Şöhreti çok geç yakaladı

1984'e kadar yüzüne bakılmayan DMC-12, 'Geleceğe Dönüş' filmindeki zaman makinesi rolünden sonra şöhrete kavuştu. Kavuştu ama artık çok geçti

Şöhreti çok geç yakaladı

Sinema tarihinde öyle filmler vardır ki otomobiller filmlerle özdeşleşir, oyunculardan biri olur. DeLorian DMC-12 de bunlardan biri. Ancak 'Geleceğe Dönüş' filmiyle milyonlarca hayran kazanan DMC-12'nin hayatı biraz trajik. Amerikalı mühendis John Zachary DeLorean, alkolik bir babanın oğlu olarak 1925'te Dearborn'daki Ford fabrikasının birkaç kilometre uzağında doğdu. Okulunda büyük başarı gösterdikten sonra General Motors'ta (GM) çalışmaya başladı. Chevrolet ve Pontiac markalarında görev yaparken Amerikan araçları içinde efsane olarak bilinen Pontiac GTO'nun da üretiminde rol aldı. DeLorean'ın şirket içindeki başarısı dikkat çekmişti. GM'de üst düzey yönetici olarak çalışan DeLorean'ın başkan olmasına kesin gözüyle bakılıyordu. Taa ki 1973'te yeni bir spor otomobil yapımı için şirkete teklif götürene kadar. Bu süreçten sonra yönetimle tartışmalar başladı. Uzun görüşmelerden sonra GM henüz hazır olmadığı için bu teklifi reddetti. DeLorean geçmişte efsane otomobillerin yaratıcılarının yaptığı gibi radikal bir kararla şirketten ayrıldı. John DeLorean Detroit'te küçük bir ofis bularak DeLorean Motor Cars'ı (DMC) kurduktan sonra eski bir GM mühendisi olan Bill Collins'le çalışmaya başladı. Collins aracın tasarımına 1974 yılında başladı. Otomobilin en dikkat çekici özelliklerinden olan 'martı kanat' kapıları ise dünyanın en önemli tasarımcılarından olan İtalyan Giorgetto Giugiaro tarafından tasarlandı. DeLorean, aracın birkaç prototipini hayata geçirdikten sonra Collins'le çalışmayı bırakarak otomobilin tasarımını satın almaları için Porsche ile görüşmeye başladı. Porsche yönetimi, çalışmalar için dört yıl gerektiğini söyleyince süper spor otomobil üreticisi Lotus'a teklif götürmeye karar verdi. O dönemde durumu pek de iç açıcı olmayan Lotus işi almayı kabul etti. Porsche 911'in rakibiydi! Lotus projeyi aldığında hataları düzeltecek pek fazla zamanı olmadığından otomobil Lotus şasisi üzerine inşa edildi. Aracın en büyük sorunu motorunun arkada olmasıydı. Ancak DeLorean bu konuda ısrarlıydı. Çünkü otomobilin en büyük rakibinin Porsche 911 olduğunu düşünüyordu. 6 silindirli motor arkaya yerleştirilince ortaya yüzde 35/65 oranında dengesiz bir ağırlık dağılımı çıkmıştı. Lotus tüm deneyimlerini ortaya koyup arka tekerlekleri daha geniş ve büyük tasarlasa da otomobilin kontrolü kolay değildi. Lotus tasarımcıları tamamen paslanmaz çelik kasası, martı kanadı şeklindeki kapılarıyla arkaya yerleştirilmiş motoru haricinde aracın bazı parçalarını değiştirmişti. İsmi fiyatından ama... Otomobil hedef pazar olarak belirlenen ABD'de üretilmek isteniyordu. Fakat yeni otomobilin yabancı bir ülkede üretilmesi maliyeti artıracaktı. Sonuçta şirket üretim için düşük maliyetli Porto Riko'yu seçti. Otomobilde 140 beygirgücünde Volvo-Renault imzalı 2.8 litrelik 6 silindirli bir motor kullanıldı. Aracın 12 bin dolara mal olmasını hedefleyen tasarımcılar bunun için otomobile DMC-12 ismini vermişti. Ancak uzun bir gelişim aşamasından sonra seri üretime geçmeye hazır olan otomobilin maliyeti 28 bin doları bulmuştu. Kariyerini bitirdi 1300 kg ağırlığı ve 140 beygirlik düşük motor gücü DMC-12'nin gerçek bir spor otomobil olmasını engelliyordu. Safkan bir spor otomobil bekleyen Amerikalılar hayal kırıklığına uğramıştı. Satışlar beklendiği gibi gitmeyince stratejik bir kararla 1981'de üretim haftada 400 araca çıkarıldı. Bu karar da işe yaramayınca fabrikada stok fazlası oluştu. Hikâyenin trajik tarafı da bundan sonra başladı. Bu otomobili yapmak için kariyerinden vazgeçen John DeLorean buna değeceğini düşünmüş olmalı ki şirketi kurtarmak için yasadışı işlere karıştı. Uyuşturucu satıcılığı nedeniyle hapse atılan DeLorean, bir süre sonra serbest bırakıldı. Sektördeki itibarı sarsılan DeLorean, bölgedeki işsizliği azaltma sözü verince İngiliz ve İrlanda hükümetlerinden destek alarak Kuzey İrlanda'da bir fabrika açtı. 1982 yılından sonra otomobil bu fabrikada üretilmeye başlandı. Aracın piyasada elde ettiği başarıya rağmen DeLorean, şirkete daha fazla kaynak bulmak için 1983'te polislere 24 milyon dolarlık kokain satmak isterken yakalandı. Tutuklanan DeLorean, 1 yıl sonra hapisten çıktığında DMC şirketinin iflasını açıkladı. Bu süreçte Kuzey İrlanda'da 8 bin 500 araç üretilmişti. DMC-12 1985 yılında çekilen 'Geleceğe Dönüş' isimli filmde zaman makinesi olarak rol aldıktan sonra büyük şöhret kazandı. Bir anda her şey tersine dönmüştü. İlk kez tanıtıldığında yüzüne bakılmayan DMC-12, zaman makinası olduktan sonra milyonlarca hayran kazandı, adına internet siteleri, hayran kulüpleri kuruldu. Amerika'daki DMC-12 sahipleri otomobillerine filmde olduğu gibi modifikasyonlar yaptı. Hollywood yine yapacağını yapmıştı. Filmin ilkine olan ilgiyi gören yapımcılar ikinci ve üçüncü filmi de art arda çekti. Yine kaynak sıkıntısı John DeLorean filmden sonra umutlanmış olmalı, 1990'ların sonunda yeni bir spor otomobil yaratmak için çalışmaya başladı. Ancak hayatı boyunca hep karşısına çıkan para sıkıntısı bu seferde isteğine engel oldu. DeLorean 2004'ün mart ayında ailesiyle yaşadığı küçük bir dairede 80 yaşındayken kalp krizi geçirerek öldü. John DeLorean'ın hikâyesi yıllarca peşinden koştuğu DMC-12 ile geçmişe dönse de bunları yapmaya mecbur kalmasa dedirtiyor. Bu arada Türkiye'de DMC-12 yok ama hayranı çok. RADİKAL
<< Önceki Haber Şöhreti çok geç yakaladı Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER