Ordu Yardımlaşma Kurumu (
OYAK), Oyak
Bank hisselerinin
satışı konusunda, tüm alternatiflerin daha kurumsal bir ortamda değerlendirilebilmesini teminen
danışman olarak
Morgan Stanley şirketinin görevlendirildiğini bildirdi.
OYAK Genel Müdürlüğü'nden yapılan açıklamada, kamuoyunda OYAK Bank'ın hisse satışına ilişkin çeşitli yorumların yapıldığının görüldüğü belirtildi. Bankanın hisselerinin satılabileceği konusunda gerek OYAK gerekse de OYAK Bank yönetimince son bir yıl içinde duyuruların yapıldığı ifade edilen açıklamada, şöyle denildi: "Ayrıca,
TMSF ile imzalanan
anlaşma çerçevesinde bu tür bir satışın
Ağustos 2006'dan önce gündeme alınmayacağı da belirtilmiştir. Bu çerçevede tüm alternatiflerin daha kurumsal bir ortamda değerlendirilebilmesini teminen danışman olarak Morgan Stanley kuruluşu görevlendirilmiştir."
ERDEMİR İÇİN Mİ?
Geçtiğimiz Şubat'ta Oyak Bank Genel Müdürü Hakan Eminsoy,
bankanın tamamının satılmayacağını, en fazla yüzde 50 hissenin satışa konu olduğunu açıklamıştı. Oysa Morgan Stanley'e, Oyak Bank'ın yüzde 100 hissesinin satışı için
yetki verildiği dile getiriliyor. Sümerbank'ı
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'ndan alıp kendi bünyesine katan Oyakbank, banka hisselerinin Ağustos 2006'ya kadar satılması durumunda TMSF'ye pay vereceği konusunda tahahhütte bulunmuştu. Süre bu ay sonunda doluyor. Er
demir'in yüzde 49,29 hissesi için toplam 2,96 milyar dolar ödeyen Oyak Grubu'nun bu amaçla yaptığı borçlanmanın finansman yükü nedeniyle bankayı elden çıkarma yoluna gittiği ifade ediliyor.
AP: OYAK hukuk devletine tezat
Türk Silahlı Kuvvetleri'ne (TSK) ait OYAK gibi kurumların
Türkiye'deki etkin durumları, zaman zaman
Avrupa Parlamentosu'nun raporlarına da konu olmuştu. 2004 yılında hazırlanan Türkiye Raporu'nda, Ordu'nun rolüne geniş yer ayrılırken OYAK örnek gösterilmişti. Daha çok
tavsiye niteliği taşıyan raporlarda, Türk Silahlı Kuvvetleri`nin siyasi ve sosyal gücünün kısıtlanmasının zor, ancak kaçınılmaz bir süreç olduğu görüşü savunulmuştu. Raporlarda, "
Avrupa Parlamentosu, ordunun resmi veya gayri resmî etkin ağlarından endişe duyuyor" denilirken, örnek olarak düşünce grupları, OYAK gibi kurumlar ve fonlar gösterilmişti. Yine raporda bu durumun,
demokrasi, hukuk devleti,
pazar organizasyonu gibi AB değerlerine tezat oluşturduğu dile getirilmişti.
Türkiye'nin ve ordunun hayrına...
Bahçeşehir Üniversitesi
öğretim üyesi
Cengiz Aktar: Ordunun bankası da
sigorta şirketi de demir-çelik şirketi de olmaz. Böyle bir yapı dünyanın hiç bir yerinde yok. OYAK'ın hiç
kredi aldığını duymadım bir kere. Şeffaf ve
rekabete uygun değil bu. Bırakın siyasi olarak, iktisadi boyutu da piyasa ekonomisi kurallarına uygun değil. Ordunun işi değil ticaret. AB ülkelerinde böyle bir yapı yok. Satarlarsa iyi olur bence. Türkiye o yükten, asker de bu eleştirilerden kurtulur. Ama OYAK'ın şu veya bu sektörde çalışan şirketini satması değil, gerçek anlamda iktisadi bir
işletme olabilmesidir. Kıstas budur. Şeffaf mı rekabete açık mı? Bu satış buna
hizmet edecekse ne ala.
Eleştirilerin önüne geçilebilir
Bilgi Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Can Baydarol: Ordunun bankası olması kadar ironik bir durum olamaz. Bu anlamda isabetli. Kısa vadede pozitif gelişme olarak algılanamaz. Bu sefer de ordunun sanayisi olacak. Ordu bankası olduğu için rekabet dışı bir güven var. AB'den gelen eleştirilerin önüne geçilebilir. Ama AB ile aramızdaki sorunlar daha çok
teknik değil siyasi. Bunlar müzakere dosyaları açıldıkça önümüze çıkacak. Erdemir'i almaları stratejik bir
tercih olarak algılanabilir. İşadamı olsam bu alışverişi yapmazdım. Ama ordunun varlık nedeni
savunma. Tercih
ekonomik değil stratejik. OYAK bu satışla eleştirilerin önüne geçmeyi de amaçlamıştır.
Demokraside OYAK gibi kurum olmaz
Prof. Dr.
Mehmet Altan, askeriyenin parasal ilişkilere bulaşmaması gerektiğini gerektiğini, gerçek demokrasilerin içinde OYAK tarzı yapıların olmaması gerektiğini söyledi. Mehmet Altan şunları söyledi:
Sınır güvenliğini sağlamakla yükümlü bir kurumun kalkıp para pul işlerine girmesi yanlış bir yol. Türkiye'de askeriye söz konusu olduğu zaman, demokrasi hikayeleri unutuluyor. AB'nin de eleştirdiği bu kurumun dünyada başka bir örneği yok. OYAK'ın uygulamaları mali hizmete uymuyor. KDV ödemeyen bu kurum, kendi içinde de birçok adaletsizliğe sahne oldu. Lüzumsuz bir şekilde
büyüme yoluna giderek Erdemir'i aldı.
'Hapis müşteri' gerçeği
Gazeteci Metin
Münir, OYAK Bank'ın, artan rekabet koşulları içinde orta ölçekli bankaların sektörde tutunmasının zorlaşması ve Erdemir özelleştirmesinden doğan ağır finansman yükünü hafifletmek amacıyla satıldığını açıkladı. Münir şunları söyledi: Oyak Bank'ı diğer bütün bankalardan ayıran bir özellik var. Bu da TSK'nın emeklilik fonunun sahipliğinde olması. Bu özelliği bankaya
hapis bir müşteri kitlesi yarattı. Bankanın işlerinin hatırı sayılır bir bölümü, asker ve cirosuyla OYAK Holding'den kaynaklanıyor. Oyak Bank'ın talipleri, el değiştirmeden sonra kaybolacak bu 'hapis' müşteri kitlesinin toplam işin ne kadarını yarattığını bilmek isteyecek.
OYAK bir demokrasi hatası
Hukukçu
Ergin Cinmen, OYAK gibi bir kurumun Türkiye dışında hiçbir dünya ülkesinde mevcut olmadığının altını çizerek, OYAK'ın bir demokrasi hatası olduğunu söyledi. Cinmen, "Hiçbir ülkede askeri kurumların malı mülkü bu kadar çok olmamıştır. OYAK bir yandan MGK'da, bir yandan da Türk ekonomisinde bir güç olma yolunda. Satışta AB'nin eleştirilerinin de payı bulunuyor. İlerleme raporlarında OYAK'ın varlığından duyulan rahatsızlık
direk olarak dile getirilmiyor ancak bu AB yolundaki Türkiye için bir engel niteliğindedir. OYAK yaşadıkça Türkiye'de demokrasi sorunlu bir şekilde yaşayacaktır. OYAK Bank'ın satılıp satılmamasından ziyade bu kurumun varlığı tartışılmalı" dedi.
Yenişafak