Merkez Bankası
Para Politikası Kurulu, önceki
akşam yaptığı toplantıda gecelik
faizleri 50 baz puan artırarak yüzde 15.75'ten yüzde 16.25'e yükseltti. Merkez'in aldığı faiz yükseltme kararı büyük tepki çekti.
Borsa Yatırımcıları Derneği (BORYAD) Başkanı Ali Bahçuvan, "
Türkiye tarihinde ilk kez, utanarak,
Merkez Bankası’nın kararlarına ilişkin yargı denetimini başlatmak üzere mahkemeye başvuracağız'' dedi. 1 hafta veya 10 gün içinde mahkemeye dilekçelerini sunacaklarını vurgulayan Bahçuvan, "Kararların yürütmesinin durdurulmasını ve iptalini talep edeceğiz'' şeklinde konuştu.
FERYATLARI DİNLEMEDİ
Faiz artırım kararının
kredilere artı
maliyet olarak yansıdığını, böylece tüm toplumun maliyetinin yükseldiğini dile getiren Bahçuvan şöyle devam etti: "Hazinenin borç stoku yeni oluşan faiz düzeylerine göre hızla artıyor. Merkez Bankası'nın faiz artırımında bu kadar hızlı hareket etmemesi gerektiğini söylemiştik. Ama gördük ki gerek bizim, gerekse kamuoyunun feryatlarının Merkez Bankası tarafından hiçbir şekilde dikkate alınmadığı ortaya çıktı.''
Merkez Bankası’nın sıcak para kaçışından çok fazla korktuğunu düşündüklerini ifade eden Bahçuvan, panik havasında gerçekleştirilen hızlı artışın, Türkiye'nin imajına da olumsuz etki yapacağını savundu. Bahçuvan, "Görüyoruz ki 0,50'lerle başlayan artırımlar, panik döneminde yüzde 3-5 oynamaların da önünü açacaktır. Bu noktada müdahale etmezsek ileride, bu konuda eli rahat olan Merkez Bankası, büyük faiz artırımları yapabilir" diye konuştu.
YANLIŞI SÜRDÜRÜYOR
Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı
Nurettin Özdebir de Merkez Bankası'nın 2004 yılında başladığı yanlış yapma kararını sürdürdüğünü söyledi. Merkez Bankası'nın faiz artırması ile yurtdışından sıcak para getirenlere "kur garantisi" verdiğini iddia eden Özdebir şunları söyledi: "Böylece YTL'nin değerini artırarak
yerli üretimi pahalı hale getiriyor, ithalat ise ucuzluyor. Hal böyle olunca yerli üretimin
pazar payı daralıyor. Bunun
doğal sonucu olarak istihdam gerileyecek, yatırım yapılmayacak."
Özdebir, Merkez Bankası'nın ayrıca,
zorunlu karşılık olarak bankaların kuruma yatırdıkları paraya da yüksek faiz verir hale geldiğini ifade etti. Halkın hizmetinde olması gereken paraların böylece Merkez Bankası'nın kasasında "kilitli" tutulduğunu vurgulayan
Özdemir, "Piyasada para yok. Birçok büyük şirketin çekleri bu yüzden yazılıyor. Piyasada çarklar dönemez hale geldi. Reel sektörün açık pozisyonları giderek büyüyor" diye uyardı.
Kim kazanıyor kim kaybediyor
Enflasyonu
kontrol altına almak için faiz oranlarının arttırılması,
ekonomik faaliyetleri düşürerek büyümeyi yavaşlatıyor.
Ekonomideki yavaşlama işsizlik sorununun artmasına neden oluyor.
Tüketim ve yatırımlarda kısıtlamalara gidiliyor.
Yüksek faiz, kısa vadeli portföy yatırımlarını içeren sıcak para akışını hızlandırıyor.
Döviz kurları düşerken, YTL değerleniyor. Değerli YTL nedeniyle ihracat zorlaşırken, cari açığı büyüten ithalat cazip hale geliyor.
Politika faizlerindeki artış, kredi faizlerinde de yükselişe neden oluyor. Böylece genel kredi talebinde daralma yaşanıyor.