Bakan Şimşek,
vergi borçlarıyla SSK ve Bağ-Kur
prim alacaklarına ödeme kolaylığı konusunda kamuoyunda bir beklenti oluştuğuna işaret etti. Tahsilat ve vergiye uyumda sıkıntı yaşanmaması için bu konudaki çalışmayı biran önce tamamlamak istediklerini belirten Şimşek, yeni
düzenlemenin hiçbir şekilde af niteliğinde olmayacağını söyledi. Vergi aflarının, vergisini düzenli ödeyenler için ceza niteliği taşıdığını yineleyen
Maliye Bakanı, şöyle konuştu:
''Bu nedenle, vergi borçlarıyla ilgili düzenleme, kesinlikle bir af değil. Bu tamamen vergi borçlarının yeniden yapılandırılmasına dönük bir
uygulama olacak. Burada vergi alacakları yapılandırılarak,
mükelleflere
taksit ve
faizde kolaylık sağlanacak.
Düzenleme kapsamında
kamu alacakları, reel değerinin altında kalmayacak. En kötü şartlarda bile enflasyonla güncellenmiş bir tahsilata gidilecek. Ana paradan da hiçbir şekilde vazgeçilmeyecek. Vergi borçları enflasyonla güncellenmiş rakamların altına inmeyecek.''
-MÜKELLEFE UYARI-
Maliye Bakanı Şimşek, ödeme kolaylığının daha önceki bir tarihe kadar olan vergi borçlarını kapsayacağını da bildirdi.
Düzenlemede, mutlaka bir
kesinti tarihi olacağını kaydeden Şimşek, ''Uygulama bu dönemi kapsamayacak. O nedenle mükelleflerimiz, (nasıl olsa vergi borçlusuna kolaylık getirilecek) diyerek, bu dönemdeki vergi borçlarını ödememezlik etmesin, ödemelerini hiçbir şekilde aksatmasın. Aksi halde bundan zarar görürler. Ben, bütün mükelleflerimizin bu hususa dikkat etmelerinin kendi yararlarına olduğuna dikkati çekmek istiyorum'' dedi.
-DÜZENLEME NASIL OLACAK?-
Bu arada
Maliye Bakanlığı ve
Gelir İdaresi Başkanlığı yetkililerinden edinilen bilgiye göre, vergi borçlarının yapılandırılması konusunda 2 alternatif bulunuyor. İlk alternatifi, vergi alacakları için Tecil ve Taksitlendirme Tebliği çıkarılması oluşturuyor. 2008 yılı içerisinde de başvurulan bu yöntemde, vergi borçlularına daha düşük bir tecil faiziyle, belli sürelerde taksit imkanı sağlanıyor.
2008 yılında çıkarılan Tebliğde, vergi borçları, yıllık yüzde 3 tecil faiziyle 18 ay taksitlendirilmişti.
Tecil faizi, halen yıllık yüzde 19 olarak uygulanıyor.
Borçların tahsilinde tecil ve taksitlendirme yönteminin
tercih edilmesi halinde, Maliye Bakanlığının çıkaracağı bir Tebliğ ile vergi alacakları taksitlendirilecek ve borçlara makul oranlı bir tecil faizi uygulanacak.
Maliye Bakanlığı, yürürlükteki mevzuat uyarınca vergi borçlarını 36 aya kadar taksitlendirebiliyor. Yeni düzenlemede taksitlendirme süresinin 36 ay mı, bu sürenin altında mı, yoksa üstünde mi olacağına çalışmalar sonunda karar verilecek.
Ödeme kolaylığındaki ikinci yöntem ise
kanuni düzenleme ile hayata geçirilebiliyor. Daha önce SSK ve Bağ-Kur prim alacaklarının tahsilinde de kullanılan bu yöntemde, vergi borçlarında ana paraya dokunulmuyor, faiz ve
gecikme zammının bir bölümü ise siliniyor. Ana parayla faiz ve gecikme zammının kalan bölümünün de, düşük tecil faiziyle taksitlendirilmesi yoluna gidiliyor.
-HANGİ ALACAKLAR KAPSAMA GİRECEK?-
Vergi borçlularına ödeme kolaylığında yöntemin yanı sıra, alacakların kapsamı da Maliyenin çalışmalarında netleşecek.
Maliye bürokratları, düzenleme çalışmalarında şu hususlara da açıklık getirecek:
''Sadece kesinleşmiş vergi alacakları mı kapsamda olacak? İhtilaflı alacakların durumu ne olacak? İnceleme aşamasındaki alacaklar da kapsama dahil edilecek mi?
Servet veya
stok beyanına gidilecek mi? Matrah artırımı olacak mı?''
-NE ORANDA TAHSİLAT YAPILIYOR?-
Gelir İdaresi Başkanlığı yetkilileri, önceki dönemlerde de başvurulan tecil ve taksitlendirme uygulamalarında, toplanması mümkün olan vergi alacaklarının genellikle yüzde 20'si ile 30'u arasındaki bölümünün tahsil edildiğini belirtiyor. Yetkililer, ilk aylarda tahsilat oranının daha yüksek oranlarda seyrettiğini, ancak sonra düştüğünü ifade ediyor.
2008 yılında gerçekleştirilen tecil ve taksitlendirme için de,
Türkiye genelinde 1 milyon 520 bin başvuru olmuştu. 324 bin 500'ünü İstanbullu, 123 binini Ankaralı, 105 binini de İzmirli mükelleflerin meydana getirdiği başvuru sahipleri, uygulama ile 11 milyar 320 milyon lira tutarındaki vergi borcunu taksitlendirmişti. Söz konusu verginin 7 milyar 598 milyon lirasını ana para, 3 milyar 721 milyon lirasını da faiz ve gecikme zammı oluşturmuştu.
Küresel krizin başlangıç dönemindeki bu uygulamada, vergi borçlarının yüzde 50'si için başvuru yapılmıştı. İlk aylarda yüzde 50 dolayında olan tahsilat oranı da, takibeden aylarda ciddi oranda düşmüş ve uygulama, yüzde 20'nin altında bir tahsilatla sonuçlanmıştı.
2002 yılından sonra ülkemizde bir de Vergi Barışı yapılmıştı. 31
Aralık 2003 ile 30
Eylül 2004 tarihleri arasında vergi barışı uygulaması kapsamında 4 milyar 499 milyon 915,9 bin lira tahsilat gerçekleştirilmişti. KİT'ler, iktisadi devlet teşekkülleri ve mahalli idarelerden gelen vergilerle bu rakam 4 milyar 714 milyon 760,6 bin lirayı bulmuştu.
Yine bu dönemde çıkarılan Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanunla, 48 milyar 258 milyon 116 bin 475 liralık varlık, Varlık Barışına konu edilmişti. Bu varlıklar için hesaplanan vergi de 1 milyar 576 milyon 625 bin 305 bin lira olmuştu.
-40 MİLYAR LİRAYA YAKIN VERGİ ALACAĞI-
Bu arada Gelir İdaresi Başkanlığınca açıklanan vergi borçluları listesi üzerinde yapılan hesaplamalara göre, en borçlu ilk 7 bin mükellefin devlete 36,4 milyar lira vergi borcu bulunuyor. Bunun 10 milyar 66 milyon lirasının da ilk 50 mükellefe ait olduğu dikkat çekiyor.
Aynı şekilde vergi borcu toplamı, ilk 100 mükellef için 13 milyar 6,9 milyon lira, ilk 2 bin mükellef için 28 milyar 336,7 milyon lira, ilk 3 bin mükellef için 30 milyar 919 milyon lira, ilk 5 bin mükellef için 34 milyar 252,8 milyon lira, ilk 6 bin mükellef için de 35 milyar 442 milyon lira şeklinde belirleniyor.
Resmi verilere göre, sayısal olarak vergi borçlularının çok büyük bölümünü 5 bin lira ve altında vergi borcu bulunanlar meydana getiriyor.
Gelir İdaresi Başkanlığı, listedeki vergi alacaklarının bir bölümüne ''tahsili mümkün olmayan alacak'' gözüyle bakıyor.
AA