TÜPRAŞ'ın yüzde 51'lik hissesinin özelleştirilmesine olanak tanıyan dört işlemin iptaliyle ilgili açılan
davanın
duruşması
Danıştay'da yapıldı. Danıştay 13. Dairesi'nde yapılan duruşmaya
Petrol-İş Sendikası
Avukatı Gökhan Candoğan,
Özelleştirme İdaresi Başkanlığı Avukatı Aykut Bakırcı katıldı. Duruşmayı Petrol-İş Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın ile
sendika yetkilileri de izledi. Petrol-İş Sendikası'nın Avukatı Candoğan, TÜPRAŞ'ın özelleştirilmesine ilişkin
ihale şartnamesinin hukuka aykırı olduğunu,
şartnamede yatırım ve
üretim taahhüdünün bulunmadığını savundu. Bu eksikliğe dikkati çekerek, Danıştay İdari Dava Daireleri
Kurulu'nun da her iki işlemin durdurulması kararı verdiğini anımsatan Candoğan, bu
kararların uygulanmamasının da kurulun yürütmeyi durdurma kararının
varlığının inkarı anlamına geldiğini savundu. İdarenin bu kararıyla hukuk devleti kavramının tartışmalı hale geldiğini ifade eden Candoğan, TÜPRAŞ'ın özelleştirilmesini sağlayan dört işlemin de iptaline karar verilmesini istedi. Davalı
Özelleştirme İdaresi Başkanlığı Avukatı Aykut Bakırcı da
Petrol Piyasası Kanunu'nun yürürlüğe girmesiyle TÜPRAŞ'ın
rafineri
sektöründeki tekel olma konumunun ortadan kalktığını savundu. Türkiye'nin hampetrolün yüzde 91'ini yurtdışından aldığını kaydeden
Bakırcı, bu alım olmazsa Türkiye'de rafineri işinin yapılamayacağını öne sürdü. İhale şartnamesinde
altın hisseye yer verildiğini söyleyen Bakırcı, TÜPRAŞ
özelleştirmesinde kamu hizmetinin el değiştirmediğini, mülkiyet devrinin öngörüldüğünü kaydetti. 4046 sayılı Özelleştirme Yasası'nın özelleştirmelerde yatırımı zorunluluk olarak görmediğini kaydeden Bakırcı, değişen teknolojik
şartlara göre şimdiden yatırım koşullarının sözleşmeye konulmasının doğru olup olmayacağının da tartışılması gerektiğini ifade etti. Bakırcı, şirketin, yatırım planlamasını değişen teknolojiye göre
yapabileceğini, TÜPRAŞ'ın 1989 ile 2007 yılları arasındaki yatırım planının 2.1 milyar dolara indirildiğini, bunun 1.3 milyar dolarının
da gerçekleştiğini söyledi. Bakırcı, bütün davaların reddedilmesini
istedi.
SATILAN UNAKITAN'IN YUMURTALARI DEĞİL''-
Bakırcı'dan sonra tekrar söz verilen Petrol-İş Sendikası Avukatı Gökhan Candoğan, özelleştirmelerde yatırım şartının mutlaka konulması gerektiğini, TÜPRAŞ'ın özelleştirilmesine ilişkin Özelleştirme Yüksek
Kurulu (ÖYK) kararında verimliliğin arttırılmasının öngörüldüğünü
söyledi. Candoğan, ''Satılan Unakıtan'ın yumurtaları değil, bir kamu malını
satıyorsunuz. İdare, 'istediğim ihalede yatırım şartı koyarım istediğimde koymam' keyfiliğine sahip değil'' dedi.''TÜPRAŞ'ın özelleştirilmesine ilişkin ihalede altın hissenin
ÖYK'ya ait olmadığını'' savunan Candoğan, hissenin
Shell şirketine verildiğini öne sürdü.
Candoğan, ''Danıştay kararlarının, idare tarafından uygulanmaması gibi bir yol izlendiğini'', bunun anayasaya aykırı olduğunu kaydetti. Candoğan'dan sonra yeniden söz verilen ÖYK Başkanlığı Avukatı
Bakırcı, yatırım şartının her kuruluşun özelliği dikkate alınarak konulabileceğini söyledi. Altın hissenin Özelleştirme İdaresi
Başkanlığı'nda olduğunu, başkanlığın altın hisseyi yönetimde temsil ettiğini bildiren Bakırcı, ihalenin mevzuata uygun olduğunu ileri sürerek, davaların reddini istedi.
DANIŞTAY SAVCISI'NIN GÖRÜŞÜ
Danıştay
Savcısı
Celalettin Özkan da görüşünde, TÜPRAŞ'ın yüzde 51'lik hissesinin özelleştirilmesine olanak tanıyan ÖYK kararının 4046 sayılı Özelleştirme Yasası'na uygun olduğunu söyledi. Savcı Özkan,
dört işlemin de iptali isteminin reddini talep etti. Savcının bu görüşüne davalı idare avukatı Bakırcı, ''katıldıklarını'' söylerken, davacı Petrol-İş'in Avukatı Tandoğan, katılmadıklarını'' belirtti. Danıştay 13. Daire Başkanı Faruk
Öztürk, kararın daha sonra
açıklanacağını belirterek duruşmaya son verdi. Öztürk, duruşmanın ardından gazetecilerin sorusu üzerine yaptığı açıklamada, kararın 15 gün içinde verilebileceğini kaydetti. Duruşmanın ardından, Petrol-İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın da, sendika yetkilileri ve bir grup TÜPRAŞ çalışanıyla birlikte açıklama yaptı. Öztaşkın, Danıştay Savcısı'nın davaların reddi yönünde görüş belirttiğini anımsatarak, 13. Daire hangi kararı verirse versin son kararı Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun vereceğini kaydetti.
Verilecek kararlarda hukuk dışı faktörlerin etkili olmaması gerektiğini belirten Öztaşkın, TÜPRAŞ'ın 70 milyonun malı olduğunu,
kendilerinin hukuk çerçevesinde verilecek karara saygılı olacaklarını ifade etti. Olası bir iptal kararının uygulanamayacağı gibi tartışmaların yaşandığını kaydeden Öztaşkın, ''Bunlar hukuk devleti, hukukun
üstünlüğü ilkesiyle açıklanamaz'' dedi. Öztaşkın, 13. Daire'nin esasa ilişkin vereceği kararı beklemeden, ''Türkiye'de özelleştirmeye ilişkin yargı kararlarının sistematik olarak uygulanmadığı'' gerekçesiyle AB İnsan Hakları Mahkemesi'ne
başvuracaklarını bildirdi.
DAVA SÜRECİ
Petrol-İş Sendikası, TÜPRAŞ'ın yüzde 51'lik hissesinin özelleştirilmesine olanak tanıyan ÖYK kararının, ihale şartnamesinin
ve
satışa ilişkin ihale komisyonu kararının iptali ve yürütmenin iptali istemiyle Danıştay'da, ihale ilanın iptali istemiyle de
Ankara İdare Mahkemesi'nde dava açmıştı. Ankara İdare Mahkemesi'ndeki dava da Danıştay'daki ile birleştirilmişti. Danıştay 13. Dairesi, ÖYK kararı, ihale şartnamesi ve ihale
komisyonunun satış kararının yürütmesinin durdurulması istemini reddetmişti. Petrol-İş Sendikası, bu kararlara
itiraz edince
dosya
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'na gelmişti. Kurul, ÖYK kararının yürütmesini durdurma istemini reddederken, ihale şartnamesi ve satışa ilişkin ihale komisyonu kararının yürütmesini ise durdurmuştu. Bu
kararın ardından Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, kararın nasıl uygulanacağı konusunu ÖYK'ya bırakmıştı. ÖYK da Danıştay 13. Dairesi'nin esasa ilişkin vereceği kararın bekleneceğini duyurmuştu. Danıştay 13. Dairesi'nin TÜPRAŞ'ın yüzde 51'lik hissesinin
özelleştirmesine olanak tanıyan dört işlemin iptali istemiyle açılan davada vereceği kararlar da temyiz edilebilecek. Bu durumda dava dosyaları yine Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'na gidecek. Temyiz
isteminde de yürütmenin durdurulması talep edilebilecek. TÜPRAŞ'ın yüzde 51'lik hissesinin Koç-Shell ortak girişim grubuna satışına ilişkin ''
Hisse Satış sözleşmesi'' 26 Ocak'ta imzalanmıştı. İhale bedeli olan 4 milyar 140 milyon dolar özelleştirme fonu hesabına geçmişti.
AA