Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (
DEİK) ve
Hollanda Türk İşadamları Derneği'nin (HOTİAD) düzenlediği ''Dünya Türk İş Konseyi
Avrupa Türk Girişimciler Toplantısı''na katılmak için Hollanda'da bulunan
Ergün, gazetecilerle sohbet toplantısı düzenledi. Ergün, hükümet
tedbirlerinin normal akışın olmadığı, normal akışı engelleyen sebeplerin ortaya çıktığı zaman devreye girdiğini belirterek, hükümetin
ekonomik kriz zamanında aldığı tedbirlerin mali boyutundan ziyade
psikolojik boyutunun önemli olduğunu anlattı. Ekonomik konularda konuşurken herkesin, köşe yazarlarının da bu psikolojiyi dikkate alarak konuşması ve yazması gerektiğini ifade eden Ergün, karamsar yazıların ekonominin aktörlerini, tüketiciyi etkilediğini kaydetti. Ergün, ulusal istihdam stratejisinin önemli bir bölümünün uzun vadede istihdamla ilgili sorunları ele alan ve çözüm önerilerini ortaya koyan bir çerçevesi olduğunu ifade ederek, part time (yarı zamanlı) çalışma,
kıdem tazminatı gibi konuların kısa vadede çözümü olan konular olmadığını belirtti.
GEREKLİ DOZLARDA VERİLMELİ
Teşviklerin ilaç gibi olduğunu, gerektiği zamanda gerektiği dozda verilmesi gerektiğini, fazla verilmesi halinde uyuşturucu etkisi yapacağını anlatan Ergün, şunları kaydetti: ''Türkiye'de artık otomotivde yeni bir
vergi indirimi yeni bir tedbire gerek yok. Çünkü
finans sektörü de harekete geçti.
Otomobil kredileri de artmaya başladı. Faiz oranlarını vadelerini ona göre ayarladılar. Sektör bir
takım adımlar atıyor. Kampanyalar yapıyorlar. Geçen yıl 370 bin otomobil satıldı, ekonomik kriz içerisinde. Alınan tedbirlerin bunda çok büyük bir rolü oldu. Ama bu yıl ki hedefleri ne? Tedbir falan yok. 2010 yılı hedefleri en azı 500 bin, 600 bin olacak diyen var iç piyasadaki otomobil satışları.
Otomobil satışlarını sıraya koyanlarda var. Geçen yıl aldığımız tedbirlerde ilginç tablolarda ortaya çıkmıştı. geçen yıl otomobil almak için kredi almadı insanlar,
yastık altı parasını getirdi. Şimdi büyük çapta otomobil kredisi alınarak otomobil alımı gerçekleşiyor. Şimdi yapsak, beklenti oluşur. Alacak olan da frene basar belki bunun arkasından bir şey daha gelir.''