Genel kurulda belirlenen
yönetim kurulu şu isimlerden oluştu: ''Turgay Durak, Mehmet Demirpençe, Süer Sülün, Tarık Tunalıoğlu, Ali Pandır,
Serdar Görgüç, Tamer Ünlü, Ömer Lütfü Ablay, Münür
Yavuz, Kudret Önen, Mehmet Buldurgan, Enver Dodanlı, Habip Aşı,
İzzet Kalaycı, Murat Selek.''
Yönetim kurulundaki görevlendirmenin daha sonra yapılacağı belirtildi.
ÖZELLİKLE ŞARJ İSTASYONLARI, MOTOR HACMİ OLMAYAN BU (ELEKTRİKLİ) ARAÇLARIN NASIL VERGİLENDİRİLECEĞİ GİBİ KONULARIN ÜZERİNDE BİR ÇALIŞMA YÜRÜTÜYORUZ
Sanayi ve
Ticaret Bakanı Nihat
Ergün, özellikle
şarj istasyonları,
motor hacmi olmayan elektrikli
araçların nasıl
vergilendirileceği gibi konuların üzerinde çalışma yürüttüklerini belirterek, ''Çalışmalarımızın tamamlanmasının ardından kısa bir sürede bu düzenlemeleri de hayata geçireceğiz'' dedi.
Ergün,
Otomotiv Sanayii Derneğinin (OSD) 36. Genel Kurulunda yaptığı konuşmada, vergi indirimlerinin devam etmesi gerektiği yönünde talepler geldiğini ve gelmeye devam ettiğini kaydederek,
kriz dönemine yönelik bu tip
desteklerin, normal dönemde ''uyuşturucu'' etkisi yapabileceğine ve
sektörün kendi dinamikleriyle gelişmesine engel olabileceğine işaret etti.
Yerli
üretim yapan
firmaların,
satış sonrası hizmetlere de odaklanması gerektiğine değinen Ergün, rasyonel bir
tüketicinin 3-5
servis noktası olan firmayla, birçok servis noktası olan firmaya eşit noktada durmayacağını söyledi.
Ergün, dinamiklerin sürekli değiştiğini, bu değişimin sektörün lehine çevirmek ve sahip olduğu avantajların en iyi değerlendirmek gerektiğini vurgulayarak, ''50 milyar dolar ihracat yapan bir sektör hedefine ulaşmak için daha yüksek katma değer oluşturan üretim biçimlerine,
Ar-Ge ve
tasarım çalışmalarına hız vermemiz gerekiyor'' dedi.
Bakan Ergün, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''
Otomotiv sektörü Türkiye'de uzun yıllardır faaliyet göstermesine, üretim ve montajda son derece başarılı olmasına ve sıfır hata ile üretim yapan ender
ülkelerden birisi olmasına rağmen, henüz kendimize ait
marka ve tasarımlar konusunda zayıf bir noktadayız. Bunu da kabul etmeliyiz. Türkiye gibi bir ülke bunu kabul edemez. Türkiye sadece montaj yaparak, bu sektörde dünyanın liderlerinden birisi haline gelemez. Bizim binlerce aracın montajından elde ettiğimiz katma değeri, başka firmalar sadece bir
model geliştirerek, teknolojik bir yenilik geliştirerek elde edebiliyor.''
-OTOMOTİV SEKTÖRÜ STRATEJİ BELGESİ-
Dünya değiştikçe tüketici davranışlarının da değiştiğine, çevre dostu
yakıt tasarruflu modellere yönelme olduğuna değinen Ergün, bu değişikliklerin, geçmişin teknolojisinin yerine yeni teknolojinin geçmesine, eski yarışın bitmesine, yeni yarışın başlamasına neden olduğun söyledi.
Nihat Ergün, ''Biz, eski yarışa geç başladık ve biraz geride kaldık. Yeni yarışa da aynı şekilde geç başlamak gibi bir lüksümüz olamaz. Önümüzdeki süreçte
hibrit araçlar, elektrikli araçlar, TÜBİTAK'ın üzerinde çalıştığı
hidrojen yakıtlı araçlar, hatta belki etanollü araçların üretimine geçişi de düşünmeli ve sağlamalıyız'' diye konuştu.
Elektrikli araçların sayısının artmasının, dünyadaki petrol dengelerini, akaryakıt istasyonlarının, vergilendirme biçimlerini,
bilişim sektörünü de derinden etkileyeceğini, yan sanayide birçok
ürünün zamanla devre dışı kalırken, zamanla birçok yeni ürünün de tedarik zincirine katılacağını anlatan Ergün, yeni yarışın genel görünümünün birkaç yıl içinde belli olacağını ve bu yarışta iyi bir çıkış yapmak gerektiğini söyledi.
Ergün, elektrikli araçların iç
pazarda daha yaygın kullanılmasını sağlayacak düzenlemelerle ilgili çalışmaları ve neler yapılabileceklerini şimdiden incelemeye başladıklarını ifade ederek, şu bilgileri verdi:
''Özellikle şarj istasyonları, motor hacmi olmayan bu araçların nasıl vergilendirileceği gibi konuların üzerinde bir çalışma yürütüyoruz. Bu düzenlemeleri kısa sürede hayata geçirmek için de gerekli iradeye hükümet olarak sahip olduğumuzu ifade etmek isterim. Çalışmalarımızın tamamlanmasının ardından kısa bir sürede bu düzenlemeleri de hayata geçireceğiz. Bakanlık olarak bu alanda yapılacak yatırımlara, Ar-Ge çalışmalarına ciddi destek ve
teşvikler sağlayacağız.''
Sektörde yola, belli bir programa göre devam etmeleri ve hedeflere ulaşmaya sağlayacak politikaları oluşturmak gerektiğini vurgulayan Ergün, Bakanlık olarak bu amaca uygun orta ve uzun vadede sektörün önünü açmak amacıyla, otomotiv sektörü stratejisi belgesini hazırladıklarını, bunu kısa süre içinde kamuoyuyla paylaşacaklarını bildirdi.
Bakan Ergün, belgenin, dünyada küresel kriz sonrası süreçte otomotivde yeni teknoloji sürecinin çakışacağı önümüzdeki dönemde, otomotiv sektörünü ve yan sanayini daha iyi seviyelere taşımak için önemli referans niteliği taşıyacağını kaydederek, ''Bu belgeyle öncelikle canlı bir iç pazar oluşturmayı, daha fazla
yabancı firmayı, yabancı yatırımı ülkemize çekmeyi ve dünya ticaretinden daha fazla pay almayı hedefliyoruz'' dedi.
OYAK RENAULT, FORD OTOMOTİV, TOFAŞ, TOYOTA, MERCEDES-BENZ TÜRK, ALTIN PLAKETLE ÖDÜLLENDİRİLDİ
Otomotiv Sanayii Derneği (OSD), geçen yıl gerçekleştirdikleri ihracat dolayısıyla Oyak
Renault,
Ford Otomotiv, Tofaş,
Toyota,
Mercedes-Benz Türk, ''Altın Plaket''le ödüllendirildi.
OSD Genel Kurulunda ''
İhracat Başarı Ödülleri'' ile ''Yan Sanayi Başarı Ödülleri'' verildi.
İhracat Başarı Ödüllerinde, 500 milyon 1 doların üzerinde ihracat yapan
Oyak Renault Otomobil Fabrikaları A.Ş, Ford Otomotiv Sanayi A.Ş, Tofaş Türk Otomobil Fabrikası A.Ş, Toyota Otomotiv Sanayi Türkiye A.Ş,
Mercedes Benz Türk A.Ş, ''Altın Plaket''e, 100 milyon 1 dolar ile 500 milyon dolar arasında ihracat yapan MAN Türkiye A.Ş,
Türk Traktör ve
Ziraat Makineleri A.Ş, Temsa Global Sanayi ve Ticaret A.Ş,
Hyundai Assan Otomotiv Sanayi ve Ticaret A.Ş,
Honda Türkiye A.Ş ve
Otokar Otobüs Karoseri Sanayi ''Altın Madalya''ya layık görüldü.
2009 yılında 30 milyon dolar ile 100 milyon dolar arasında ihracat yapan
Karsan Otomotiv Sanayi ve Ticaret A.Ş, BMC Sanayi ve Ticaret A.Ş ve
Anadolu Isuzu Otomotiv Sanayi ve Ticaret A.Ş'ye ''Gümüş Madalya'' verildi.
Derneğe üye firmaların kalite ve satın alma departmanlarının ortaklaşa seçerek
teklif ettikleri yan sanayi firmalarından, bu yıl ''Yan Sanayi Ödülleri''ni almaya hak kazanan 3 firma ise Beyçelik Gestamp Kalıp ve Oto Yan Sanayi
Pazarlama ve Ticaret A.Ş, Hayes Lemmerz Jantaş Jant Sanayi ve Ticaret A.Ş ve
Trakya Cam Sanayi Oto Cam Fabrikası oldu.
"KRİZDEN ÇIKIŞ SÜRECİNİ SEKTÖR KURULUŞLARI OLARAK İYİ YÖNETMEMİZ, RİSK VE KAZANÇLARI BİRLİKTE PAYLAŞMAMIZ GEREKİYOR"
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı
Tanıl Küçük, iç pazarın, hala, üretim artışını yeterince destekleyecek noktada olmadığını belirterek, ''Otomotiv sektörlerimizle birlikte diğer tüm sektörlerimizi desteklemek üzere, iç pazarı canlandıracak tedbirler mutlaka gündeme gelmelidir'' dedi.
Küçük, Otomotiv Sanayii Derneğinin (OSD) 36. Genel Kurulunda yaptığı konuşmada, otomotiv sanayinin, sağladığı katma değer ve yarattığı istihdam itibarıyla, ekonominin öncü sektörlerinden olduğuna dikkati çekerek,
demir-çelik, petrokimya,
lastik,
tekstil, cam, elektrik-
elektronik gibi temel sanayi dallarının başlıca alıcısı ve bu sektörlerdeki gelişmenin tetikleyicisi olduğunun
altını çizdi.
Türk otomotiv sanayinin, son yıllarda büyük bir atılım gerçekleştirdiğini dile getiren Küçük, otomotivin, son on yılda, üretimini, ihracatını ve istihdamını en çok artıran sektörlerin başında geldiğini anlattı.
Küçük, bugün otomotiv sektöründe, Türk mühendisliği ve işçiliğinin kalitesinin tüm dünya kabul edildiğini ifade ederek, son derece önemli başarılara
imza atılan bu yılların ardından, mevcut durum itibariyle, tüm sanayi dallarında olduğu gibi, otomotiv sektörününde de çok zor bir yıl geçirdiğini anlattı.
Otomotiv sektöründe yüzde 18'ler civarında bir istihdam kaybının gündeme geldiğini hatırlatan Küçük, şunları kaydetti: "Neyse ki çok olumsuz geçen 2009'un ardından, 2010'la birlikte, karanlık bulutlar biraz aralanmaya, güneş biraz da olsa kendini göstermeye başlamıştır. 2010 Ocak ayında, sanayi üretimimiz, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 12,1 artmıştır. Aynı ay içinde üretimini artıran sektörler sıralamasında motorlu kara
taşıtları yüzde 66,8'lik artışla
radyo, tv sektörümüzün ardından ikinci sırada yer almaktadır. Bu başarı tesadüf değildir. İhracat rakamlarımız da otomotiv sektörümüzdeki olumlu gelişmeyi teyit etmektedir. 2010 Ocak ayında dış ticaretimizde en büyük ihracat kalemini 1 milyar 63 milyon dolar ile motorlu kara taşıtları oluşturmuştur. Ocak 2010'da bir önceki yılın aynı ayına göre, motorlu kara taşıtlarının cirosu yüzde 43,6 siparişleri ise yüzde 46,4 artış göstermiştir.
Her zaman ifade ettiğimiz üzere, başarının devamı, sanayimizi destekleyecek tedbirlerin hayata geçirilmesine bağlıdır.
Hükümetimizin 2009 yılında otomotiv sektörümüze yönelik aldığı tedbirlerin olumlu neticelerini bugün görebiliyoruz. Ancak, şunu da belirtmeliyiz ki, iç pazarımızdaki sorun devam etmektedir. İç pazarımız, hala, üretim artışını yeterince destekleyecek noktada değildir. Otomotiv sektörlerimizle birlikte diğer tüm sektörlerimizi desteklemek üzere, iç pazarı canlandıracak tedbirler mutlaka gündeme gelmelidir.''
-''KÜRESEL İMALATÇILARLA BİR ARAYA GELME FAALİYETLERİ SÜRECEK''-
Taşıt Araçları ve Yan Sanayicileri Derneği (TAYSAD) Yönetim Kurulu Başkanı Celal Kaya da kriz yılında otomotiv sektörü küçülürken, bankacılık sektörünün kayda değer kar oranları açıkladığına değinerek, reel ve mali sektörün birbirine güç vermesi, sektörler arasında risk ve kazançların aynı şekilde paylaşılması gerektiğine işaret etti.
Kaya, krizden çıkış sürecini sektör kuruluşları olarak iyi yönetmeleri, risk ve kazançları birlikte paylaşabilmeleri gerektiğini belirtti.
Kriz sürecinde ürün geliştirme, yeni pazarlar araştırma faaliyetlerine ara vermediklerine değinen Kaya, üyelerinin faaliyetlerini sürdürebilmeleri için
yurt dışında üretim yapan diğer global şirketlerle
işbirliği için tedarikçi günleri başlattıklarını hatırlattı.
Kaya, 23-25
Mart 2010 tarihlerinde BMW yetkileriyle bir araya geleceklerini, Land Rover, Volkwagen gibi firmaların Türkiye'yi ziyaret ederek iş görüşmeleri yapacağını, 29 Mart-2
Nisan 2010 tarihlerinde Rusya'dan 10 ana sanayi şirketinin, yan sanayi ile işbirliğini geliştirmek amacıyla Türkiye'ye geleceğini anlattı.
Avrupa'daki küresel imalatçılarla bir araya gelme faaliyetlerinin süreceğini,
Mısır,
Cezayir, Fas,
İran gibi ülkelerle yan sanayi ilişkilerini artıracaklarını ifade eden Kaya, kriz yüzünden ertelenmiş olsa da 2 milyon adetlik üretim hedefinden vazgeçmemek gerektiğini söyledi.
-''DÜZENLEMELERİN BU YIL GERÇEKLEŞMESİNİ BEKLİYORUZ''-
Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Aybar ise karbondioksit emisyonlarını en aza indiren teknolojiler ile Türkiye'de bu konunda yapılması gerekenlere değindi.
Türkiye'nin de bu tür araçları
ihraç etmesini umut ettiğini ifade eden Aybar, sürdürülebilirliğin iç piyasada da bu ürünlerin satılabilir olmasına bağlı olduğunu, bu konuya ilişkin yeni vergi düzenlemeleri yapılması gerektiğini söyledi.
Aybar, önümüzdeki günlere olumlu baktıklarını ve düzenlemelerin bu yıl gerçekleşmesini beklediklerini kaydetti.
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı
Murat Yalçıntaş da otomotiv sektörünün birçok diğer sanayi kolunun alıcısı konumunda bulunduğunu, sektör yavaşladığında bütün bu sektörlerin yavaşladığını, sektör hızlandığında, bunların hızlandığını anlattı.
Yalçıntaş, Türkiye otomotiv sektörünün, kalite ve yüksek verimlilik açısından dünyadaki diğer firmalarda
rekabet eden sektörlerin başında geldiğini dile getirdi.
"GÖNÜL ARZU EDER Kİ 2012 OLMASA DA 15'E KALMADAN 2014 YILINDA İNŞALLAH BU RAKAMLARI HEP BERABER YAKALARIZ"
Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) Yönetim Kurulu Başkanı Turgay Durak, kriz öncesinde ''2012 yılında dünyada toplam üretimde ilk 10'a, Avrupa Birliği'nde (AB) ilk 3'e gireriz'' hedeflerinin bulunduğunu, ancak kriz nedeniyle ''2012'' sayısını tablodan çıkarmak zorunda kaldıklarını belirterek, ''
Gönül arzu eder ki 2012 olmasa da 15'e kalmadan 2014 yılında inşallah bu rakamları hep beraber yakalarız'' dedi.
Durak, OSD'nin 36. Olağan Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, kriz öncesindeki hedeflerinin tarihini biraz ötelediklerini söyledi.
Turgay Durak, şunları kaydetti:
''Kriz öncesinde ilettiğimiz, mevcut
fabrikaların 1,5 milyonluk kapasiteye ulaşmış olması ve 1,5 milyonluk üretim adedine göre üretim yapmasının verdiği bir cesaretle söylediğimiz şuydu; 2012 yılına geldiklerinde mevcut fabrikalarda kapasite artışıyla 200-300 bin, en azından da yeni 1 markanın fabrikasının gelmesiyle veya mevcut markalardan birinin ikinci veya üçüncü bir yeni fabrika daha yapmasıyla 2 milyon adet üretime ulaşırız. Türkiye'de 1 milyon adet araç satılır. Bu 1 milyon adet aracın 500 bini
ithal olur. 500 bini Türkiye'de üretilir. Üretimimizden arta kalan 1,5 milyon adet aracı ihraç ederiz. Yan sanayi ile beraber ihracat gelirimiz 50 milyar dolara varır. Böyle olduğunda da bayilerimizle beraber 400 bin olan istihdamımız da 600 bine varır. Bunun sonucunda da dünyada toplam üretimde de ilk 10'a, AB'de ilk 3'e gireriz şeklinde bir hedefimiz vardı.
Bunları aynı şekilde yazmaya devam ediyoruz. Ancak krizin bizi geri basması nedeniyle '2012' sayısını bu tablodan çıkarmak zorunda kaldık. Gönül arzu eder ki 2012 olmasa da 15'e kalmadan 2014 yılında inşallah bu rakamları hep beraber yakalarız.''
Otomotiv sektörüne ilişkin 2008 ve 2009 rakamlarına değinen Durak, sektörün 2009'da toplam istihdamının 350 bin civarına, ihracatın ise 17 milyar dolara gerilediğini bildirdi.
Turgay Durak, 2010 yılı beklentilerinin 850-950 bin adet üretim ve 700-800 bin adet ihracat olduğunu dile getirdi.
Mevzuatta devam eden darboğazlar arasında K2 Belgesi
ücretlerinin hafif ticari araçlarda ek vergi haline dönüşmesinin yer aldığını, ambalaj atıkları mevzuatının yerel yönetimlere
ek gelir olarak uygulanması sonucu sanayi için yaratılan ek giderin de sektörü zora soktuğunu ifade eden Durak, gümrük müşavirliği asgari ücret tarifesinin yaklaşık 3 katı yükseltilmesi, dahilde işleme izin belgesi kapsamında ÖTV istisnasının kaldırılması sonucu ihraç ürünlerde aşırı
maliyet yükü ve TRT bandrol ücretlerindeki aşırı artışın da mevzuatta devam eden darboğazlar arasında yer aldığını söyledi.
Durak, otomotiv sanayisine ilişkin önerilerini ise şöyle sıraladı: ''Yeni motor teknolojilerinin uygulanması, Gasoline Direct Injection (GDI), çok yakıtlı motorlar, hibrit taşıtlar, alternatif yakıtların ve hidrojenin kullanılması, elektrikli tahrike ilişkin gelişmeler sağlanmalı. Belli bir yaştan büyük olan araçların hurdaya çıkışları teşvik edilmeli, yeni teknolojilerin gerektirdiği akaryakıtların yaygınlaşması İçin vergisel teşvikler olmalı.''