Bayegan, ''5.
Küresel PVC Konferansı''nda yaptığı konuşmada,
Türkiye'nin bir
köprü konumunda olduğunun öteden beri bilindiğini, şimdi ise stratejik ticari faaliyetin merkezi haline geldiğini söyledi.
PVC tüketiminin büyük ölçüde inşaat sektörüne bağlı olduğunu, dünya PVC tüketiminin yüzde 70'inin
boru, tesisat, dış kaplama, pencereler, çit malzemesi ve
kablo gibi alanlarda yapıldığını belirten Bayegan, giderek daha çok
ağaç ve
metal gibi geleneksel inşaat malzemelerinin yerine kullanılan PVC'de, genel olarak inşaat sektöründe rastlanmayan bir
büyüme yaşandığına işaret etti.
Kuzey Amerika'da PVC'nin genel olarak borular ve dış kaplamalarda kullanılırken,
Avrupa ve Asya'da çoğunlukla borular ve pencere çerçeveleri için kullanıldığının altını çizen Rüya Bayegan, Japonya'da inşaatçıların izolasyon özellikleri ile ısı ve soğutma masraflarını azalttığı için PVC pencereleri
tercih etmeye başladıklarını, Çin'de hem inşaat malzemesi hem de
tüketici ürünlerine talebin çok arttığını kaydetti.
PVC'ye olan talebin, 2008 yılının ikinci yarısında yaşanan tüketimde daralmanın ardından 2009 yılında da zayıf kaldığına değinen Bayegan,
ekonomik krizden sonra talebin, inşaat sektöründeki toparlanmayla birlikte hızla arttığını ifade etti.
Global PVC reçine sanayinin son birkaç yıl içinde sorunlu dönem geçirdiğinin altını çizen Bayegan, şunları kaydetti:
''
Sanayi, aşırı tedarikin mevcut olduğu, yeterince değerlendirilmeyen ve hiç kuşkusuz karın sorunlu olduğu bir sanayi olarak tanımlanabilir. Bu tanım, hem reçine üreticileri hem de bazı
kilit dönüştürücüler için geçerlidir. Üreticiler ve dönüştürücüler, geçen çeyrek dönemlerde birçok sorunla karşılaşmışlardır. Düşük
işletme ücretleri, düşük envanterler ve zor global ticari senaryolarla başa çıkmak zorunda kalmışlardır. PVC dünya piyasası, geçen yıl ortalama yüzde 5 oranında büyümüştür ve 2013 yılının sonuna kadar 50 milyon tonluk bir hacme ulaşacaktır. Yakın gelecekte tedarik ve talep arasındaki
uçurum bizler için sorun yaratacaktır.''
Dünyada kişi başına PVC tüketiminin 7, Batı Avrupa'da 16, Çin'de 10 kilogram civarında, ABD'de 20 kilograma yakın olduğunu belirten Bayegan, Çin ve
Hindistan gibi gelişmekte olan ülkelerde kişi başına tüketimin yükselmesinin beklendiğini kaydetti.
Stratejik konumu,
deniz, kara ve demiryollarıyla kolay ulaşılmasının Türkiye'yi bölgenin merkezi haline getirdiğine dikkati çeken Bayegan, ''Türkiye ve
Rusya, yüksek tüketimleri sayesinde çok stratejik bir role sahip olacaklardır. Ancak
lojistik avantajları dolayısıyla Türkiye, daima Rusya'dan daha
çekici olacaktır. Türkiye'de arz oldukça farklılık göstermektedir'' dedi.