Ali
Babacan, A.A muhabirinin, ekonomideki son gelişmelere ilişkin sorularını yanıtladı.
Babacan, TBMM'ye gönderilen tasarıda böyle bir
vergi teşvikinin bulunmadığını, şimdi ise
Mortgage için ödenen
faizlerin
gelir vergisi matrahından düşmesinin istendiğini bildirdi.
Babacan, şöyle devam etti:
''Komisyon aşamasında, Mortgage (Tutsat) konusunda vergi teşviki unsuru gündeme gelmiş. Biz hükümet olarak bu teşvik konusunun değişmesini arzu ediyoruz. Çünkü şuanda içinde bulunduğumuz makro
ekonomik ortam böyle bir teşvike müsaade edecek bir ortam değil.
Mortgage üzerindeki faizin gelir vergisinden düşmesi isteniyor, biz bunun doğru olmadığı kanaatine ulaştık. Bazı
ülkelerde uygulandığı iddia edildi. Biz bunu uygulayan ülkelerin yetkilileriyle görüştük ve bize 'biz bir hata ettik, aman aynı hataya siz de düşmeyin' dediler.
Bu türden yükler ilk başta
küçük gibi görünse de, Mortgage sistemi geliştikçe altından kalkılamayacak ve sürdürülemeyecek mali yükler getiriyor.
Bu vergi teşviki adil de değil. Yani geliri en yüksek olan en yüksek vergi teşvikini alacak. Örneğin
Almanya bu teşvikleri basamak basamak kaldırmaya başladı.
Eğer bu teşvik, Komisyondan geçtiği şekliyle
Meclis Genel Kurulundan da geçerse o zaman
Türkiye'nin şu anda uygulamakta olduğu başarılı ekonomik programa tamamıyla ters, son derece olumsuz bir adım atılmış olur. Bunun sonucunu biz, daha yüksek enflasyon, dahayüksek faiz ve daha yüksek bir cari açık olarak görürüz ve Türkiye'ye çok ağır bir bedeli olur. Onun için sakın hiç kimse,
seçim havasının rüzgarına kapılıp, gelecek nesillere bedel ödetecek bir adım atmasın. Bunu arzu ediyoruz.''
YASANIN YENİLİKLERİ...
Mortgage'in (Tutsat) bir konut finansmanı yöntemi olduğunu ve Türkiye'de şuanda, 22 milyar YTL'yi aşan bir konut finansmanı hacmi söz konusu olduğunu belirten Babacan, yeni
yasayla gelecek yenilikler konusunda şunları söyledi:
''Çıkacak olan yasa, konut finansmanıyla ilgili
kredilerin
ikinci el piyasasının oluşmasını sağlayacak. Mortgage (Tutsat),
bankaların kaynak imkanlarını çeşitlendirecek ve kaynak maliyetlerini de azaltacak.
Yeni Mortgage (Tutsat) yasasındaki en önemli değişiklik, kredi kullanıcıları açısından, değişken faizli
konut kredisi imkanı getirecek olmasıdır.
Bu imkan çerçevesinde, faizler ileride daha da düşeceği için bu krediyi kullanan vatandaş, değişken faiz çerçevesinde, ileride daha düşük faiz ödeyebilecek.
Kendi aramızda görüştük, Bakanlar Kurulunda görüşüldü, ancak bu öyle bir konu ki, Komisyonda konulmuş ve Genel Kurulda geri çekmek sanki vatandaşa sunulacak güzellikler engellenmiş oldu şeklinde algılanıyor.
Teşvik ile en çok zengine, en çok gelir vergisi dilimlerine giren kişilere en çok yarar sağlanmış olacak. İçinde bulunduğumuz koşullar ve mali disiplinde kesinlikle böyle bir teşvik çok kötü olur.''
FİŞ TOPLAMA...-
Babacan, çalışanların fiş toplama alışkanlıklarının azalması sonucu vergi gelirlerinde bir azalma olup olmayacağı konusunda ise bunun olumsuz bir etkisinin olmayacağını vurguladı.
Ali Babacan, ''2006'da emekliler fiş toplamadı ve buna rağmen vergi gelirlerimizde bunun hiç bir olumsuz etkisi olmadı, bu yıl da olmayacak. Üstelik halka fiş toplatarak daha çok vergi toplamaya çalışmak artık 21. yüzyılın çağdaş vergileme anlayışı ile örtüşmüyor'' dedi.
TARIM POLİTİKASI VE ENFLASYON...
Devlet Bakanı Ali Babacan, enflasyon rakamları içinde işlenmemiş tarım ürünleri grubunun önemli payının olduğuna dikkat çekerek, bu konuda ciddi bir ikilem olduğunu söyledi.
Babacan, şöyle dedi:''İşlenmemiş tarım ürünleri grubu, Türkiye'de çiftçilerimizin ürettiği ürünler.
Tarım ürünleri
fiyatlarındaki düşüş sonrasında, çiftçimizin durumu kötü diyorlar, biz de zaman zaman buğdayda olduğu gibi ya da
şeker pancarı alım fiyatını açıkladığımız gibi, açıklanan fiyatlarla çiftçimizin gelirinin artmasının tedbirini alıyoruz. Dolayısıyla bu ürünlerin fiyatları ortalama enflasyonun bir miktar üstünde arttığı zaman çiftçilerimiz memnun oluyor ama enflasyon yükseliyor.
Bu yıl tabiat şartlarından dolayı tarım ürünleri fiyatları biraz yüksek. Buradaki
politikamızı dengeli götürmemiz gerekiyor, bir yandan çiftçimizi korurken, en az bunun kadar önemli olan mali disiplini koruyarak enflasyonun yüksek çıkmasını önleyecek bir politika takip etmeliyiz. Bugün enflasyonun beklenenden yüksek çıkmasının bir bedeli, bir maliyeti var.
Bundan sonraki dönemde tarım politikalarını belirlerken, enflasyon ve enflasyonun da reel faizler üzerindeki etkisine daha çok eğileceğiz. Çünkü bu konular toplumun tüm kesimini ilgilendiriyor.''
SİGARA ZAMMI...
Babacan, sigaradan alınan maktu özel
tüketim vergisinin (ÖTV) yüzde 16,67 oranında artırılmasına ilişkin olarak da, sigaradaki ÖTV artışlarında, ilk olarak piyasadaki fiyat dengesini oluşturacak bir ayarlamayı amaçladıklarını, ikincisinin ise bir yıldır sigara vergilerinde bir değişiklik olmadığını, devletin giderlerinin enflasyon oranı kadar arttığını, bu artışın da bunu telafi edici bir unsur olduğunu kaydetti.
HALKBANK'IN ÖZELLEŞTİRİLMESİ...
Halkbank'ın özelleştirilmesi konusuna da değinen Babacan, Halkbank'ın, bu yıl, yüzde 25'e kadar olan kısmının halka açılacağını, burada önemli olanın
özelleştirme metodu değil, özelleştirmenin zamanlaması olduğunu belirterek, ''bugün için doğru olan bir metot yarın için yanlış olabilir. Geçen sene özelleştirseydik belki farklı bir metot daha doğru olurdu. Biz zamanlama üzerinde daha çok duruyoruz, çünkü Türkiye ile dünyada piyasa şartları çok hızlı değişiyor, şimdi zamanlama daha önemli'' şeklinde konuştu.
BONOZEDELER...
Devlet Bakanı Babacan, imar bankasından
bono alanlara yeni bir ödeme yapmak için bununla ilgili bir yasal
düzenleme yapmaya karar verdiklerini, bununla ilgili yasal düzenlemenin kısa bir süre sonra çıkabileceğini kaydetti.
Babacan,
İmar bankası olayında, ortada bono olmadığını, bunların hayali'' bono olduklarını, paranın da banka kayıtlarında görülmediğini ve dünya bankacılık tarihinde eşine rastlanmayacak bir olay olduğunu vurguladı.
Babacan, bono alanlara yapılacak ödemeler konusunda
TMSF,
BDDK, SPK'nın ortak çalışma yürüttüklerini de ifade etti.
İŞSİZLİK DÜŞMEYE DEVAM EDECEK...
Türkiye'de işsizliğin çözülmesinde eğitimin en önemli unsurlardan biri olduğunu belirten Babacan,
genç nüfusa sahip Türkiye'de istihdamı kalıcı olarak artırabilmek için
Dünya Bankası ile birlikte 3 yıllık bir çalışma yürüttüklerini söyledi.
Yürütülen çalışmanın ardından durum tespit raporları çıkarılacağını, bu durum tespit raporunda, yeni işe başlamanın maliyeti, okul müfredatları iş yerlerinin kapanmasının maliyetleri, işe alınma-işten çıkarılmaya kadar istihdamın genel bir analizinin yapılacağını vurgulayan Babacan, bunun aşamalı bir çalışma olduğunu kaydetti.
Ocak ayında da görüldüğü üzere işsizliğin düşmeye başladığının altını çizen Babacan, ekonomik
büyüme devam ettiği sürece, istihdam piyasasının daha esnek hale getirilmesiyle birlikte
ocak ayında başlayan işsizlikteki düşüş oranının süreceği görüşünde olduklarını vurguladı.
İstihdam maliyeti nedeniyle, işverenlerin yeni elaman almak yerine eski elamanları fazla
mesai ile çalıştırma yoluna gittiğini ifade eden Babacan, istihdam maliyetlerini mali imkanlar ölçüsünde azaltmaya çalışacaklarını, asıl amaçlarının işi korumaktan öte çalışanı korumayı amaçladıklarını bildirdi.
Bütçe imkanları elverdiği ölçüde istihdam yükünü azaltmaya gayret edeceklerini de vurgulayan Babacan,
bütçe gelirlerinde beklenenden daha fazla bir gerçekleşme olursa, 1,7 milyar YTL'lik bir gelir fazlasıyla, iş gücü üzerindeki maliyetlerin 5 puan kadar hafifletilebileceğini söyledi.
TÜRKİYE'NİN TAHVİLLERİNE İLGİ BÜYÜK...
Devlet Bakanı Babacan, Türkiye'nin daha güvenilir bir ülke olması nedeniyle dış borçlanmadaki faiz yükünün de düşmeye başladığına dikkat çekerek, uzun vadeli tahvillerin büyük rağbet gördüğünü, risk priminin de düşmesiyle, Türk Hazinesinin borçlanma faizi oranının, ABD Hazinesinin borçlanma faizine her geçen gün daha çok yaklaştığını vurguladı.
IMF MART'TA GELİYOR...
Bakan Babacan, Uluslararası Para Fonunun (IMF) Gözden Geçirme için
Mart ayında Türkiye'ye geleceğini, ancak bu konuda Mart ayı içindeki kesin tarihin henüz belirlenmediğini ifade etti.
En son geçen yıl 5. gözden geçirme tamamlanırken, bu yıl içinde 6., 7. ve 8. gözden geçirmeler gerçekleştirilecek.
TÜRKİYE BORÇ YÜKÜNDE AB ORTALAMASINDAN DAHA İYİ...-
Toplam borç yükünü AB ortalamasının altına indirdiklerini belirten Babacan, AB'de toplam borçların gayri safi milli hasılaya (GSMH) oranı itibarıyla ortalama oranının yüzde 63-64 düzeyinde olduğunu vurgulayan Babacan, muhtemelen bu oranının Türkiye'de yüzde 60'ın altında çıkacağını ifade etti.
Babacan, net borç ödeyicisi durumunda oldukları, IMF'ye olan borçları da 8,5 milyar dolar düzeyine indirdiklerini bildirdi.
Türkiye'nin dünyada güven duyulan bir ülke olması nedeniyle çok önemli düzeyde
yabancı sermaye çektiğini kaydeden Babacan, yabancı yatırımcıların,
hisse senedi ve bono piyasasında 66 milyar dolarlık YTL cinsinden yatırımlarının olduğunu da kaydetti.
YARIN MECLİSTE AB KONUSU GÖRÜŞÜLECEK..-
Devlet Bakanı Ali Babacan, yarın TBMM'de AB ile ilgili konuların görüşüleceğini söyledi.
Babacan, şöyle dedi:''
AB Komisyonu her yıl çalışma takvimini açıkladıktan sonra ülkelerin parlamentolarında tartışılmasını öngörüyor.
AB Komisyonu, gündemlerinin TBMM'de tartışılmasının ardından yazılacak bir raporun kendilerine gönderilmesini istiyor. Çünkü bizim milletvekillerinin AB hakkında ne düşündüklerini bilmek istiyorlar. Biz de yarın TBMM'de bu konuları görüşeceğiz, tabii burada AB ile ilgili son gelişmeler ve ikili ilişkiler de ele alınır.''
AB İLE İLİŞKİLER...
Brüksel'de son gerçekleştirdiği resmi ziyaret çerçevesinde 7 AB Komisyon üyesi ile görüştüğünü belirten Babacan, bu görüşmelerinde, Türkiye'nin 2007-2013 yılları arasındaki AB sürecine ilişkin
yol haritasını belirlemeye karar verdiği 10 Ocak 2007 kararlarının, AB Komisyonu üzerinde çok etkili olduğunu gördüklerini söyledi.
Ali Babacan, bu yol haritası kararıyla, Türkiye'nin AB sürecindeki kararlığını da gördüklerini ve Komisyonun bu 10 Ocak kararlarını destekleyeceklerini vurguladı.
Babacan, Brüksel'de en son gerçekleştirdiği ziyarette enerji faslı için bile bir açış kriteri istenmeyebileceği bilgisini aldığını ve enerji faslının, açış kriteri olmayan diğer 4 fasıla ilave olarak 5. fasıl olarak Türkiye'nin önüne gelebileceğini ifade etti.
AA