Rusya ile
Türkiye arasında geçen yıl imzalanan
Mersin-
Akkuyu'da bir
nükleer santral yapımı için hükümetlerarası
anlaşmanın ardından santral için lisanslama çalışmaları sürerken, Japonya'daki deprem ve tsunaminin ardından
Fukuşima nükleer santralinde meydana gelen
patlama, nükleer santrallerin dünya için büyük bir
tehlike oluşturabileceğini de gözler önüne serdi.
Bu süreçte Türk-Rus ortaklığı ile Akkuyu'da yapılması planlanan santralin yapılıp yapılmayacağına ilişkin tartışmalara son noktayı
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan koydu. Başbakan Erdoğan, önceki gün Rusya'daki temasları sırasında yaptığı açıklamada, Akkuyu nükleer santralinden vazgeçilmediğini belirterek, ''Mersin Akkuyu nükleer santrali için atılacak olan adım inanıyorum ki dünyaya örnek bir yatırım teşkil edecektir...
Nükleer enerjide bizim takvimimiz, süreç işlemektedir.
Deprem olacak diye yapmayalım mı?'' ifadesini kullandı.
Bütün bu gelişmeler yaşanırken Türkiye'nin resmi nükleer ve
radyasyon takip kurumu olan Türkiye Atom
Enerjisi Kurumu'na (
TAEK) hergün onlarca soru geliyor. AA muhabirinin yaptığı derlemeye göre TAEK'e sorulan bazı sorular ve kurumun verdiği yanıtlar şöyle;
SORU: Atom nedir?
TAEK: Bir elementin kimyasal özelliklerini taşıyan en
küçük parçasına
atom denilmektedir. Evrende bilinen bütün maddeler (kozmik madde, yüksek enerjili madde ve anti madde hariç), pozitif yüklü bir çekirdek ve etrafında dönen negatif yüklü elektronlardan oluşan yaklaşık 100 farklı atomdan meydana gelmektedir.
SORU: Nükleer reaktörler enerji dışında bir şey üretir mi?
TAEK: Nükleer reaktörler, tıp ve endüstride kullanılan yararlı radyoizotopların üretilmesinde de kullanılırlar. Kanser tedavisinde,
boru kaynaklarının tahribatsız muayenesinde kullanılan kobalt-60, tiroid bozukluklarının teşhis ve tedavisinde kullanılan iyot-131, doktorların
vücut içini görme amacıyla çeşitli tarayıcı cihazlarda kullanılan teknesyum-99, akciğer havalanmasının ve kan akışının ölçülmesinde yararlanılan ksenon-133, bu izotoplara örnek olarak verilebilir.
-NÜKLEER SANTRALİN RİSKİ-
SORU: Nükleer santraller riskli midir?
TAEK: Bütün elektrik
üretim seçenekleri ve diğer teknolojiler risk taşır. İsviçre'de Paul Scherrer Enstitüsü tarafından yapılan bir çalışmada 1969-1996 yılları arasında ticari tesislerde enerji ile ilgili 4 bin 290
kazada meydana gelen ölümler göreceli olarak karşılaştırılmaktadır. Bu çalışmaya göre yıllık üretilen elektrik teravatsaati başına
nükleer enerji üretimi 8, doğalgaz 85, kömür 342, petrol 418, hidro 884 ve LPG 3 bin 280 ölüme sebebiyet vermiştir.
İnsan, hayatı boyunca teknolojinin getirdiği çeşitli olanaklardan yararlanmak ve hatta hayatta kalabilmek için çeşitli risklerle karşı karşıya kalır. Örneğin,
yolculuk etmenin riskli olduğu bilinir ama evde oturmak da risklidir, çünkü tüm kazaların yüzde 40'ı evlerde olur. Araştırmalara göre erkek olmak 2800 gün,
kalp hastalığı 2100 gün, kömür madeninde çalışmak 1100 gün,
kanser 980 gün,
yoksulluk 700 gün,
alkol 130 gün,
intihar 95 gün,
uçak kazaları 1 gün,
baraj yıkılması 0,5 gün ve ABD için tüm elektriğin nükleer santrallerden üretilmesi ise 0,03 gün ortalama ömür kaybına yol açacaktır.
-AVRUPA NÜKLEERDEN VAZGEÇTİ Mİ?
SORU:
Avrupa'da bazı reaktörlerin kapatıldığı ya da çalışmadığı ve dünyanın nükleerden vazgeçtiği söylenmektedir. Türkiye'de neden yapılıyor?
TAEK:
Ağustos 2010 itibariyle dünyada 29 ülkede toplam 373 bin 673 Megavat (MWe) kurulu güce sahip 440
nükleer reaktör işletme halindedir ve dünya elektrik enerjisi ihtiyacının yaklaşık yüzde 15'ini karşılamaktadır.
En fazla nükleer santral 104 ile ABD'ye ait.
Fransa'da 58, Japonya'da 54, Rusya'da 32,
Güney Kore'de 20, Almanya'da 17, Hindistan'da 19, Ukrayna'da 15, Çin'de 12 adet nükleer santral bulunuyor.
Toplam 2 bin 776 MWe kurulu güce sahip 5 nükleer reaktör yeniden işletmeye girebilecek şekilde uzun süreli
kapatma durumundadır. Toplam 59 bin 544 MWe güce sahip 61 nükleer santral inşa halindedir. Bu veriler ışığında dünyanın nükleer santralden vazgeçtiğini söylemek mümkün değildir. Halen Bulgaristan'da 2,
Finlandiya ve Fransa'da 17'şer adet 1600 MWe gücündeki reaktörler inşa halindedir. Ayrıca Fransa ve
İngiltere yeni nükleer güç santralleri yapmayı planlamaktadır.
-ÇEVRE DOSTU MU?-
SORU: Nükleer enerji çevre dostu bir enerji üretim seçeneği midir?
TAEK: Nükleer enerji çevre dostu bir teknolojidir. Çünkü; nükleer santralların güvenlik değerlendirmesi bağımsız lisanslama kuruluşları tarafından son derece tutucu varsayımlara göre yapılmaktadır. Ayrıca bu santrallar işletmede oldukları sürede sürekli denetim altındadır. Bu nedenle nükleer santralların çevre ve insana zarar verebilecek şekilde kaza yapma riski, günümüzde kullandığımız diğer teknolojik ürünlere göre yok denecek kadar azdır.
Nükleer enerji üretim zinciri, tümüyle ele alındığında
sera gazı salımı konusunda en
temiz seçenektir. Günümüzde nükleer santraller, elektrik sektöründen kaynaklanan
sera gazı salınımında yıllık olarak yaklaşık yüzde 17 azalmaya sebep olmaktadır. Yani bu santrallerin yerine
fosil yakıtlı santrallerden elektrik elde edilseydi her yıl 1,2 milyar ton karbon atmosfere verilecekti.
SORU: Nükleer santral turizm yatırımlarını olumsuz etkiler mi?
TAEK: Dünyada pek çok turizm ülkesi nükleer enerjiden faydalanmaktadır. Örneğin Fransa'da Paris'e 200 kilometreden daha yakın alanda 6 nükleer santral bulunmaktadır. İspanya'da Madrid'e 200 kilometreden daha yakın alanda 3 nükleer santral bulunmaktadır. Bradwell santrali Londra'ya 70 kilometre mesafededir.
-AKKUYU'DA KURULMASI PLANLANAN SANTRAL-
SORU: Akkuyu'da kurulması düşünülen VVER-1200
tipi nükleer santral yeni bir teknolojidir. Türkiye
pilot proje mi olacaktır?
TAEK: Henüz VVER-1200 tipi reaktörlerin işletiminde olan bir modeli bulunmamaktadır. Ancak bu reaktörler işletimde olan VVER-1000 reaktörlerinin güvenlik ve performans açısından geliştirilmiş modelleridir. Ayrıca işletimde olan bir reaktör
hazırlık ve inşa süreleri dikkate alındığında en az 15 yıl eski teknolojiler üzerinde kurulu bulunmaktadır.
Nükleer reaktörlerin lisanslanması aşamasında tesisin güvenli bir tasarıma sahip olup olmadığının değerlendirilmesi inşaat lisansı başvurusu üzerine yapılır. Daha sonraki aşamalarda tesisin tasarıma uygun bir şekilde inşa edilip edilmediği takip edilir. VVER-1200'ler Rus düzenleyici kurumlarından inşaat lisansı alınarak Rusya'da kurulmaya başlanmıştır. Dünyada, inşa halindeki 10 adet VVER tipi reaktörlerden 4'Ü VVER-1200 tipi reaktörlerdir.
SORU: Kurulacak santralde
silahlanma kapsamı var mıdır?
TAEK: Akkuyu'da nükleer santral kurulmasıyla ilgili
Rusya Federasyonu ile yapılan anlaşma tamamen barışçıl
uygulamaya yönelik olup silahlanma kapsamı bulunmamaktadır.
Rusya tarafından Akkuyu'da inşa edilecek VVER-1200 AES-2006 tasarımı da dahil nükleer güç santralleri silah üretmek için tasarlanmamaktadır.
SORU: Nükleer bir santralin ömrü ne kadardır?
TAEK: Yeni nükleer santral tasarımlarının ömürleri 60 yıl olarak öngörülmektedir.
-YATIRIM MALİYETİ-
SORU: Nükleer santralin yatırım süresi ve maliyeti ne kadardır?
TAEK: Dünyada nükleer santrallerin yapım süresi ilk betonun dökülmesinden takiben ortalama 6-7 yıl civarındadır. Tüm proje dönemi düşünüldüğünde bu süre 10-12 yıl civarında olabilir.
Dünyada işletmeye giren son reaktörler ve yapım sürelerine bakılırsa, Rusya'daki
Rostov-2 santralinin yapımı 9 yıl, Hindistan'daki Rajastan-5 ve 6 santrallerinin her ikisi 7'şer yıl sürmüş, Çin'deki Lingao-3 5 yılda, Qinshan-2 ve 3 ise 4,5 yılda tamlanmıştır. Japonya'daki Tomari-3 santrali 4,5 yılda işletmeye girmiştir. Nükleer reaktörlerin ilk yatırım maliyetleri yüksek ama işletme ve yakıt maliyetleri çok düşük tesislerdir.
-400 MİLYON AVROYA SÖKÜLEBİLİYOR-
SORU: Nükleer santral sökülmesi teknolojisi mevcut mudur ve maliyeti nedir?
TAEK: Nükleer tesislerin sökülmesi ve yeşil alana dönüştürülmesi için gereken teknoloji vardır ve bazı ülkelerde sökme uygulamaları yapılmaktadır. Örneğin ABD'de 860 MWe gücündeki Meine Yankee 1996 yılında kapatılmış, 2004 yılında kullanılmış yakıt depolama dışında koruma binası yıkılmıştır.
Almanya'da kurulu bulunan standart bir nükleer santralın (1200 MW gücünde) işletmeden alınması, sökülmesi ve yeşil alana dönüştürülmesinin maliyeti 400 milyon
avro olacağı tahmin edilmektedir.
-DÖRT DENEME DE BAŞARISIZLIKLA SONUÇLANDI-
SORU: Bugüne kadar neden Türkiye'de nükleer santral kurulmadı?
TAEK: Türkiye'nin ilk nükleer santralinin kurulmasına yönelik olarak değişik tarihlerde girişimler yapıldı. Maalesef bu girişimlerin hiçbirisi sonuca ulaşamadı. 1973 yılında kurulmasına karar verilen 80 MWe gücündeki prototip santral projesi daha sonra daha büyük bir santralin kurulmasına karar verilince iptal edildi.
1977 yılında çıkılan
ihaleyi
İsveç'in ASEA-ATOM firması kazandı. Ancak,
1980 darbesi nedeniyle İsveç hükümeti
kredi vermeyince bu proje sona erdirildi. 1982 yılında gerçekleştirilen ihale hükümetin yap-işlet-devret modelindeki ısrarı ve üretilen elektriğin alımı için
Hazine garantisi verilmemesi nedeniyle başarısızlığa uğradı. 1997 yılında yapılan ihale ise 2000 yılındaki büyük
ekonomik kriz nedeniyle iptal edildi.
-DÜNYADAKİ NÜKLEER KAZALAR-
SORU: Geçmişte olan nükleer santral kazaları hakkında bilgi verir misiniz?
TAEK: Nükleer enerji üretimi geçmişine bakıldığında raporlanmış kazalardan
Çernobil ve Three Mile Island (TMI) kazaları kor erimesi ile sonuçlanmıştır. Sadece Çernobil nükleer güç santralindeki kaza ölümle sonuçlanmış olup kaza anında 30 kişi hayatını kaybetmiştir. Ayrıca kazanın çevresel etkileri de olmuştur.
1990 yılında UAEA tarafından oluşturulan Uluslararası Nükleer ve Radyolojik Olay Ölçeği (INES) sisteminde ise nükleer güç santralleri için kazayı tanımlayan, seviye 4 üzeri olay yer almamaktadır.
Seviye 3'te ise tesis sahası dışında çevre ve halkın etkilemediği raporlanan 12 olay sunulmaktadır.
-NÜKLEER KAZA DURUMUNDA İYON TABLETLERİ NİÇİN KULLANILIYOR?-
SORU: Nükleer kaza durumunda iyot tabletleri niçin, ne zaman, nasıl kullanılır?
TAEK:
İyot tabletleri, radyoaktif olmayan iyot bileşikleridir. Nükleer tehlike durumlarında ortaya çıkabilecek radyoaktif
bulut içerisinde yer alan radyoaktif iyotun tiroitte tutulmasını önlemek üzere, iyot tabletlerinin en sıra süre içinde alınması gereklidir. İYot tabletlerinin, vücudun diğer radyoaktif maddelere maruz kalmasını engelleyici özelliği yoktur.
Tabletler, mümkünse aç karnına alınmalıdır. İyot tabletleri genellikle iyi tolere edilir. Sindirim bozuklukları gibi yan etkiler çok nadiren görülmekle beraber, uygulama kesildiğinde kendiliğinden geçer.
AA