Türkiye'nin
Belçika dahil, en az 10 AB
ülkesinden risk oranının düşük olduğunu belirten TEB Başkanı
Yavuz Canevi, "Reytingciler, çifte standart yapmamalı, "Notumuzu, 'yatırım yapılabilir ülke seviyesine yükseltmeli " dedi
Bankacılar, derecelendirme kuruluşlarının Türkiye'nin ülke notunun artırılmasında cimri davrandıkları konusunda hem fikir görünüyorlar.
İş Bankası Genel Müdürü ve Bankalar Birliği Başkanı
Ersin Özince'den sonra Türk
Ekonomi Bankası (TEB) Yönetim Kurulu Başkanı
Yavuz Canevi de derecelendirme kuruluşlarının, Türkiye için birkaç puan eksik not verdiğini söylüyor.
Canevi,
Moody's, S&P ve
Fitch gibi
reyting kuruluşlarının, Türkiye'nin "yatırım yapılabilir notu"nun yükseltilmemesindeki çelişkiyi şöyle anlatıyor:
"CDS (Credit Default Swaps) oranları, bir ülkenin risk algılamasının mali piyasalardaki en çarpıcı ölçüsüdür. Türkiye'nin bugünlerdeki risk oranı 120 - 130 dolaylarında. Bizi
Guatemala,
Ürdün,
Endonezya, Yeni
Gine ile aynı kategoride değerlendirenler, Belçika dahil en az 10 AB üyesinden daha iyi durumda olduğumuza dikkat etmeliler."
ÇİFTE STANDART YAPILMAMALI
Canevi, geçen hafta yapılan Uluslararası
Yatırımcılar Derneği YASED'in 30'uncu kuruluş yıldönümünde düzenlenen "Yeni Dünya Düzeni ve Türkiye Konferansı"na moderatörlük yaparken de bu konuya dikkat çekti.
"
Küresel kriz, bütün hızıyla sürerken, Türk bankacılık sistemi iyi bir sınav verdi. Türkiye ekonomisi, çok sayıda
Avrupa ülkesine göre çok iyi durumda" diyen Canevi,
kredi derecelendirme kuruluşlarının hala notumuzu yükseltmekte tereddüt etmelerini anlaşılır bulmadığını söyledi ve "Çifte standart yapılmamalı. Notumuz en az 2 puan daha artırılmalı" yorumunda bulundu.
YERE SAĞLAM BASALIM
Gerçekleşen panelde Canevi, YASED'e
yabancı yatırımcıların Türkiye ile ilgili sorun ve övgülerini dinledikten sonra da şöyle konuştu: "Türkiye olarak şımarmamalıyız. Gözlerimiz ufukta ama ayaklarımız yere iyi basmalı. Bizler ayaklarımızı yere sağlam bastığımız sürece Türkiye için gelecek var demektir."
TÜRKİYE'YE ÇELME TAKIYORLAR
Uzmanlar, reyting kuruluşlarının notumuzu artırmaları halinde gerçekleşecek olumlu gelişmeleri şöyle anlattılar:
" Normal yatırım fonları (hedge fonlar hariç), Türkiye'ye daha fazla gelecek ve sabit menkul kıymetlere yatırım yapacaklar.
" Sabit yatırımların yükselmesi,
hisse senedi yatırımlarını da olumlu etkileleyecek.
" En önemlisi, FDI (Foreign Direction Investment) denilen doğrudan yatırımcıların çekilmesi. Bu yatırımcılar, "BBB" notunu göremedikleri için uzak duruyorlar.
Tablonun altına girecek
Canevi'nin bize gönderdiği bu tabloda, Türkiye'nin "Yatırım Yapılabilir Not" alabilmesi için Moody's'in halen 'Ba1' olan notunu 'Baa3'e, S&P'nin, halen 'BB' olan notunu 'BBB-'ye, Fitch'in de 'BB+' olan notunu 'BBB-'ye yükseltmesi öngörülüyor.
Canevi kimdir?
TEB Başkanı Yavuz Canevi, şu andaki bu görevinden önce, hem devlet kademesinde hem de özel sektörde üst düzey
yönetici olarak çalıştı. Sırasıyla 1970'li yılların ikinci yarısında
Maliye Bakanlığı özel danışmanlığı ile başladığı görevinde
Merkez Bankası Kambiyo Genel Müdürlüğü,
Merkez Bankası Başkan Yardımcılığı ve daha sonra Merkez Bankası Başkanlığı'na yükseldi. Canevi, IMF nezdinde Alternate Guvernörlük,
Hazine ve Dış
Ticaret Müsteşarlığı,
Türk Eximbank Başkanlığı yanında çeşitli özel bankalarda genel müdürlük,
İMKB Başkan Vekilliği gibi birçok farklı kuruluşlarda da yöneticilik yaptı.
ÖZİNCE DE "BİZİ ENGELLİYORLAR" DEMİŞTİ
İş Bankası Genel Müdürü ve Bankalar Birliği Başkanı Ersin Özince de, kendisiyle yaptığımız görüşmede reyting kuruluşlarını, Türkiye notunu yükseltmedikleri için eleştirmişti.
Aldığımız bilgiye göre bazı derecelendirme kuruluşlarının yöneticileri, Özince'yi arayarak not işinde neden
nazlı davrandıklarına ilişkin tepkilerini dile getirmişler. Bunlar arasında, ABD'nin
İran'a müdahale edip etmeyeceği, gelecek yıl yapılacak
seçimler gibi gerekçeler yer alırken, Özince, İran faktörünün Türkiye'yi fazla etkilemeyeceğini düşünüyor. İki ülke arasındaki ticaretin 3- 4 milyar dolar olduğunu hatırlatan Özince, "Çok düşük bir ticaret, bu bizim olmazsa olmaz diye vazgeçemeyeceğimiz bir durum oluşturmaz" diyor.
Seçim riski konusunda ise
Başbakan Yardımcısı ve
Devlet Bakanı Ali
Babacan, "Popülist uygulamalara gidilmeyecek" açıklamasında bulunmuştu.
BUGÜN GAZETESİ