş Yunanistan'a Rus gazını, Türkiye'nin paçal fiyatından satacak. Bu arada Azeri doğal gazının Türkiye üzerinden Yunanistan'a satılması, hem yeniden ihraç (re-export) hem de Türkiye'nin doğu-batı enerji koridoru olması açısından önem taşıyor. Bilgilere göre, “2007 yılında Yunanistan'ın kullanacağı gazın fiyatı 149 dolar iken, Türkiye'nin doğal gazı 260 dolara alacağı” tartışmalarıyla gündeme gelen anlaşma, 2003 yılında Yunanistan'a Azeri gazının satılmasına ilişkin içeriği yanında, re-export hakkı taşıyan tek anlaşma özelliğini taşıyor. Anlaşmaya göre satıcının, bir yıl sonra fiyat revizyonu isteme hakkı bulunuyor. Bu da Yunanistan'a 2007 yılı ortalarında öngörülen gaz satışının, şimdiden “ucuz” olarak nitelendirilmesinin önünü kapatıyor. Öte yandan Yunanistan'a 2 yıl boyunca Azeri gazı gelmemesi durumunda, BOTAŞ'ın farklı bir formülle Rus gazını Türkiye'nin paçal fiyatından satma imkanı bulunuyor. Türkiye'nin doğu-batı enerji transit amacı doğrultusunda bir başlangıç olan ve AB'den sağlanan 3 milyon Avroluk hibeyle fizibilitesi ve mühendislik çalışmaları tamamlanan Türkiye-Yunanistan doğal gaz projesi kapsamında, Türkiye taşıma geliri (geçiş ücreti) de alacak. “ÖZEL BİR FİYAT, İNDİRİM SÖZ KONUSU DEĞİL” Botaş'ın, aldığı fiyatın üzerine bir marj koyarak, Azeri gazını belli bir miktardan Yunanistan'a satmak üzere 2003 yılında anlaşma imzaladığını hatırlatan BOTAŞ yetkilileri, doğu-batı enerji koridoru olma yolunda geniş perspektiften bakıldığında, Türkiye'nin bu yolla elde ettiği kazanımların milyar dolarlar seviyesinde olduğunu belirttiler. 2007 yılı sonuna kadar 750 milyon metre küp olarak öngörülen gaz miktarının ”küçük bir miktar” olduğunu ve ayrıca Türkiye'nin bu yolla geçiş ücreti de alacağını ifade eden yetkililer, fiyat farkına ilişkin şu görüşleri dile getirdiler: “Doğal gazda fiyat farkı oluşmasının nedeni, 2003 yılında Azerbaycan ile yapılan anlaşmanın 'belli limitleri' olmasından kaynaklanıyor. Anlaşmada, bir şekilde satıcıyı ve alıcıyı koruyacak şekilde alt ve üst limitler konulmuş. Bu anlaşma, doğu-batı enerji koridorunun hayata geçirilmesi için yapılması gereken ve 2003 yılındaki rakamlarla makul bir anlaşma. Burada Yunanlılar ve Türk tarafı belli fedakarlıklarda bulundu. Bu anlaşma yapıldığında fiyat seviyelerine baktığınızda, Azeri anlaşmasının normal piyasaya giren gaz fiyatından daha yüksek olduğunu görebiliriz. 2003 yılı ortalamasında ortalama gaz fiyatı 136 dolar civarındaydı. Yani anlaşmayla Yunanistan'a özel bir fiyat, teşvik ya da indirimli fiyat söz konusu değil. Türkiye, (Yunanistan'ı finanse ediyor) gibi bir yaklaşım da ülke menfaatine değil.” “TÜRKİYE'NİN BİR KAYBI YOK” Anlaşmanın, 12 milyar metre küplük bir boru hattı sistemi ile İtalya'ya gaz götürmek amacıyla yapıldığını hatırlatan yetkililer, Türkiye'nin söz konusu anlaşmayla bir kaybı, cebinden çıkan para olmadığını da söylediler. Anlaşmayla, fiyat formülü üzerinden Türkiye'nin çıkarlarını korunarak bir başlangıç yapıldığını ifade eden yetkililer, Yunanlıların, boru hattı üzerinden daha fazla gaz almak istediğine de dikkati çektiler.