Başbakan Erdoğan'ın
61. hükümet programını okurken dile getirdiği " Ekonomik ve siyasi alanda oluşturulan güven ve istikrar ortamı sonucunda, ekonomide dış kaynak ihtiyacından fazla
sermaye girişi yaşandı. Bu sayede
Merkez Bankası brüt döviz rezervi, 2002 yılı
Kasım ayında 27 milyar dolar seviyesinden, 30 Haziran 2011 itibarıyla,
altın dahil 99.5 milyar dolar seviyesine yükseldi" sözlerini
faiz lobisine
cevap olarak değerlendiren Süleyman
Yaşar, Erdoğan'ın bu sözlerle " "gerektiğinden fazla dövizimiz var. Cari açığı risk faktörü olarak gösterip faiz artırımı istemeyin, yapmam" dediğini ileri sürdü. Yaşar, özel sektörün yarattığı cari açığı finanse edecek dövizin bu
ülkede olduğunun vurgusu yapıldığına dikkat çekerken yazısının sonunda ise
faiz lobisinin bundan sonrası için olası 'kabus' senaryolarına dikkat çekiyor.
İşte
Süleyman Yaşar'a göre faiz lobisinin
yeni dönem için planları
"Şimdi faiz lobisi her zaman yaptığını yapacak. Faiz artırımı için kaotik bir ortam yaratmak isteyecek. Yeni anayasanın yapılmasını engellemek için elinden geleni ardına koymayacak. Böylece Türkiye'nin yatırım yapılabilir bir not seviyesine ulaşmaması için çalışacak. Faiz lobisi, yeni anayasanın, askeri vesayetin geriletilmesi demek olduğunu, ideolojik gerekçelerle yargının yatırımları engelleyememesi anlamına geldiğini ve dolayısıyla yeni anayasanın Türkiye'nin notunu kaçınılmaz olarak artıracağını çok iyi biliyor. Not arttığında ülke riski azaldığı için, faizler hızla düşecek. İşte bu nedenle, faiz lobisinin önümüzdeki günlerde kaotik bir ortam yaratmak amacıyla içeriden ve dışarıdan gündeme sokacağı yeni oyunlarına karşı dikkatli olmak gerekiyor."
Süleyman Yaşar
SABAH