Alınan tedbirlerin ardından son çeyrekten itibaren cari dengede iyileşme olacağını belirten
Merkez Bankası, gerekli görüldüğü takdirde ilave tedbirlerin alınacağını vurguladı.
-
Ekonomide yavaşlama süreci için
faiz artırımlarının başlaması gerektiği görüşlerinin dile getirildiği bir ortamda toplanan
Merkez Bankası Para Politikası
Kurulu (PPK),
politika faizi, gecelik borçlanma ve borç verme faizleri ile
zorunlu karşılık oranlarını sabit bıraktı. Dün yaptığı haziran ayı toplantısında politika faizi olan bir hafta vadeli repo
ihale faiz oranını yüzde 6,25'te sabit tutan kurul, yüzde 1,50 olan gecelik borçlanma faiz oranı ile yüzde 9 olan borç verme faiz oranında da değişikliğe gitmedi. BDDK'nın aldığı önlemlerin iç ve dış talebin dengelenmesine katkıda bulunacağını ve uygulanan politikalarla son çeyrekten itibaren cari dengede iyileşmenin gözlenmeye başlayacağını öngören Merkez Bankası, gerekli görüldüğü takdirde ilave tedbirlerin alınacağını vurguladı. Açıklamada, iktisadi faaliyetteki yavaşlama ve son dönemde küresel ekonomideki artan belirsizliklerin de göz önüne alınarak politika duruşunun korunduğu belirtildi. Gelişmeyi değerlendiren
Finansbank Başekonomisti İnan Demir, bir
sürpriz olmadığını belirterek, "Hem
fiyat istikrarı hem de finansal istikrar konusunda, MB'nin piyasaya verdiği
mesaj enflasyon konusunda haziranda, cari açık konusunda da son çeyrekte iyileşmeler göreceğimiz yönünde. MB'nin, bu iyileşmeleri bekleyip görme eğiliminde olacağı anlaşılıyor. Yılın geri kalanı için ilave 300-400 baz puan zorunlu karşılık artışı beklentimizi değiştirmedik. Bunun için risklerin aşağı yönde olduğunu düşünüyoruz. Politika faiz artışı beklemiyoruz." dedi. Son dönemde iktisadi faaliyete dair açıklanan verilerin
Enflasyon Raporu'nda sunulan çerçeveyi teyit ettiği belirtilen açıklamada, özel
tüketim ve yatırım talebinin ılımlı bir seyir izlediği, dış talebin ise zayıf görünümünü koruduğu ifade edildi.
İstihdam şartlarındaki iyileşme devam ederken işsizlik oranlarının
kriz öncesi seviyelerine döndüğü belirtilen raporda, "Bununla birlikte, güçlü verimlilik artışlarının da katkısıyla birim
işgücü maliyetleri azalmakta, zayıf dış talebin etkisiyle imalat sanayiinde kapasite kullanım oranları düşük düzeylerini korumaktadır." denildi. Raporda şöyle devam edildi: "Ancak ithalat fiyatlarındaki birikimli artışların gecikmeli yansımalarına ve baz etkisine bağlı olarak kısa vadede temel (çekirdek) enflasyon göstergelerindeki sınırlı yükselişin süreceği tahmin edilmektedir. Ayrıca Kurul, mayıs ayında sıçrama gösteren işlenmemiş
gıda fiyatlarının haziran ayında belirgin bir düşüş göstereceğini ve bu düzeltmeyle yıllık enflasyonun, Enflasyon Raporu'nda öngörülen seviyelere döneceğini not etmiştir." EKONOMİ SERVİSİ
1,63 lirayı aşan dolar, son 2 yılın zirvesinde
Merkez Bankası'nın kararının ardından
yabancı çıkışlarıyla dolar/TL 1,63'ü aşarak son 2 yılın en yüksek seviyesini
test etti, gösterge tahvilin bileşik faizi yüzde 9,19-9,29 arasında dalgalandı. Yabancı yatırımcıların son dönemde TL pozisyonlarını azalttığını hatırlatan
Garanti Yatırım Stratejisti
Tufan Cömert, şu değerlendirmeyi yaptı: "
Dolar kurunda 1,65 TL seviyesini görmemiz mümkün. Ancak MB'nin TL'deki değer kaybının enflasyon üzerinde tehdit oluşturduğunu düşündüğü noktada birtakım önlemler açıklaması da mümkün. İlk aşamada günlük döviz alım ihalelerinde miktarı azaltmasını bekliyoruz. Bu, TL'de değer kaybının bir kısmının telafi edilmesini sağlayacaktır. Ancak MB, faiz artırmadığı sürece yabancı yatırımcıların TL talebi zayıf seyredeceğinden TL'de kalıcı bir değer kazancı da göremeyeceğiz."