etiket' title='Rusya haberleri'>Rusya'nın gerekli yönetmelikleri çıkarmaması ve
Türkiye'yi
ithalat yapılabilir
ülkeler listesine almaması tepkilere neden oluyor.
Bu konuda Rus yetkililerinin Türkiye'ye verdiği sözleri tutmadığı belirtilirken
sektör temsilcileri bu konuda Rusya'yı samimiyetsizlikle suçluyor. 500 bin ton
tavuk ihracatı yapılacağı söylenen Rusya'nın Türkiye'yi ithalat yapılabilir ülkeler listesine almaması ise tepkilerin haklı olduğunu gösteriyor.
Türkiye'nin önemli tavuk eti üreticilerinden Beyza Piliç Genel Koordinatörü Necmettin Çalışkan, Rusya'ya tavuk ihracatının yapılacağı yönündeki spekülasyonlarının sonunun gelmediğini ayrıca bu konuda mevzuatların da hazırlanmadığını söyledi.
Rusya'nın Türkiye'yi
tercih etmesi için bir sebep olması gerektiğini aktaran Çalışkan, "Girdilerin yüksekliği nedeniyle Türkiye'de
üretim çok pahalı. Bunun yanında Rusya bu konuda sözünde durmuyor. Samimi davranmıyor, devlet yetkililerine 'biz sizden alacağız' deseler de bu noktada gerekli yasal düzenlemeleri gerçekleştirmediler. Tam olarak alım serbest şeklide bir açıklama ve yönetmelikler yapılmadı. Şuanda tavuk alım izni verilen ülkeler arasında Türkiye bulunmuyor." dedi.
BEYAZ ET SEKTÖRÜ YAVAŞ YAVAŞ SIKINTILARINDAN ARINIYOR
Beyaz et sektörünün 2000 yılından beri büyük sıkıntılar yaşadığını ancak son bir yıldır yavaş yavaş kendini topladığını aktaran Çalışkan, kırmızı etin çok pahalı olması nedeniyle halkın
beyaz ete yöneldiğini bunun da
tüketimi artırdığını ifade etti.
Beyaz etle ilgili
politikaların temelde yanlış olduğunu ifade eden Çalışkan, "Keşke ithal
hayvana döviz ödenmese de o paralar
yerli üreticilere
destek olarak verilse. Yurt dışından canlı hayvan getirilinceye kadar, damızlık hayvan ithal edilip üreticilere dağıtılsa çok daha yararlı olurdu. Şu anda uygulanan politika konunun kısa süreli çözümüne yönelik. Halbuki uzun süreli çözümler için mutlaka üretimin artırılması gerekiyor. İthal etlere vatandaşın pek güvenmemesi bunun yanında sağlık açısından da çok büyük faydaları nedeniyle insanların beyaz ete yöneldiğini görüyoruz. Türkiye'de yıllık 20 kilo civarında kişi başı tüketim var. Gelecek yıllarda bunun daha da artacağını hatta 30 kilolara kadar çıkacağını düşünüyorum." diye konuştu.
EN ÖNEMLİ PAZAR IRAK
Beyaz et sektörünün en önemli
pazarının
Irak olduğunu dile getiren Çalışkan, iki ülke arasındaki işbirliğinin bu pazarın tamamen Türkiye'ye açılmasını sağladığına dikkat çekti.
Irak'ın iyi değerlendirilmesinin önemine değinen Çalışkan, "Türkiye'de tavuk sağlıklı üretildiği için Iraklılar Türkiye'yi tercih ediyor. Hatta sadece ülkemizden tavuk eti alıyorlar diyebilirim. Eğer oradaki güvenlik sorunu asgari seviyeye indirilirse beyaz et ihracatında önemli mesafeler alabiliriz." ifadelerini kullandı.
GÜNLÜK 60-70 BİN KESİM YAPIYORUZ
Beyza Piliç hakkında da bilgi veren Çalışkan, üretimin her aşamasında var olduklarını belirterek, hedeflerinin vatandaşa sağlıklı eti en iyi şekilde ulaştırmak olduğunu kaydetti. Günlük 60-70 bin kesim yaptıklarını dile getiren Çalışkan, üretimlerinin tamamen İslami usullere göre gerçekleştirdiklerini vurguladı.
Türkiye'de ilk
helal gıda sertifikası alan entegre tesis olduklarına dikkati çeken Çalışkan, "Tüm dünyada
helal gıda sertifikasına büyük rağbet var. Türkiye'de
kanuni düzenlemeler yapılmadığı için aldığımız belgeyi sadece ihracat için kullanıyoruz. Henüz etiket kanunu olmadığı için normal ürünler için bu belgeyi kullanamıyoruz." dedi. Beyza Piliç olarak hayvanları bayıltmadan elle kestiklerini ifade eden Çalışkan şöyle devam etti, "Kesim hanelerimiz müşterilerimize her zaman açık, istedikleri zaman gelip görebilirler. Bizde zaten onların gelmesini istiyoruz. Kalben müsterih olmak isteyenler gelip görüyorlar, bizde bundan mutluluk duyuyoruz. Halkımızı, nasıl üretim yaptığımızı görmeleri için tesislerimize bekliyoruz. "
HELAL NOKTASINDA TÜKETİCİYE ÇOK İŞ DÜŞÜYOR
Helal gıdanın yaygınlaşması için tüketiciye büyük görevler düştüğünü aktaran Çalışkan, "Tüketicinin helal noktasında biraz daha dikkatli olması gerekiyor. Tüketicinin işletmeleri helal gıda sertifikasını almaya zorlaması lazım. Bu
toplum duyarlılığıyla çözülebilir. Bunun dışında
firmaları zorlayan bir şey yok. Biz sertifikamızı alalı 2 yıl oldu. 77 tane değişik sektörlerde helal gıda belgesi alan firma var. Tavuk entegre tesisleri olarak ilk alan biz olduk." şeklinde konuştu.
Türkiye'de olayların
laiklik etrafında tartışıldığını bu konunun da o çerçevede değerlendirildiğini aktaran Çalışkan, helal gıdanın Avrupa'da ve dünyada çok rağbet gördüğünü belirterek, ürünlerin helal olmasının sağlıklı olduğu anlamına geldiğini sözlerine ekledi.
(CİHAN)