Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı
Güler Sabancı, hem iktidarın hem de muhalefetin demokratik yarışmayı yapıcı ve hoşgörülü bir çerçeve içinde yürütmesi, gerginlikleri azaltacak tavır içinde olmaları,
ülke ekonomisinin yaratmak zorunda olduğu istihdam ve
büyüme için çok değerli bir
destek oluşturacağını belirtti.
Sabancı,
Sabancı Holding Yıllık Bilgilendirme toplantısında, dünyanın ve Türkiye'nin en önemli sorunu olan işsizliğin bir
ekonomik sorun olmanın ötesinde sosyal bir problem haline dönüşmek üzere olduğunu belirtti.
İşsizliğin daha uzun süre de gündemde olacak gibi gözüktüğüne değinen Sabancı, 2010'da başlayan büyümenin işsizliği azaltabilmesinin en
erken birkaç sene sonra görülebileceğini, işsizlikle başarılı ve etkin mücadele verilmesinin sosyal gerilim riskini azaltacağını kaydederek, ''Ancak gerçekçi ve ulaşılabilir hedefler konması da beklentilerin
yönetimi açısından gereklidir. Bu anlamda Türkiye'de orta vadeli planda öngörülen işsizlik rakamları gerçekçi gözükmektedir'' dedi.
Dünya ekonomisinin ağırlığının batıdan
doğuya kayması değişimine paralel olarak uluslararası kuruluşların da ekonomik ve diplomasi stratejileri gereği geleneksel ilgi alanlarından çıkarak yeni bölgelerle daha çok ilgileneceklerine işaret eden Sabancı, buna paralel olarak Türkiye'nin yakın ilişkiler içinde olduğu AB ve ABD'nin dışında Uzak Doğu,
Afrika ve
Güney Amerika ülkeleriyle de ilişkileri tazelemesinin müspet gelişmeler olduğunu söyledi.
Sabancı, AB konusunda ise ''Dengelerin bu şekilde değiştiği bir dünyada, AB'nin en az zarar görerek varlığını devam ettirmesinin tek yolu daha entegre mali
disiplin ile daha sıkı bir politik birliğe gitmesinden geçmektedir'' dedi.
Devalüasyonla krizden çıkmanın, özel durumlar hariç rağbet edilecek bir yöntem olmadığını kaydeden Sabancı, bu şekilde krizden çıkışın sürdürülebilirliği olmadığını vurguladı.
Güler Sabancı, enerji piyasasında ise genellikle
fiyat üzerinde endişeler olmasına rağmen giderek önem kazanan hususun tedarik sürekliliği olduğuna işaret ederek,
Rusya ve Ukrayna'da yaşananlar, Çin'in giderek Kafkaslar ve Orta Asya'da önemli bir
oyuncu olması, ABD'nin denizden, Avrupa'nın ise karadan gelen enerjiye bağımlığının, enerji yollarının çeşitliliği ve güvenliği konusundaki hassasiyetinin arttığını söyledi.
Tüm bu gelişmeler sonucunda Türkiye'nin konumunun, enerji güvenliği ve tedarik sürekliliği açısından hayati olduğunu belirten Sabancı, ''Bu bakımdan Türkiye'nin son dönemlerde uyguladığı dış politikası, jeopolitik konumuyla çok tutarlı gözükmektedir. Türkiye'nin sadece bir
transit ülkesi değil de bir 'trading hub' olmaktaki ısrarı ve anlaşmalara bu unsuru koymaya çalışması yerindedir'' diye konuştu.
-REFORMLAR-
Güler Sabancı, 2009'un Sabancı Topluluğu olarak sürdürülebilirlik kavramı doğrultusunda yaptıkları çalışmaların etkin olduğu bir yıl olduğunu vurgulayarak, ''Geçen yıl, müşterilerimize ve pazarımıza daha yakın olmaya odaklandığımız,
işletme sermayesi,
stok ve nakit yönetimine öncelik verdiğimiz ve dolayısıyla büyümeden daha çok değerlerimizi koruduğumuz, faaliyet karlılığımızda hedefimizi gerçekleştirdiğimiz bir yıl oldu'' dedi.
2010'un olumlu başladığını gördüklerini ifade eden Sabancı, bugün global dünyadaki belirsizliklerin azalarak devam ettiğini, orta vadeli plan ve bütçede, hedeflerin 2010 yılında gerçekleştirilebilir olduğunun gözüktüğünü söyledi.
Güler Sabancı, şöyle konuştu:
''Ancak bunun yanında hem iktidarın hem de muhalefetin demokratik yarışmayı yapıcı ve hoşgörülü bir çerçeve içinde yürütmesi, gerginlikleri azaltacak tavır içinde olmaları, ülke ekonomimizin yaratmak zorunda olduğu istihdam ve büyüme için çok değerli bir destek oluşturacaktır. Bir başka deyişle, 2010 yılında ülke olarak, hep beraber tüm kesimlerin katkısı ile ne istersek ve ne yaparsak onu gerçekleştireceğiz.
Son 5 yıldır söylediğimiz gibi ülkemizin yatırım yapılan, daha hızlı büyüyen ve
tercih edilen bir ülke olabilmesi için hukuk reformunu, AB sürecini, işsizlikle ilgili kalıcı reformları,
vergi mevzuatındaki gerekli değişiklikleri gerçekleştirmesi gerekmektedir.''
Krizin orta ve uzun vadede etkilerinin ötesinde çok önemle ele alınması gerekenin sürdürülebilirlik ve düşük karbon ekonomisi konusu olduğuna ve bu konunun tüm yönetim süreçleri ve karar alma mekanizmalarındaki öneminin artığına dikkate çeken Sabancı, ''Dolayısıyla 2010 yılında da sürdürebilirlik ana rotamız olacak. Bu noktadan hareketle yeni projelerimizi hayata geçirirken en önemli gücümüzün insan kaynağımız olduğunun bilincindeyiz. Bugüne kadar olduğu gibi, yine paydaşlarımıza değer yaratabilmek için etkin ve verimli çalışmaya devam edeceğiz. Çünkü başarmanın, tüm paydaşlarımız ve ülkemiz için sorumluluğumuz olduğunu biliyoruz'' diye konuştu.