Düşük
hammadde ve
ucuz işgücüyle pek çok sektörde dünyanın kâbusu haline gelen Çin, ‘otomotivde de varım' diyor. Geçen yıl ilk kez
Avrupa'da Frankfurt
Otomobil Fuarı'na katılan Çinliler, bu yılın başında Amerika'daki
Detroit Otomobil Fuarı'nda gövde gösterisi yaptı. Bu katılımlarla Avrupa ve ABD'de
pazara çıkma planlarını açıklayan
Asya devi, rotasını
Türkiye'ye çevirdi. Geçen yıldan beri birçok şirketle görüşme yapan, araştırma şirketleri kanalıyla pazarı koklayan Çinli
markalar, nasıl ve ne zaman girebileceklerinin hesabını yapıyor. Görüşmeleri doğrulayan
Otomotiv Distribütörleri Derneği Başkanı
Yüksel Mermer, bugüne kadar derneğe ‘resmi' olarak
ithalatçı başvurusu yapılmadığını belirtiyor. Mermer, Türkiye'de otomobil
fiyatlarında
vergilerin büyük etkisi olduğuna dikkat çekerken, Çinlilerin fiyat avantajını kullanamayacağı görüşünde. "Çin markaları bir tehdit değil.” diyen
Hyundai Assan Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kibar da Çin'in bu sektörde Avrupalı ve Türk tüketicilerin beklentilerini karşılayacak kalitede
üretim yapamayacağına işaret ediyor.
Türkiye otomobil pazarı son iki yıldır
rekor satışlara ulaşırken, üretici ülkelerin de ilgisini çekti. Avrupalı, ABD'li,
Japon ve
Güney Koreli firmaların ardından Rus, Hint ve İranlı üreticilerin girdiği Türkiye'de sürücüler şimdi de Çin araçlarına hazırlanıyor. Ancak Çin'de üretilen her otomobil
modeli ya da ticarî aracın Türkiye'ye girmesi zor görünüyor.
Gümrük Birliği'ne
imza atan Türkiye'ye bir otomobilin ithal edilebilmesi için AB'den tip onayı almış olması gerekiyor. Otomotiv Sanayicileri Derneği'nin verdiği bilgiye göre, tip onayı için 55'in üzerinde şartın yerine getirilmesi isteniyor. Bu direktifler arasında çarpışma,
fren testleri,
motor emisyon değerleri, tasarımın belli bir dizayna uyması, devrilme halinde güvenli kafes sağlanması gibi yüksek yatırım maliyeti gerektiren kıstaslar bulunuyor.
Çin otomobil markalarının bugün henüz Avrupa ve Türkiye'nin standartlarını karşılayacak teknolojiye sahip olmadığını vurgulayan Hyundai Assan Yönetim Kurulu Başkanı Kibar, “
Teknolojilerini biraz daha geliştirip Türkiye'ye hitap edebilmeleri halinde düşük fiyatları sebebiyle müşteriler için bir miktar cazibe taşıyabilirler. Ancak birkaç yıl içinde bu cazibe de kaybolur. Çünkü Türkiye'de en ucuzundan en pahalısına yüzlerce farklı model var.” diyor. Bir miktar düşük fiyat sebebiyle Çin araçlarını
tercih edeceklerin satış sonrası ve
servisi düşünmelerini
tavsiye eden Kibar; bu markaların satış sonrası ve servis yapılanmalarını iyi yapabilecekleri konusunda hâlâ şüpheler olduğunu ifade ediyor. Kibar, “Sonuç olarak Çin markalarının gelmesiyle pazar altüst olmaz. Fakat hükümetlerin de
yerli sanayii sadece fiyata dayalı haksız rekabete sürüklememeleri gerekir.” görüşünü dile getiriyor.
Otomotiv Distribütörleri Derneği Genel Koordinatörü
Işık Dikmen ise teknoloji konusunda Kibar ile aynı fikirde değil: “Çinliler son birkaç yılda çok ciddi teknoloji yatırımı yaptı. Otomotivde gelişmiş standartlar neyse onu karşılamaya başladılar. Bu yılın sonunda tüm büyük üreticilerin standartlarını karşılamış olacaklar.” Çin araçlarının
Avrupa Birliği ve ABD'ye girdikten sonra Türkiye'nin ‘hayır' diyemeyeceğini savunan Dikmen, “2030 yılında 25 milyon otomobil üretmeyi planlayan bir Çin var karşımızda. Taleplerden, görüşmelerden anladığımız kadarıyla bu yıl sonu ya da 2007 yılı başlarında Türkiye'ye Çinli marka gelecek.” ifadelerini kullanıyor. Fiyat konusunda ise iyimser olan Dikmen, Çinli markaların Türkiye pazarını sanıldığı gibi ‘çok ucuz' fiyatlarla altüst etmeyeceğini dile getiriyor.
Çin menşeli otomobil, ABD ve Avrupa'da bilinen markalardan daha ucuza satılıyor. Örneğin Çin'de
Ford'la ortak üretim yapan Landwing, Avrupa'da jip modelini 15 bin Euro'ya satacağını açıkladı. Aynı marka, Avrupa'nın bazı ülkelerinde dağıtım kanallarıyla anlaştı. BMW'yle ortaklığı bulunan Brilliance Jinbei adlı Çinli üreticinin Zhonghua modeli de Avrupa'da piyasaya sürüldü. Geely markasının,
İspanya ve Portekiz'den başlayarak Avrupa'da bayi teşkilatına ulaşma planları var. Durum ABD için de farklı değil. Bu ülkede Çin markalarını temsil eden
işadamı, 2007 yılında en az 250 bin otomobil satacağını duyurdu.
Çin otomotiv sektörü çok hızlı değişiyor. 1997'de yaklaşık 1,5 milyon adet aracın üretildiği ülkede geçen yıl bu rakam 5,5 milyona ulaştı. Yani yüzde 400'e yakın bir
büyüme yaşandı. Uzakdoğu devinde Daimler
Chrysler, Ford, General
Motors,
Volkswagen,
Peugeot,
Fiat gibi birçok büyük üreticinin ortaklıkla kurulmuş fabrikaları bulunuyor. Çin'de ayrıca tamamen kendi dizaynı ile üretim yapan markalar ve üretimden kalkmış modellerin lisansını alarak imalat yapan şirketler de var. Çin halkı için imal edilen otomobil, jip, kamyonetler bu ülkede oldukça ucuza satılabiliyor. Örneğin Avrupa'da 600 bin Euro'ya satılan
Mercedes Maybach otomobilin Çin'de üretilen
taklit versiyonunu bu ülkede 20 bin Euro'ya almak mümkün. Ancak Avrupa, ABD ya da Türkiye'de satılacak otomobiller için istenen çok fazla sayıda standart bulunuyor. Uyum için yapılan geliştirme ve yatırımlar aracın fiyatını yukarı çekiyor.
Çin araçlarının Türkiye'de karşılaşacağı bir diğer sorun da yüksek vergiler. İthalatta, başta yüzde 10 Gümrük Vergisi olmak üzere yüzde 37'den 84'e kadar değişen ÖTV ve yüzde 18 KDV ilavesinin getireceği yük fiyatı ikiye katlıyor. Bu arada güncel bir otomobilin fiyatı Çin'de de oldukça yüksek. Örneğin,
Fransız Peugeot'nun yeni üretmeye başladığı 307
sedan modelinin XS donanımlı en alt versiyonunun fiyatı Çin'de 15-16 bin dolardan (21-22 bin YTL) başlıyor. Türkiye'de aynı modelin HB versiyonu 28,5 bin yeni lira etiketle satılıyor. Yani sedan modelin Çin'den ithal edilmesi halinde üzerine eklenecek ÖTV ve KDV'lerle aynı modelin HB versiyonundan daha pahalıya mal olacak. Bu durumda güncel bir modeli Çin'den ya da Fransa'dan almanın farkı kalmıyor.
Araba fiyatı gümrükte ikiye katlanıyor
Türkiye'de üretim yapan otomotiv şirketlerine göre, Çin araçlarının karşılaşacağı en büyük sorun yüksek vergiler. İthalatta, başta Gümrük Vergisi olmak üzere Özel Tüketim Vergisi ve KDV ilavesiyle birlikte fiyatın ikiye katlandığı vurgulanıyor. Tanınmış markaların Çin'de de oldukça yüksek fiyata satıldığına dikkat çekilirken şu örnek veriliyor: “Peugeot'nun yeni üretmeye başladığı 307 sedan modelinin fiyatı Çin’de 15-16 bin dolardan başlıyor. Vergiler eklendiğinde aynı
araba Türkiye’de daha pahalıya geliyor.”