Uluslararası Para Fonu (
IMF), yeni bir
stand-by anlaşması yapmayıp küresel
ekonomik krizi kendi başına atlatan
Türkiye'nin Fon
yönetimindeki ağırlığını artırma kararı aldı. Buna göre Para Fonu'nun İcra Direktörleri Kurulu'nda Türkiye müstakil olarak temsil edilecek. Ülkenin
kredi çekme
kotası da 23 milyar dolardan 42 milyar dolara çıkarılacak. Türkiye'nin IMF'ye 6 milyar dolar borcu kaldı.
Uluslararası Para Fonu'ndaki (IMF) yeni kota
reformu ile Türkiye'nin kullanabileceği toplam kredi tutarı 23 milyar dolardan 42 milyar dolara çıkarıldı. Yeni düzenlemeyle
Ankara'nın IMF'deki temsil gücü de artırıldı. Ancak hükümet, yönetimde ağırlığının artmasına rağmen IMF'ye olan borcunu
kapatma konusunda kararlı. Düzenli ödemeler sonucu Türkiye'nin IMF'ye borcu 6 milyar dolara kadar düşmüştü.
2008 yılında başlayan küresel krizde yeni bir stand-by anlaşması yapılması için iş dünyasından büyük
baskı gelmesine rağmen hükümet buna yanaşmamıştı.
Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan ise geçen ay yaptığı bir açıklamada, Türkiye'nin IMF'ye kalan 6 milyar dolarlık borcunu, 2012 yılı sonunda tümüyle kapatacaklarını söylemişti. 2001 krizinin ardından DSP-
ANAP-MHP hükümeti, mali krizden çıkmak için IMF'den toplam 23,5 milyar dolar borç almıştı.
>
Türkiye'nin IMF'deki kotası, 14. Genel Kota Gözden Geçirmesi kararı kapsamında gerekli hukuki işlemlerin tamamlanması sonrasında halihazırdaki 1,193.3 milyon SDR'den (özel çekme hakkı), 4,659 milyon SDR'ye çıkacak. Yeni reformun uygulamaya geçirilmesi konusunda, G-20
ülkeleri, iç hukuki süreçlerini 2012 yılı IMF/
Dünya Bankası yıllık toplantılarına kadar tamamlamak üzere çalışmayı taahhüt etti. IMF prosedürlerine göre bir üyenin kota düzeyi, o ülkenin IMF kredilerine erişim miktarının belirlenmesinde de esas alınıyor. Bu çerçevede genel
kural olarak bir ülke, IMF 'genel kaynaklar hesabından' 12 aylık bir dönem içinde en fazla kotanın yüzde 200'ü, toplamda ise en fazla kotanın yüzde 600'ü kadar kredi kullanılabiliyor. Buna göre Türkiye'nin kredi kullanım tutarı da 27,952 milyon SDR (42 milyar dolar olacak).
Türkiye'nin kota artışı, IMF'deki temsil gücünü de artıracak. Bir sonraki aşamada ise Türkiye'nin, İcra Direktörleri Kurulu'nda, bazı ülkelerin bağlı olduğu
Belçika tarafından değil, dönüşümlü ya da tek olarak müstakil temsil edilmesi gündeme gelecek. Türkiye, Belçika'nın başkanlığını yaptığı on ülkeden birisi ve masada Ankara adına Belçika oturuyor. Kurulda, dünya ekonomisindeki paylarına göre fazla temsil edilen gelişmiş ülkelerden az temsil edilen gelişmekte olan ülkelere yüzde 6 pay aktarıldı. Böylece, gelişmekte olan ülkelerin IMF'nin yönetim kurulunda daha fazla rol oynayabilmesi sağlandı. Bunun yanında kota reformunun tamamıyla yürürlüğe girmesinin ardından, en azından ilk seçimlere kadar, IMF İcra Kurulu'nda gelişmiş
Avrupa ülkeleri, kendilerinde bulunan iki sandalyeyi bırakacak.
Reform kapsamında, İcra Kurulu'ndaki, şu anda en büyük 5 kotaya sahip ülkeden oluşan 'atanmış icra direktörleri' kategorisinin de sona ereceği, ardından Fon'un İcra Direktörleri Kurulu'nun sadece seçilmiş icra direktörlerinden oluşacağı kaydedildi.
AFRİKA ÜLKELERİNİN de GÜCÜ ARTACAK
IMF'de temsil ve katılımın iyileştirilmesine ilişkin olarak yapılması önerilen değişiklikler şöyle sıralanıyor: En kalabalık iki
Afrikalı ülke grubunda temsilin güçlendirilmesi amacıyla belirli bir sayının üzerinde ülkenin temsil edildiği ülke gruplarındaki İcra Direktörü vekilliği sayısının ikiye çıkarılması düşünülüyor. Düşük gelirli ülkelerin oy güçlerinin iyileştirilmesini teminen temel oyların artırılması ve toplam oy gücüne oranla azalmasının engellenmesi de amaçlanıyor.