Enerji Bakanı Yıldız,
terörün bitmesi ile birlikte en çok madencilik sektörünün gelişeceğini belirterek, “Bölgede başta
Şırnak ve
Hakkâri olmak üzere değerli metalik madenler var. Ama terör yüzünden çıkarılamıyor” dedi.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin
Türkiye Petrolleri
Anonim Ortaklığı’na (TPAO) tahsis ettiği petrol ve doğalgaz
arama ruhsatları ile ilgili
anlaşmanın
imzalanması için Lefkoşa’ya giden
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız,
Ankara Temsilcimiz Adem
Yavuz Arslan’ın sorularını cevaplandırdı.
Türkiye’de yapılacak
nükleer santrallerden kaçak yapılanmaya, terörlemücadeleden doğalgaz zamlarına kadar birçok konuda açıklamada bulunan Bakan Yıldız’ın yanıtları şöyle:
♦ Bugün imzaladığımız anlaşma ne anlama geliyor? Rum kesimine karşı bir hamle mi?
Anlaşma ile fiili durumbaşladı. TPAO sismik arama gemileriyle birlikte Kıbrıs’ın etrafında belirlenen 8 tane ruhsat alanında bu faaliyetlerini sürdürecek. TPAO bu anlaşma ile birlikte
Akdeniz’in en büyük operatörü haline geldi. Bu durum TPAO için de Kıbrıs içinde çok önemlidir. Sadece denizde değil karada arama yapacak. Bu adanın tüm enerji sistematiğini etkileyecek bir gelişmedir. Ama şu anki anlaşma karada ve denizde doğalgaz petrol aramaların önünü fiilen açmıştır. Ruhsat alanları belirlenmiştir. Sismik aramalarından sonra
sondaj faaliyetlerine geçeceğiz. Sismik aramalardan aldığımız verilerin olgunlaşmasıyla beraber sondaj süresi belli olur. Gözü kapalı bir yerde sondaj yapmayız. Sismik çalışmalar iyi gidiyor.
♦ Enerji yatırımları ile çevrenin korunması arasındaki dengeyi nasıl kuruyorsunuz?
Çünkü her yatırım davalık oluyor. Geçenlerde Diyarbakır’da organize sanayinin bir yerde petrol kuyusu ruhsatı olan bir yerde genişleme alanı olarak talep ettiler bizden.Doğru bir talepti. Sanayileşme adına biz buradan vazgeçebiliriz, dedik.
Ergene havzasında 500 milyon ton (50 milyar dolarlık) kömür yeraltında.
Çevre adına yeni bir teknoloji bulununcaya kadar çıkarmayacağız. Çevre konusunda bu kadar hassasız.
CHP’nin yaptığı ise Türkiye’nin kalkınmasına karşı çıkmaktır.
YILDIZ’IN SANTRAL İSYANI
♦ Önce Japonya’daki felaket sonra da Van
depremi nükleer tartışmaları alevlendirdi.
Deprem açısından bir risk görüyor musunuz?
Türkiye’nin en dayanıklı, enmuhkem yapısı bu nükleer santral olacak. Olmak zorundadır. Tek noktaya yapılan Türkiye’nin en büyük yatırım olacak. 21 milyar dolarlık yatırım. 3-5 km’lik alana yapılacak. Bunu ne yatırımcı, ne bunun siyasi risklerini üstüne almış hükümet ne de biz
bakanlık farklı bir şeye göz yummaz. Fay hattının üzerinde değildir. Faya 120 km mesafededir. Nasıl olurda buraya 20 milyar dolar yatıracak olan yatırımcı düşünmez? Bu olabilirmi?
♦ Enerji yatırımlarının hepsinin
mahkemelik olmasının arkasında ne var?
Yargı mensuplarının da Türkiye’nin gelişmesine hassasiyet göstereceklerini düşünüyorum. Gelişmiş ülkelerin 442 nükleer santrali var.Bugün 46 adet enerji santral başvurusu var, 46 adet de
itiraz var. Bunu normal bulmuyorum. ‘
Nükleer patlayacak’ dediler, ‘
Kömür kirli, su, coğrafya, bozuluyor,
rüzgar kuşlar ölüyor’ dediler, ‘Jeotermal yeraltı jeolojisi bozuluyor’ dediler. Biri bana söylesin hangi yatırımı yapayım? Büyüyen ülkelerin büyümeyen enerji sektörü olmaz. Çevreye rağmen enerji yatırımı yapmadık, yapmayız. İtirazların bir kısmı samimi olabilir ama bir kısmı da art niyetli. Bir kısım lobilerin desteği var.
♦ Terör Güneydoğu’ya yatırımları engelleyen bir unsur.
Madencilik açısından durum nasıl?
Terör bizi birçok yerden vuruyor. Ama enerji sektörü açısından, terörün bitmesi ile en çok madencilik sektörü gelişecek. Bölgede değerlimetalik madenler var. Şırnak ve Hakkâri mesela. Çok ciddi rakamlar var. Ama terör yüzünden çı
kartılamıyor.
İsrail önemli bir fırsatı heba etti
♦ Rum kesiminin İsrail tarafından desteklendiği iddiaları var. Bu gerginlik bölgeyi nasıl etkiler?
Enerji bazen
siyasetin, siyaset de bazen enerjinin üzerinde yüktür. Biz uluslararası ilişkilerden arınamayacak kadar büyük enerji işleriyle uğraşıyoruz. Enerji açısından Akdeniz çok daha güzel şekillenebilirdi. İsrail’in yaptığı terör olmasaydı belki Akdeniz’deki ülkelerin sınırları değişmeyecekti ama dengeler değişecekti. Mesela bize beraber proje yapma önerileri gelmişti İsrail tarafından. Uluslararası hukuka uygunluğu konmak kaydıyla çıkacak doğalgazın gideceği güzergah Türkiye üzerinden
Avrupa’dır. En fizibıl geçişte Türkiye üzerinden geçiştir. Bu kadar fırsatlar, bu kadar öngörüsüz siyasi olayla baltalanmasına şahsen enerji bakanı olarak üzüldüm. Bu olumsuz tarafı Türkiye olmadı hiçbir zaman için. Ama bu 9 vatandaşımızın katledilişi olmasaydı Akdeniz’in enerji dengesi ok daha fazla değişebilirdi. Kaçmış mıdır? Eğer
İsrail özür dilerse tekrar yakalanabilir. Rumlar’ın, İsrail’den cesaret bulduğu, İsrail tarafından desteklendiği açık. Bize rağmen çalışmalardan çıkacak petrol ve doğalgazın bizim üzerimizden Avrupa’ya geçişine izin vermeyiz.
KKTC’nin hakları garanti altına alınmadan böyle bir şey söz konusu olmaz.
♦
Piri Reis Gemisi çok eleştirildi. Gerçekten de eski ve yetersiz.
Piri Reis eski filan deniyor. Platformla kıyaslanıyor. Oysa bu kıyas yanlış. Piri Reis sismik araştırma işini yapıyor. Sondaj gemileri ayrıdır.
Ana muhalafet bari İzmir’i düşünseydi
♦ Geçen hafta İzmir’de Türkiye ile
Azerbaycan arasında çok önemli bir imza atıldı. Fakat bu yatırımı CHP mahkemeye taşıyor. Bu süreç, 5milyar dolarlık yatırımı sıkıntıya sokarmı?
İzmir’de çok önemli bir yatırımın temelini attık. Ama CHP mahkemeye koştu. Benim başkana söyleyeceğimşey şu: Türkiye’nin stratejik kararlarını düşünmüyorsanız bari İzmir’i düşünün. 5 bin kişilik istihdamdan bahsediyoruz. 4 yıllık bir yatırım, 5 milyar doların oraya akmasından bahsediyoruz. Ben buna şunu söylerim tipik bir CHP yaklaşımıdır. Nasıl olacağını
tarif etmek yerine nasıl olmayacağını göstermektir bu. Türkiye’nin 2 büyük rafinaj merkezinden bir tanesini mahkemeye götürmek demek, Türkiye’nin kalkınmasına karşı çıkmak demektir. Çok yadırgadım. Kimse imarsız ruhsatsız bir yapı yapılsın istemiyor. Bu yatırımların gerçekleşmesi için hep beraber koşacağız.Ogün törenlerde bulunup da sonra böyle bir eyleme girmesinden üzüldüm.
O
mektup zaten savcılıkta var
♦ Siz aynı zamanda
Kayseri vekilisiniz? CHP liderinin ağır iddiaları var Kayseri ile ilgili. İddiaedildiği gibi dosyanın üzerine gidilmiyormu? Meşhur mektubu gördünüz mü?
CHP liderinin bahsettiği mektup
Başbakan’a verilmiş bir mektup.Mektubu biliyorumtabiî ki. CHP Kayseri
Milletvekili Şevki Kulkuloğlu şu anda 13 adet mahkeme kararıyla
icralık olmuş bir vatandaştır. Karşılıksız çekten hüküm yemiştir. Çok rahat değildir kendisi. “Niye bunun üstünü örttünüz” diyor Kılıçdaroğlu.
O mektubun tamamı Ocak 2011’de
Atilla Kart Kayseri’ye geldiğinde 200 küsur sayfalık yazının içinde bu mektup da dahil olmak üzere savcılığa verdi. Savcılığa intikal etmiş zaten o mektup. Gizli saklı bir şey yok. Orada da devam ediyor. Hukuka saygılı olacağız, diyoruz. Bu kaygı ve endişe neyin nesi? Bırakalım yargı işini yapsın. Başbakan karşısına alıp yargılayacak mı ? Kılıçdaroğlu mektuba gizem katarak gizli saklı bir şeyler olduğu imasını veriyor. Oysa mektup savcılıkta. Başbakan onu kasaya filan saklamadı. Burada gizli saklı bir şey yok. Bu olaya gizem oluşturarak çok acayip şeyler var, demenin hukuka saygısızlık olduğunu düşünüyorum. Bununla alakalı mahkemelerin,
büyükşehir aleyhine yargı kararı mevcut olmadı. Yargının kararına neden rıza göstermiyoruz? Bu konuştuklarımızla yargıyı etkilemiş olmuyor muyuz? Başbakan’ın bir şey yapmasına gerek yok yargı gerekeni yapıyor?
Avrupa’nın en
ucuz 4 ülkesinden biriyiz
Elektrik ve doğalgaz zamları can yaktı... Gaz ve elektrik
fiyatlarına yapılan zamlar enflasyon değerleri içinde yarım puanın altında etki yapacak. Elektrikte 2009’un Mayısı’nda yüzde 37’lik
indirim gelmişti. 2002’de Avrupa çapında elektriği en pahalı kullanan 4 ülkeden biriydik, şu an en ucuz kullanan 4 ülkeden biriyiz. Enerji kalemlerinin yüzde 71’ini
ithal eden bir ülkeden bahsediyoruz. Buna rağmen Avrupa’daki fiyat artışları daha yüksek.