Durumun daha ne kadar süreceği merak edilirken
İngiliz Dışişleri Bakan Yardımcısı
Lord David Howell, "Olaylar sebebiyle piyasanın üstündeki
baskı artar fakat 1970'lerdeki krizler tekrarlanmaz." dedi.
Ortadoğu ve
Kuzey Afrika'da yaşanan
halk ayaklanmalarının ardından petrol fiyatlarının artış eğilimi göstermesi,
piyasaları tedirgin ederken, tüketicileri rahatlatacak açıklama İngiliz Dışişleri Bakan Yardımcısı ve enerji uzmanı Lord David Howell'den geldi. Howell, petrol fiyatına ilişkin endişelerin kısa vadeli olduğunu ve 1970'lerde yaşanan petrol krizlerinin tekrarlanma ihtimalinin düşük olduğunu ifade etti. Zaman'a özel açıklamalarda bulunan Lord Howell, petrol piyasasının 70'lerde yaşanan iki krizin ardından yapısal değişimler geçirdiğini belirterek, yaşanan global durgunluğun ve kısa vadede Japonya'nın yaşadığı
doğal felaketlerin petrol talebini düşürdüğüne dikkat çekti. Londra'nın enerji stratejisinin belirlenmesinde önemli bir rolü bulunan Howell, "Ortadoğu'daki karışıklık devam etse, Libya'da istikrarsızlık sürse, bunun dışında
Körfez ülkelerinde yeni hadiseler meydana gelse ve bu sırada dünya ekonomisi toparlanıp petrol talebi artsa piyasanın üstündeki baskı artar fakat 1970'lerdeki krizler tekrarlanmaz." ifadelerini kullandı.
Howell, 40 yıl öncesine göre dünya petrol üretiminin arttığına işaret ederek, Ortadoğu ülkeleri dışında
Venezuela ve
Brezilya gibi petrol üreticilerinin piyasaya girdiğini belirtti. Tecrübeli İngiliz siyasetçi, "Geçmişin aksine petrol dışında
enerji kaynakları çeşitlendi. Bunun yanında
yenilenebilir enerji kaynaklarında büyük gelişme sağlandı." şeklinde konuşarak, kaynak çeşitlenmesini petrol krizinin önündeki en büyük engel olarak gördüğünü belirtti. 1973 yılında Arap-
İsrail Savaşı devam ederken ABD'nin İsrail ordusunu
desteklemesine tepki olarak
Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (
OPEC), ABD'ye ve İsrail'e destek veren diğer ülkelere yönelik petrol ambargosu uygulaması üzerine dünya ekonomisi bir krizle karşılaşmış;
Washington, Ortadoğu politikasında yalnız kalmıştı. İlk petrol krizinden 6 yıl sonra
İran Devrimi sonrasında yeni İran
yönetiminin petrol ihracatını düşürmesi, dünya piyasalarında paniğe neden olmuş, Suudi
Arabistan başta olmak üzere OPEC ülkelerinin arz artırımına gitmeleri piyasaları yatıştıramamıştı.
Petrol gelirleri ile ayakta kalan 'petro-rejimlerin' kazançlarını halka adil şekilde dağıtmamasının bu yönetimler için 'büyük
tehlike' olduğunun altını çizen Howell, ayaklanmalar ile sarsılan bu ülkelerde muhtemel yönetim değişikliklerinin doğal kaynakların millileştirilmesine yol açmasını da ihtimal dâhilinde görmediğini söyledi.
Mısır ve İran'da geçmişte petrol kaynaklarının
yabancı şirketlerden alınarak devletleştirilmesine bugünkü şartların izin vermediğini belirten tecrübeli siyasi, petrol piyasasında küresel ile yerel şirketlerin yaptığı işbirliklerine dikkat çekti. "Milli şirketler, çokuluslu petrol şirketlerinin
teknik kapasitesine ihtiyaç duyuyor ve
işbirliği yapıyorlar. Devletlerin petrol üretiminde bu işbirliğinin payı büyük." diyen Lord Howell, bu duruma en iyi örneğin Irak'ta görüldüğünü kaydetti.
ZAMAN