Ancak, otomotivde
stokların eritilmesi amacıyla uygulamaya konulan
vergi indirimi fırsatçılığa dönüştü.
İlk birkaç gün beğendikleri otomobil modelini indirimli alan müşteriler, bir süre sonra
firmaların 'Araba stoklarımız bitti, yenisi de zamlı olacak.' cevabıyla karşılaşmaya başladı. Bu yöndeki
tüketici şikâyetleri
Sanayi ve
Ticaret Bakanı Zafer
Çağlayan'a kadar ulaştı. Şikâyetlerin bir kısmında, aranılan özelliklere sahip
araç bulunamadığı ya da kalmadığı eleştirileri dile getiriliyor. En büyük tepkiyi bayi
satış elemanlarının 'zam' söylentileri çekerken, bazı
markalarda vergi indirimine rağmen
fiyatların düşmemesi de şikâyetler arasında yer alıyor.
Şehirler ve markalar değişse de şikâyet noktaları genellikle 3 ana konuda toplanıyor.
İstanbul'dan Murat
Ünal, İsmail Ofluoğlu (
Opel), İzmit'ten Ayhan Ersöz (
Hyundai), Muğla'dan
Ebru Baklan (
Renault), Kütahya'dan
Tuncay Kaytancı (Hyundai), Erzurum'dan Lokman Kemaloğlu (Opel,
Citroen,
Proton vs..) ve daha birçok tüketici, "
Otomotivde 120 binden fazla stok var diye vergi indirimi yapıldı, 3 gün sonra nasıl araç bulamaz hale geldik?" sorusunu haklı olarak soruyor. Bakan Çağlayan da geçen hafta İstanbul Sanayi Odası'nda Otomotiv Sanayi Derneği Genel Kurulu'ndaki konuşmasında 'Bir arkadaşım istediği aracı bulamamış, benden torpil istiyor' diyerek otomotivcilerin bu indirimi iyi değerlendirmeleri gerektiğini söylemişti.
16
Mart tarihinden itibaren uygulamaya alınan ÖTV indirimi ile birlikte
motor hacmi 1.6 litrenin altında olan otomobillerin son fiyatında yaklaşık yüzde 14 indirim yapılması, ÖTV oranı yüzde 10 olan
hafif ticari araçlarda ise yüzde 8,5 civarında fiyat indirimi gerçekleşmesi gerekiyordu. Peki tüm marka ve modellerde 15 Mart günü geçerli olan fiyatlar üzerinden bu oranda indirimler gerçekleşti mi? Genellikle önce devam eden
kampanya ve indirimler kaldırılıp liste fiyatına geri dönülerek o rakam üzerinden ÖTV indirimleri uygulandı. İşte tüketicilerin kafasını karıştıran konulardan biri bu; ancak bu noktada otomobilde kampanya indirim tutarının yüzde 10'u geçmemesini öngören
kanun her ne olursa olsun ÖTV indirimi ile liste fiyatlarının öncekinden mutlaka aşağıda olmasını gerektiriyor. Zira ÖTV indirimi otomobil fiyatını yüzde 10'dan daha fazla etkiliyor.
Otomotivcilerin pek çoğu 'indirim fiyatlara tam olarak yansıtılmadı' açıklamalarına katılmıyor. Bunlardan biri Otomotiv Sanayi Derneği Başkanı Turgay Durak. Türk tüketicisinin bu tür indirim sezonlarında 'fırsatı kaçırmama' telaşıyla hareket ettiğini belirten Durak, "Açıklama olur olmaz otomobil kalmaz diyenler bayilere hemen
akın etti. Özellikle herkes tarafından
tercih edilebilecek modeller tükendi. Sanki stoklar tükenmiş gibi bir hava oluştu." diyor. Durak, otomobil satışlarındaki yoğunluğa ilişkin, her gün son müşteri ayrılana kadar onların taleplerini cevaplandırmaları gerektiğini söyledi. Hyundai Assan Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kibar da, stokta bulunan otomobillere ÖTV indirimine ilave olarak önceki kampanyaların uygulanmış olmasının normal olduğunu ancak fabrikalara yeni
sipariş edilecek ürünler için zam yapmanın kaçınılmaz olduğunu savunuyor. Kibar'ın aksine
Anadolu Grubu Otomotiv Grup Başkanı Kamil
Eser ise vergi indirimi olmaması halinde stoktaki araçlara kur farkı uygulayıp zam yapmanın pek gündemde olmadığını belirtti.
10 günde 25 bin araç satın alındı
Otomotiv Distribütörleri Derneği Başkanı
İbrahim Aybar, ÖTV indirimine gidilmesinde etkili olan stok araç sayısının, 120 bin civarında olduğunu söylüyor. İndirimin uygulandığı 10 günlük sürede otomobil satışlarının önceki aya göre 2-3 kata kadar yükseldiği ve geçen süre içinde markaların 20-25 bin civarında satışa
imza attığı belirtiliyor. Yani var olduğu söylenen stokların ancak beşte biri tükenmiş olabilir. Ancak, gelen şikâyetlerde, tüketicilere; 'stokumuz bitti, yeni araç sipariş edeceğiz, fiyatı zamlı olacak' cevabının verilmesi akılları karıştıran bir durum. Aslında vergi indirimi
sektör için önemli bir fırsat oldu. Pek çok tüketici gelecekte yapmayı düşündüğü alışverişi fiyat cazibesi nedeniyle öne çekti. Ancak, kısa sürede başlayan fırsatçılık tüketicinin hevesini kursağında bırakabilir. Dahası şikâyetlerin
bakan düzeyine taşınması geçmişte
hurda indiriminde 'istismar' yaşanmasıyla
teşvikin yarıda kesilmesi benzeri uygulamalara kapı aralayabilir.
Satışlar patlayınca otomotivciler '
maaş desteği' başvurusunu geri çekti
Hükümetin sıfır otomobillerden aldığı KDV ve ÖTV'yi düşürmesiyle canlanan otomotiv piyasası işveren ve işçiye yaradı. 15 gün öncesine kadar '
üretimi yavaşlattım, işçinin maaşını devlet ödesin' talebiyle
Türkiye İş Kurumu'na başvuran 100 firma bu isteğini erteledi. Böylece söz konusu firmalarda çalışan yaklaşık 4 bin kişi işinden olmaktan kurtuldu.
İşsizlik Sigortası Fonu'ndan 400 ile 800 lira arasında değişen kısa çalışma ödeneği maaşları da fonda kalmış oldu. Hükümetin küresel
kriz sebebiyle en çok yara alan otomotiv ve beyaz
eşya sektörüne yaptığı teşvik uygulaması işveren ve işçiye nefes aldırdı. Vatandaş 3 bin ile 7 bin lira arasında değişen indirimlerle araç alma imkanına kavuşurken, üretim yeniden başladı.
İşverenler kısa çalışma ödeneğinden vazgeçip tam kapasite çalışmaya girişti. İlk olarak otomobil üreticisi
TOFAŞ, 'işçinin maaşını devlet ödesin' talebini erteledi.
Türkiye İş Kurumu Genel Müdürü
Namık Ata, sıfır otomobildeki ÖTV ve KDV indiriminin iş gücü piyasasına yansımasını anlattı. Teşviklerin yansımalarının uzun vadede daha çok hissedileceğini dile getiren Ata, "Alınan tedbirler sayesinde kısa çalışma sürecine giren işyerleri ya da üretimi tamamen durduran işletmelerin yeniden çalışmasına neden oldu." dedi. Özellikle, otomotiv sanayii gibi temel sektörlerde bu tür canlanmanın yaşandığını dile getiren Ata, bunun yan sanayie ve diğer alanlara olumlu sirayet ettiğini aktardı. Vergi teşvikinin ardından otomobil satışlarının artmasıyla işletmelerin yeniden çalışmaya başladığını tekrarlayan Ata, "Onunla birlikte kısa çalışma talebinde bulunan firmalar bu talepten vazgeçti. İrili ufaklı 100'ün üzerinde firmanın yapmış olduğu başvuruları geri çektiğini biliyoruz." diye konuştu.