AK Parti Bolu Milletvekili Fatih Metin ve arkadaşlarının imzasıyla
TBMM Başkanlığına sunulan
kanun teklifi, kamu hukukuna tabi görevlerle ilgili zarara uğrayan kişilerin, sadece ilgili kurum aleyhine
dava açabileceğini öngörüyor.
Ak Parti'li Metin, Ak Parti
Siirt Milletvekili
Mehmet Yılmaz Helvacıoğlu ve Ak Parti
Kahramanmaraş Milletvekili Veysi Kaynak'ın imzasını taşıyan teklif, bazı kanunlarda değişiklik yapıyor.
Teklife göre, Devlet Memurları Kanunundaki “Kişiler kamu hukukuna tabi görevlerle ilgili olarak uğradıkları zararlardan dolayı bu görevleri yerine getiren
personel aleyhine değil, ilgili kurum aleyhine dava açarlar” hükmü değişecek. Bu kapsamda, zarar gören kişiler bundan dolayı sadece kurum aleyhine dava açabilecek; “kişisel kusur” iddiasıyla bile olsa görevlerini yerine getiren personel aleyhine dava açılamayacak.
İdari Yargılama Usulü Kanununda da bu kapsamda değişiklik yapılıyor. Buna göre, idare
mahkemeleri kararlarını 30 gün içinde yerine getirilmemesi halinde, lehine karar verilen ilgili sadece idare aleyhine davacı olabilecek ve kamu görevlisi aleyhine “kişisel kusur” olsa bile
tazminat davası açılamayacak. Ancak, idarenin kamu görevlisine rücu etme hakkı saklı tutulacak.
Bu kapsamda, Yargıtayın görevleri arasında sayılan “görevden doğan tazminat davalarına” bakmak hükmü de ilgili maddeden çıkarılıyor.
Bu
düzenleme, henüz görülmekte olan davalar ile henüz kesinleşmemiş hükümler bakımından da uygulanacak.
Teklifle, ayrıca
Adli Tıp Kurumundaki başkan
yardımcılarının sayısı 2'den 5'e yükseltiliyor, bunlardan en az 2'si adli tıp uzmanı olacak.
HAKİM VE SAVCILARIN KARARLARI
Hakimler ve Savcılar Kanununda öngörülen değişikle; hakim ve savcıların bir
soruşturma, kovuşturma veya davayla ilgili yaptıkları işlem ve verdikleri karar nedeniyle haklarında tazminat davası açılması imkanı ortadan kaldırılıyor. Bu hakim ve savcıların kişisel kusur, haksız fiil veya diğer sorumluluk hallerinde de geçerli olacak.
Hakim ve savcıların işlem, kovuşturma, işlem veya verdikleri kararlar nedeniyle sadec
e devlet aleyhine tazminat davası açılabilecek. Devlet aleyhine açılacak tazminat davalarında ise söz konusu işlem ve kararların “kanuna ve hukuka aykırı” olması temel kıstas olacak. Teklifte, bu aykırılığın dayandırılabileceği gerekçeler “kayırma ve taraf tutma, düşmanlık ve kin”, “sağlanan menfaat”, “farklı bir anlam yüklenmeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırılık”, kararın “soruşturma evrakında veya
duruşma tutanağında mevcut olmayan bir sebebe dayandırılması”, ilgili evraklarda “tahrifat”, “hakkın yerine getirilmesinden kaçınma” veya
Ceza Muhakemesi Kanununun ilgili düzenlemelerindeki hükümler şeklinde sıralanıyor.
Tazminat davasının açılması, hakime ve savcıya karşı bir ceza kovuşturmasının yapılması ya da mahkumiyet şartına bağlanamayacak.
Devlet aleyhine açılacak tazminat davaları ilgili hakim ve savcının görev yaptığı yerdeki asliye hukuk mahkemesinde, eğer dava asliye hukuk mahkemesinin görevinden kaynaklanıyorsa en yakın yerdeki asliye hukuk mahkemesinde ele alınacak. Bu davalar ilgili hakim ve savcıya re'sen ihbar edilmiş sayılacak.
Tazminat istemli davalar, kovuşturma sonucunda verilen hükmün ya da davalara ilişkin kararın kesinleştiği tarihten itibaren 6 ay içinde açılabilecek. Eğer tazminat kararı verilirse, devlet ilgili kararın kesinleşmesinden itibaren 1 yıl içinde “görevini kötüye kullanan” hakim ve savcıya rücu edecek.
Teklif, bu düzenleme doğrultusunda Ceza Muhakemesi Kanununda da değişiklik öngörüyor.
Öngörülen değişiklikler, düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihte görülmekte olan davalar, kesinleşmemiş hükümler, temyiz aşamasında olan kararlar için de uygulanacak. Görülmekte olan davalar da devlet aleyhine devam edecek. Yargıtaydaki davalar görevli ve yetkili asliye hukuk mahkemesine devredilecek.
MEMURLARA EVDE ÇALIŞMA İMKANI
Memurlara evde çalışma imkanı getiren,
özürlü memurlara farklı
mesai uygulanmasını düzenleyen ve yüzde 25'i ödenen idari para cezalarının yüzde 75'inden vazgeçilmesini öngören
kanun teklifi TBMM Başkanlığına sunuldu.
Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu'nun “kanunlar gereğince görevden uzaklaştırılanlar, tutuklananlar veya görevine son verilenlerin
sigortalılıkları ve
primleriyle ilgili” maddesinde de değişiklik öngörüyor. Buna göre, bu durumdaki sigortalıların aylıksız izinli oldukları süreler için prime esas
kazanç alt sınırının altında olmamak kaydıyla aylıksız izne ayrıldıkları tarihteki prime esas
kazançları, üzerinden yüzde 12 genel
sağlık sigortası primi işverenlerince ödenecek. Ancak askerlik
hizmeti nedeniyle aylıksız izne ayrılanların genel sağlık sigortası priminin ödenmesinde ise bir yıllık süre sınırı uygulanmayacak.
Ayrıca, Kanun gereğince alınacak prim ve verilecek ödeneklerin hesabına esas tutulan günlük kazancın alt sınırında “sigortalıların yaşlarına uygun asgari
ücret” esas alınacak. Üst sınırda da “18 yaşından büyük” sigortalıların kazancına göre hesaplanacak.
Hak ediş alacaklar, devlet yardımı,
teşvik ve desteklerden; işverenlerin muaccel prim ve idari
para cezası borçları kesilip Kuruma aktarıldıktan sonra, varsa kalan kısmı üzerinden yarlandırılacaklar.
Sosyal
Güvenlik Kurumunun hatalı işleminden kaynaklanan ödemeler, “üç ay” yerine, peşin veya 24
taksitte ödenebilecek.
ÖZÜRLÜLER İÇİN FARKLI MESAİ
Devlet Memurları Kanunu'nda değişiklik yapan teklife göre, özürlüler için farklı çalışma saatleri düzenlenebilecek.
Özürlüler için;
özür durumu, hizmet gerekleri, iklim ve
ulaşım şartları göz önünde bulundurulmak suretiyle günlük çalışmanın başlama ve bitiş saatleri ile öğle dinlenme süreleri, merkezde üst
yönetici, taşrada mülki amirlerce farklı belirlenebilecek.
EVDE ÇALIŞILABİLECEK
Memurların yürüttükleri hizmetin özelliklerine göre, bu madde uyarınca tespit edilen çalışma saat ve süreleri ile görev yerlerine bağlı olmaksızın çalışabilmeleri mümkün hale geliyor. Memurlara, teknolojik gelişmelere uygun olarak ve günün şartlarına göre, gerektiğinde evlerinde, özel ofislerde veya benzeri başka yerlerde çalışabilmelerine imkan sağlanıyor.
Günün yirmidört saatinde devamlılık gösteren hizmetlerde, memurların çalışma saat ve şekilleri kurumlarınca düzenlenecek.
Ancak, kadın memurlara; tabip raporunda belirtilmesi halinde hamileliğin yirmidördüncü haftasından önce ve her halde hamileliğin yirmidördüncü haftasından itibaren ve doğumdan sonraki bir yıl süreyle gece nöbeti ve gece vardiyası görevi verilemeyecek. Özürlü memurlara da isteği dışında gece nöbeti ve gece vardiyası yazılamayacak.
İDARİ PARA CEZALARINA YENİDEN YAPILANDIRMA
Bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar tahakkuk ettiği halde dava açılmış veya dava açma süresi sona ermemiş olan idari para cezası asıllarının yüzde 25'i ile bu tutara ödeme sürelerinin bittiği tarihlerden bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar geçen süre için TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi halinde, idari para cezası asıllarının kalan yüz 75'i ile idari para cezasına uygulanan gecikme cezası ve
gecikme zammı gibi fer'i alacaklarının tamamının tahsilinden vazgeçilecek.
Bu madde kapsamına giren alacakların tahakkuk ettiği tarih itibarıyla bu madde için öngörülen
başvuru süresinin onbeş günden az kaldığı hallerde, bu alacaklar için bu maddeye göre yapılacak başvuru süresi, tahakkuk tarihinden itibaren onbeş gün olarak uygulanacak.
SİYASİ PARTİLERİN HARCAMASI
Siyasi partiler, siyasi faaliyetleri kapsamındaki harcamalarını,
fatura veya fatura yerine geçen belgelerle, bu belgelerin olmaması durumunda bunların yerine geçecek belgelerle belgeleyecek.
Kanun Teklifi ile, vatani görevini yaparken yaralanan askerlere, maluliyet aylığı bağlanıncaya kadar sağlık yardımı yapılabilmesi amaçlanıyor.
Vatani görevini yaparken
yurt içinde ve yurt dışında, görev esnasında veya görev dışında görevlerinden dolayı bir saldırıya veya kazaya uğrayan erbaş ve erlerden, sağlık kurumlarında
tedavisi devam edenlere, olay tarihinden itibaren 36 ayı geçmemek üzere, terhislerini takip eden aybaşından itibaren görevdeki uzman çavuşun (bir yıllık, karargahta görevli, bekar) aldığı net maaşın 2/3'ü (ek tazminatlar ile
yabancı dil tazminatı hariç), her ay sağlık yardımı olarak ödenecek. Aynı şekilde, yedek subaylara da emsali yedek subayın net maaşının 2/3'ü sağlık yardımı ödenecek.
Bu ödemeden, sigorta primi dahil hiçbir
kesinti yapılmayacak ve tedavi süresinde yapılan sağlık yardımı personelden tahsil edilmeyecek. Olay ya da kaza durumu; keyif verici
içki ve her çeşit maddeler kullanmaktan, kendisine veya başkalarına menfaat sağlamak amacıyla oluşmuşsa sağlık yardımı ödenmeyecek.
Erbaş ve erler ile yedek subaylara, vazife/harp malulü aylığı bağlanması ya da tedavilerinin sağlık kurulu raporuyla sonlandırılması durumunda, sağlık yardımı ödemesi yapılmayacak.
29 YILLIK KİRALAMA
Teklifle, orman arazisi üzerinde,
Ormancılık Kanunu'na uygun olmayan şekilde yapılan tesislerin atıl kalmaması ve ekonomiye kazandırılması için düzenleme öngörülüyor.
Buna göre, orman arazisi üzerinde izinsiz yapıldığı gerekçesiyle müsadere olunan
fabrika ve ticarethane, dava sonucunda mahkemece kovuşturmaya yer olmadığı yönünde karar verilmesi durumunda, Orman Genel Müdürlüğüne 29 yıllığına kiraya verilebilecek.
İktisadi
işletmeleri hariç olmak üzere, Türk
Kızılay Derneğine makbuz karşılığı yapılan
bağış ve yardımların tamamı, Gelir Vergisi matrahının tespitinde, Gelir Vergisi beyannamesinde bildirilecek, gelirlerden indirilebilecek.
SİYASİ PARTİLER, İHALE USULÜNÜ SEÇEBİLECEK
Siyasi partilerin mali denetimi,
Anayasa Mahkemesince yapılacak. Yüksek Mahkeme,
siyasi partilerin mal edinimleri ile gelir ve giderlerinin kanuna uygunluğunu denetleyecek. Ancak bu denetim, siyasi partilerin amaçlarına ulaşmak için yapılmasında yarar görülen faaliyetleri daraltacak veya bu faaliyetlerin yerindeliğini içerecek şekilde olamayacak.
Partiler, amaçlarına ulaşmak için gerekli gördükleri siyasi faaliyetleri kapsamında her türlü harcama yapabilecek.
Siyasi partiler, işlerini yaptırırken kendi ihtiyaçlarına uygun bir
ihale usulünü seçebilecek. Partiler, mal ve hizmet alımı ile yapım işlerini; açık ihale, kapalı zarf usulü ve yazılı veya sözlü olmak üzere doğrudan veya pazarlık usullerinden herhangi biri ile yapabilecek.
Siyasi partiler, harcamalarını fatura veya fatura yerine geçen belgelerle; bunların temin edilmesinin mümkün olmadığı hallerde ise harcamanın doğruluğunu gösterecek içeriğe sahip olmak şartıyla diğer belgelerle belgeleyecek. Ancak kaybolma, yırtılma ve yanma gibi mücbir sebeplerle aslının temin edilemediği hallerde, fatura ve fatura yerine geçen belgeler yerine, bu belgeleri düzenleyenlerden alınacak tasdikli örnekler kullanılabilecek.
Partiler, ücret karşılığı geçici veya sürekli çalıştırdıkları kişilere ödedikleri sağlık ve sosyal yardım giderleri ile amaçlarına ulaşmak için görevlendirdikleri kişiler tarafından yapılan yurt içi ve yurt dışı seyahatlere ilişkin konaklama, yol masrafları ve diğer zorunlu harcamaları gider olarak
kayıt edebilecek.
ZİRAAT, HALK VE EMLAK BANKASININ SAHİP OLDUĞU ŞİRKETLER
Teklifle;
Ziraat Bankası,
Halk Bankası ve
Emlak Bankası ile bu bankaların doğrudan veya dolaylı olarak birlikte ya da ayrı ayrı sermayesinin yarısından fazlasına sahip oldukları şirketlerin mal ve hizmet alımları ile yapım işlerinin ihaleleri,
Kamu İhale Kanunu hükümlerine göre yürütülecek.
Ancak,
TMSF ve bu fonun hisselerine kısmen ya da tamamen sahip olan bankalar,
Ziraat Bankası, Halk Bankası ve Emlak Bankası ile bu bankaların doğrudan veya dolaylı olarak birlikte ya da ayrı ayrı sermayesinin yarısından fazlasına sahip bulundukları şirketler; enerji, su, ulaştırma ve telekomünikasyon sektörlerinde faaliyet gösteren teşebbüs, işletme ve şirketler bu düzenleme dışında olacak.
AİDATLARIN GECİKME ZAMLARI ÖDENMEYECEK
Türkiye Serbest Muhasebeci
Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği, Birliğe bağlı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odaları, Yeminli Mali Müşavirler Odaları ve Türkiye
Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonuna
aidat borcu olanlar, bu borçların ana parasını, düzenlemenin yasalaşmasının ardından 6 ay içinde ödemeleri halinde, gecikme zammını ödemeyecek.
Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğü (TMO) tarafından FİSKOBİRLİK'e satılan ve
satış işleminden doğduğu halde ödenmemiş satış bedeli alacaklarının aslı ile alacağın doğduğu tarihten bu düzenlemenin yayımlandığı tarihe kadar geçen süre için, taraflar arasında yapılan sözleşmede yer alan
faiz yerine, TÜİK'in belirlediği ÜFE aylık değişim oranlarının faizi esas alınmak suretiyle borç yeniden yapılandırılıyor.
Bu borç tutarının, tasarının yasalaşmasının ardından ikinci aydan başlamak üzere 2'şer aylık dönemler halinde 12 taksitte ödenmesi şartıyla, TMO tarafından hesaplanan faizin tamamının tahsilinden vazgeçilecek.
Bu düzenlemeden önce icra takibi başlatılan alacaklarda, borçlunun icra masrafları ve vekalet ücreti, ilk taksit tutarı ile birlikte ödenecek.
Bu düzenleme kapsamında TMO tarafından tahsilinden vazgeçilen faiz alacakları, kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınacak. Gider olarak dikkate alınan bu tutar, FİSKOBİRLİK açısından gelir kaydedilmeyecek.
AA