Bermek, suşi için canlı
balık satarak girdiği
Japonya
pazarında bugün ünlü
restoran ve
havayolu şirketlerine Türk
gıda ürünlerini satan bir
marka haline geldi.
Devlet Bakanı Zafer Çağlayan'ın Tokyo'daki temasları sırasında Türk heyeti ile birlikte çalışmalar yapan Bermek, AA muhabirine Japon pazarına nasıl girdiğini ve bundan sonraki
hedeflerini anlattı.
Türkiye'deki işlerinin büyüyerek devam ettiğini, ancak kendisinin Uzakdoğu'da ''Hayalindeki işi gerçekleştirdiğini'' belirten Bermek, ''30 senedir buralara gelip giderim.
Japonya'yı, buranın yeşilliğini, bu
ülkenin temizliğini çok seviyorum. Buralarda iş yapmak hep hayalimdi. Bu yaşımda bana adrenalin veren olay da, uzak pazarlarda başarı sağlamak'' dedi.
Japonya'da gıda işine 5 yıl önce girdiğini kaydeden Bermek, şöyle konuştu:
''Ben 1985'de
elektronik sektöründeyken buraya geldiğimde, buraya mal satmayı kendime gaye edinmiştim. 5 yıl önce de buraya geldim. Bu işe 2 milyon dolar nakit para koydum. Ama karşılığını fazlasıyla alıyorum. Başlangıçtaki cirom 500 bin dolardı. Yani 500 bin dolar ciroyla işe başladım. Bugün 40 milyon dolarlık bir ciroya sahibim. 5 yılda, 500 bin dolardan, 40 milyon dolara gelmek önemli bir başarı olsa gerek. Bu rakamın kısa sürede 100 milyon dolara ulaşmasını da bekliyorum. Çok kısa zamanda bu rakama çıkarız. Bu kapasitemiz de var.
Bugün Japonya'da incirimizden kayısımıza, zeytinyağımızdan peynirimize, bunların çok sevdiği suşide kullanılan taze balığa, domates salçasına kadar pek çok Türk gıda maddesini satıyoruz. Ürünlerimizi giderek çeşitlendirdik. First Class'ta uçarken hellim peynirimizi ve
meyve suyumuzun satıldığını görebiliyoruz. Çok ünlü marketler zincirinde markamızı görebiliyorsunuz. Japonya'nın en ünlü suşi zincirlerine orkinos ve diğer canlı balıkları biz veriyoruz. Burada sağlam temellerle gidiyorum. Bende bunun prestij ve gururu var. Karlı bir yolda ilerlerken, örnek bir şeyler yaptığım inancını da taşıyorum.''
-BERMEK, ÇİN PAZARINA DA GİRİYOR-
Japon pazarında markalı Türk gıda maddesi satma işinde sağladığı başarının Çin pazarı için de kendisine
model oluşturduğunu anlatan Bermek, Çin'de de aynı işi yapmaya hazırlandığını söyledi.
Bu nedenle son 2 ayını Çin'de geçirdiğini anlatan Bermek, Çin pazarına ilk aşamada Guangzhou ve Shenzhen'de gireceğini bildirdi.Bu şehirlerde ürün araştırmaları yaptığını ifade eden Bermek, Çin'e uygun ürünleri
tercih edeceklerini, Japonya'da olduğu gibi bu ürünleri de Türkiye'den getireceklerini belirtti. Çin'i ''muazzam bir pazar'' olarak niteleyen Bermek, bu pazarda da iddialı olduklarını kaydetti.
''Buraları zor pazarlar. Sabır isteyen pazarlar'' diyen Bermek, Japonya'nın tüketicisini çok koruyan, özellikle gıdada kaliteye çok önem veren bir ülke olduğuna dikkati çekti. Bermek, ''Ama bir defa girdiğiniz zaman burada kalıcısınız. Biz, bugün dünya markası firmalara domates salçası satıyoruz. Kimse de artık bizi buralardan çıkaramaz. Kaliteyi tutturduğunuzda bu pazarlarda kalıcısınız'' dedi.
-TÜRK İŞADAMLARI CESUR OLSUN-
Çin'in Türk işadamları ve Türkiye için önemli bir pazar olduğuna da vurgu yapan
Ayhan Bermek, şöyle devam etti:
''Aslında tek başına Çin diye de birşey yok. Çok sayıda eyaletlerden oluşan bir ülke. Ben, dış ticaretten sorumlu Devlet Bakanlığının Çin'de eyalet bazında çalışma yapmasından çok memnunum. Çok doğru bir
uygulama. Bugün benim Çin'de iş yapacağım Guangzhou ve Shenzhen şehirlerinde nüfus 15'er milyonun üzerinde. Modern bir yapılaşma ve kişi başına gelir 14 bin dolar. Tek bir eyaletin nüfusu 120 milyon. 10'dan fazla eyalet. Türk işadamları, Uzakdoğu pazarına açılsın, özellikle Çin'e açılsın. Bu pazarlara her türlü ürün satılabilir. Kimisinde makinede, kimisinde gıdada, kimisinde diğer ürünlerde ihtisaslaşılmalı.
Türkiye de Çin'e daha fazla ağırlık vermeli. 2023'de 500 milyar dolarlık ihracat hedefimiz var. Bu hedef doğrultusunda gidiyoruz ama ben şunun altını çizeceğim. 2023'te biz, Çin'e 150 milyar dolarlık ihracat yapamazsak, 150 milyar dolarlık mal satamazsak, 500 milyar dolarlık ihracat hayal olur. O yüzden bu günden herkesi Çin'e çekmeliyiz. Çin'e bir şey satmalıyız. Sadece satmak da değil, Çin'de üretip, Türkiye'yi dağıtım üssü haline getirmeliyiz. Afrika'ya, Kafkaslara ve diğer ülkelere gitmeliyiz.''
AA