Aygün yaptığı yazılı açıklamada, Türk TIR'larına yönelik engellemelerin
karayolu ile
eşya taşımacılığına ve ihracata büyük
darbe indirdiğini, uygulamanın malların
transit geçişine serbestlik getiren
Gümrük Birliği'ne de aykırı olduğunu ifade etti.
Hukukun ve özgürlüklerin savunucusu olduğunu iddia eden AB'nin, bu şekilde hukuku ayaklar altına aldığını ve ticaret özgürlüğünü kısıtladığını kaydeden Aygün, Türk plakalı TIR'lara konulan
kota ile serbest dolaşımın da engellendiğini vurguladı.
AB'nin kendi taşımacılık sistemini korumak amacıyla üçüncü
ülke TIR'larına yönelik belli miktarda geçiş hakkı tanıdığını belirten ATO Başkanı, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
''AB, Türk TIR'larına uygulanan kotaya çirkin bir kılıf uydurdu. Uluslararası karayolu eşya taşımacılığının malların serbest dolaşımı kapsamında değil hizmetlerin serbest dolaşımı kapsamında olduğunu savunuyor. Hizmetlerin serbest dolaşımının da tam üyelikten sonra söz konusu olacağını söylüyor.Ancak, konu
Rumlar olunca, limanlarımızı ve havaalanlarımızı açmamız için
baskı yapıyor ve bu talebini malların serbest dolaşımı ilkesine dayandırıyor. Bunun adı çifte standarttır.''
TÜRK TIR'LARININ İŞİNİ MOLDOVALILAR KAPTI
Aygün,
Avrupa Toplulukları Adalet Divanı'nın, AB içinde benzer sorunlar yaşayan ülkelerin açtığı davalarda ''Tarife dışı engeller getirilemeyeceğine'' dair karar verdiğine de işaret ederek, AB'nin bu kararları da hiçe saydığını kaydetti.
Uygulamanın ardından Türk TIR'larının işini,
Moldova TIR'larının kaptığını da vurgulayan Aygün, Moldova TIR'larının Türkiye'ye boş girip, dolu çıktığını ifade etti. Türkiye'nin bu aşamada
Gümrük Birliği anlaşmasını gözden geçirmesini isteyen Aygün,
Devlet Bakanı Ali Babacan'a da ''Türk nakliyecilere haksız muamele yapılıyor. Bu konuyu acil
gündem maddesi olarak Ortaklık Konseyi'ne taşıyın'' çağrısında bulundu.