Şimşek, "Oldukça kapsamlı bir tedbirler paketinin uygulamaya konmuş olduğu ortadadır. Bundan sonra elbette gerektiğinde önlem alınır ama bizim alacağımız tedbirlerin de bir sınırı var" dedi. Bütçe imkanları elvermediği için KDV başta olmak üzere
vergi indiriminin bu aşamada mümkün olmadığını belirten Şimşek, IMF ile de görüşmelerin sürdüğünü, nasıl bir
anlaşma yapılacağının uzlaşma sağlandıktan sonra belirleneceğini söyledi.
Devlet Bakanı Mehmet Şimşek,
Uluslararası Para Fonu (IMF) ile anlaşmanın kısa süre içinde sonuçlandırılacağını söyledi. IMF ile görüşmelerde çok önemli bir mesafe alındığını dile getiren Şimşek, alınması gereken tedbirler üzerinde anlaşma sağlandığını, içerikle ilgili
müzakerelerin sürdüğünü dile getirdi. IMF'ye resmi başvurunun zamanı konusunda "Ne zaman ki müzakereler biter resmi başvuru o zaman yapılacak." dedi.
Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, Dış
Ticaret Müsteşarlığı'nda 'Ekonomik Değerlendirme' konulu bir
basın toplantısı yaptı. Hükümetin krize karşı aldığı önlemleri açıklayan Şimşek, toplantının ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. "Dış finansman açığı kesin bir dille 30-35 milyar dolarlık açıklarla ifade edilemez." diyen Şimşek, söz konusu rakamın yarısı düzeyinde olduğunu düşündüklerini belirtti. Dış finansman açığının cari açık gibi faktörlere bağlı olduğunu söyleyen Şimşek, uluslararası piyasaların normalleşme sürecinin devam etmesi halinde dış finansman açığının düşük boyutlarda olacağını ifade etti.
Türkiye'nin merakla beklediği IMF ile müzakerelerin hangi aşamaya geldiğine yönelik soruya Bakan, tedbirlerin büyüklüğü konusunda ortak bir kanı oluştuğunu, çalışmaların devam ettiğini söyleyerek
cevap verdi. Şimşek, "Bu noktada zamanlamasını en kısa zamanda Türkiye menfaatlerine, ekonomiye en iyi desteği verecek şekilde üzerinde çalışıyoruz." dedi. IMF ile programın ne kadar süreyle olacağı, ne kadar
destek sağlayacağıyla ilgili konuların en son aşamada netleşeceğini belirten Şimşek, müzakerelerin zemininin Türkiye'nin yapısal bir
takım problemini çözmeye yönelik olduğuna işaret etti. Fon ile yapılan her türlü anlaşmada mutlaka mali destek bulunduğunu dile getiren Şimşek, "IMF ile yapılan program hem güven ortamını iyileştirmesi hem de döviz likiditesi desteği sağlaması, yapısal reform sürecinin devam etmesi, krizin fırsata dönüştürülmesi amaçlarını kapsamaktadır." diye konuştu.
Ekonomik paket için son bir buçuk ayda yapılanların açıklananlarla sınırlı olup olmadığına yönelik soruya Şimşek, "Bundan birkaç ay önce açıklananlarla birlikte bu sabah açıklananları da özetledim." cevabını verdi. Krize karşı alınan önlemlerin bir süreç olduğunu aktaran Şimşek, alınan tedbirlerin
bütçe imkanlarını bozmaması, sınırlı olmasının
doğal olduğunu ifade etti. Şimşek, "İhracatçıya, KOBİ'lere yüksek oranda destek verilmesi, kaynakların çeşitlendirilmesi, bankalar ve reel sektörün desteklenmesi amacıyla geniş tedbirler paketinin devreye konulduğu utululmamalı. Bundan sonra önlemler alınır." diyerek yapılanları anlattı. Alınan tedbirlerin de bir sınırı bulunduğunu kaydeden Şimşek, 1930'lardan bu yana en büyük krize karşı Türkiye'yi bağışık tutacak imkanların olmadığını dile getirdi.
Rusya bütçe fazlasıyla yarım trilyon doların üzerinde
rezerv ile karşılamasına rağmen krizin Rusya'ya etkilerinin bertaraf edilemediğini söyleyen Bakan Şimşek,
Güney Kore,
Hindistan, birçok gelişmiş
ülke için de benzer tablonun oluştuğunu aktardı.
'Vestel'de bin kişinin işten çıkarıldığını, alınan önlemler paketinin yeterli olup olmadığı'nın sorulması üzerine Şimşek, "Reel sektöre ciddi önlemler alındı.
Merkez Bankası'nın aldığı önlemler de bunun içinde. İmkanlarımız çerçevesinde reel sektöre bir takım destekler verilebilir. Paket konusunda nihai nokta konulmadı." dedi.
"BANKALARIN KARLILIKLARI SÜRÜYOR"
Krize rağmen sistemde TL mevduatının arttığını vurgulayan Bakan, "
Bankacılık sektörüyle ilgili en ufak bir sıkıntı ve kaygı yok." şeklinde konuştu. Geçmişte dış ve iç şoklara karşı Türk bankalarının çok büyük sorunlarla karşı karşıya kaldığını hatırlatan Şimşek, "Gelinen noktada bankacılık sektörünün
sermaye yeterlilik oranları son derece yüksek. Bankalarımız arasında yüzde 12'nin altında sermaye yeterlilik oranı yok. Bütün bu krize rağmen 11 milyar YTL kar etmişler. Bankalarda karlılık devam ediyor. Problemli krediler son derece düşük. Bankacılık sektöründe dışa
bağımlılık az." ifadelerini kullandı. Şimşek, bankaların reel sektöre daha fazla destek vermesi çağrısında bulundu.
"KEŞKE İMKANLAR OLSA DA VERGİLERİ DÜŞÜRSEK"
KDV indiriminin olası şoklara karşı yapılıp yapılmayacağına ilişkin bir soruya karşılık ise Bakan Şimşek, "Keşke imkanlar olsa ve dolaylı vergileri hızlı bir şeklide indirsek. Vergi indirimlerini bu noktada gündemimize almamız çok zor." karşılığını verdi.
KDV indirimi konusunu hiçbir zaman kesin bir dille kapatmak istemediğini kaydeden Şimşek, şöyle devam etti: "Ama şu çok açık, gelirlerimizi nasıl arttırırız harcamalarımızı nasıl kısarız? IMF programı yoluyla nasıl dış kaynak sağlarız üzerinde çalışırken, KDV indirimi bununla bağdaşmıyor.
İstihdam üzerindeki vergileri indirme eğilimimiz olur ama bütçe imkanlarımızla olur. Vergi tabanını genişletebilirsek Türkiye'nin
rekabet gücünü artırarak olur."