Yılmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada,
Türkiye'nin tahmin edilen
altın rezervinin yaklaşık olarak 7 bin ton civarında olduğunu belirtti. Altın fiyatlarındaki yükselişin altın madenciliğine olan ilgiyi daha da artırdığını, yer altındaki altın rezervlerinin bir an önce gün yüzüne çıkarılması gerektiğini ifade eden Yılmaz, 7 bin ton altın rezervinin 800 tonunun yerinin bilindiğini ve yatırıma dönüşmesinin an meselesi olduğunu dile getirdi.
Türkiye'nin 2008-2009 yılında 200 ton altın
ithal ettiğini, altın ithalatının Türkiye'deki altın
üretiminin artmasıyla, azalacağını belirten Yılmaz, şu görüşleri bildirdi:
''Dünyada yılda 2 bin 400 ton altın üretiliyor. Bu rakamın ekonomideki payı oldukça yüksek. Altın yatırım araçları arasında en güvenilir
liman olarak bilinir. Bu nedenle altına olan ilginin her geçen gün biraz daha artacağını düşünüyoruz. Bu artan ilgi, ülkemizdeki altın üretimine olumlu etki yapacağı kesin. Ülkemizde kabaca bir hesapla 7 bin ton altın olduğu biliniyor. Bu altın toprağın altında çıkartılmayı bekliyor. Halen ülkemizin dört yanında jeologlar, ellerinde çekiçler ile dağ bayır gezip altın arıyor. 2010 yılı sonu itibariyle 800 ton altının nerede olduğu biliniyor ve yatırıma dönüşmesi için hiç bir engel yok. Kurulacak yeni altın madenleri bu cevherler gün yüzüne çıkarılacak.''
-EKONOMİYE AVANTAJ-
Türkiye'nin ve
Avrupa'nın en büyük altın madeni işletmecisi olduklarını, madencilik sektörünün yüksek istihdam yarattığını, küresel
kriz ortamında altın işletmeciliğinin Türkiye ekonomisine çok önemli avantajlar sağlayacağını ifade eden Yılmaz, Türkiye'de halen yılda 15 ton altın üretildiğini söyledi. Altın üretiminin her yıl artacağına dikkati çeken Yılmaz, şunları söyledi:
''Biz Kışladağ madenimizde üretim kapasitemizi artırma kararı aldık. Yıllık altın üretimimizi 10 tondan 12 tona çıkartacağız. Bunun yanında Efemçukuru'ndan getireceğimiz cevher ile altın üretimimiz yıllık 15 tona ulaşacak. 2011 yılında Efemçukuru altın madenini üretime sokmayı hedefliyoruz. Bu da demek oluyor ki ekonomiye sağladığımız katkı artacak. Halen madende 600 kişiye istihdam sağlıyoruz, kapasite artışlarıyla bu sayı 750'ye çıkacak. 2009 yılı Kurumlar Vergisi'nde Türkiye'de 38. sıradaydık, Bu yıl hedefimiz ilk 20 arasına girmek. Devletimiz altın üretiminden gelir elde ediyor.
İstihdama sağladığı katkı ortada. Ülkemizde üretilen altın tamamen iç piyasaya sunuluyor. Yani her şekilde ülkemiz kazanıyor. Yıllık altın üretimimizin 100 tona çıkması hayal değil.''
Altının fiyatı etkileyen etkenler üzerine değerlendirmede bulunan Yılmaz, ABD'de başlayan ve tüm dünyayı etkileyen
ekonomik kriz, merkez bankaların altına olan ilgisi, Çin ve
Hindistan faktörlerinin altın fiyatlarında belirleyici olduğunu söyledi.
Dünyanın en büyük altın tüketicisinin Hindistan olduğunu ifade eden Yılmaz, şöyle konuştu:
''Hindistan fiyatların artmasında önemli bir faktör. Çin bir süredir altın stoğu yapıyor. ABD'de ekonomik kriz henüz sona ermedi. Sokaktaki insanlar hala krizin etkilerini yaşıyor.
Merkez bankaları altını kullanmaya devam ediyor. Bu ve birkaç nedenden dolayı altının fiyatı artıyor. 2011 yılın için altının onsunun 1400 - 1500 dolar arasında olacağının tahmin ediyoruz. Elbette bu kesin değil. Bizim tahminlerimiz bu yönde. Altın tüketicilerinin tavrı önemli. Altın birden 2000 - 2500 dolara da çıkabilir. Bu gidiş tamamen karla ilgili.
Ülkemizde altın madenlerinin üretime geçmelerinin ardından yaklaşık 10 yıl geçti, altın üreticileri bu sürede çok iyi sınav verdi. Altın üreticilerine karşı ön yargı ortadan kalktı. Bunda şeffaflık ve samimi davranmak önemli oldu. Türkiye'deki altın madenleri, en
modern yöntemlerle üretim yapıyor. Madenler gerek çevresel performansları, gerek karlılık, gerek sağladıkları istihdam ile çok başarılı bir sınav verdi.
Avrupa Birliği (AB) Madenciler Birliği ülkemizdeki iki madeni tüm dünyaya örnek altın madenleri olarak gösteriyor. Teknik anlamda başarının yanı sıra çalışanlarımıza sağladığımız imkanlar üst düzey. Sosyal ve ekonomik anlamda çalışanlarımıza haklarını sonuna kadar veriyoruz. Madende çalışan herkes mutlu. Pek çok
sosyal sorumluluk projesine
imza attık. Şu unutulmamalı ne kadar az sorun çıkarırsanız o kadar başarılı olursunuz. Kışladağ Altın Madenini, dünyada açık liç yöntemiyle üretim yapan altın madenlerinin Ferrarisi diye adlandırmak yanlış olmaz. Hiçbir başarı tesadüf değildir. Biz bunu çalışanlarımızla ve bize güvenen insanlarımızla başardık. Ülkemizin zenginleşmesi hepimizin ortak dileği.''