Sabah Gazetesi,
Petrol Ofisi ile ilgili yayınlara bugünde devam etti.
Sabah Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altatlı ve
Ergun Babahan köşesinde
Petrol Ofisini işlerken
Ekonomi serviside
İlanlı açıklamalara haber ile
cevap verdi .
Akaryakıt dağıtım şirketi sahibi iki grup arasıda medya savaşına dönüşen bu savaş daha ne kadar devam edecek?
İşte Sabah'ın Petrol Ofisine cevabı
POAŞ ilanında hiç söylenmeyenler...
Son bir ayın hiç şüphesiz ki üzerinde en çok konuşulan ekonomi haberi Petrol Ofisi hakkında gelirler kontrolörleri tarafından yazılan ve yaklaşık 1.2 milyar YTL'lik
vergi kaçağı tespit edilen
raporuydu. Bu konuyla ilgili birçok
köşe yazarı yorumlar yaptı, Petrol Ofisi kurumsal olarak raporla ilgili açıklamalarda bulundu. Bu açıklamaların sonuncusu Petrol Ofisi'nin gazetelere verdiği tam sayfa ilanla kamuoyuna duyuruldu. Bu ilanlarda haberlerin maksatlı yapıldığına dair imaların yer alması üzerine tümüyle haber içeren ve yoruma dayanmayan olayın özünden sapıldığı izlenimi ortaya çıktı. Şimdi SABAH Ekonomi olarak ilanda altı çizilen 2 konunun üzerinden bir kez daha geçerek kafa karışıklığını ortadan kaldırmakta fayda var:
1-Petrol Ofisi-İş Doğan
birleşmesi tüm yasal gerekler yerine getirilerek SPK,
Rekabet Kurumu ve yargı kararı doğrultusunda gerçekleştirilmiştir. Benzer şekilde ülkemizde farklı
sektörde de şirket birleşmeleri yapılmıştır.
Öncelikle İş Doğan-Petrol Ofisi birleşmesinin nasıl yapıldığını hatırlatmakta yarar var Petrol Ofisi,
İş Bankası ve Doğan Holding'in
özelleştirmeden Petrol Ofisi'ni satın almak için kurulan İş-Doğan Petrol Yatırımları A.Ş tarafından 21 Temmuz 2000'de satın alındı. Şirket bu satın almayı uzun vadeli
yabancı kredi ile finanse etti. 2002'ye gelindiğinde İş-Doğan Petrol Yatırımları yine
banka kredisi kullanarak, Petrol Ofisi'nin ÖİB'de kalan yüzde 25.83'lük hissesini de 240 milyon dolar ödeyerek satın aldı. Böylece, finansman şirketi İş-Doğan Petrol Yatırımları'nın POAŞ'da hissesi yüzde 76.83'e ulaştı. Buraya kadar İş-Doğan'ın Petrol Ofisi'ni satın alması normal bir özelleştirme
uygulaması olarak seyretti. Ancak, 2002 sonuna gelindiğinde özelleştirme finansmanı nedeniyle yaklaşık 1.5 milyar dolar borçlu olan İş-Doğan'ın satın aldığı Petrol Ofisi şirketi ile birleştirileceği açıklandı. Bu kararın alındığı dönemde bilançosunda sadece 347 milyon dolar borcu bulunan, yıllık faaliyet karı 200 milyon dolar düzeyinde bulunan Petrol Ofisi bir anda birleşme sonrasında, 1.8 milyar dolar (Bu miktarın 1.5 milyar doları İş-Doğan'dan geldi) borçla karşı karşıya kaldı.
PO KREDİLERİ YÜKLENDİ
Halka açık olan ve özelleştirmeden satın alınan bir şirketin, kendi parasıyla özelleştirme bedelinin ödemesi uygulaması
Türkiye'de bir ilkti. Petrol Ofisi-İş Doğan birleşmesi dün ilan yoluyla iddia edilen 'Farklı sektörlerde de şirket birleşmeleri oluyor' savıyla hiçbir şekilde uyuşmuyordu.
Kamudan özelleştirme yoluyla alınan bir şirketin, daha sonra satın alan şirketle borçları ile birlikte birleştirme uygulaması Türk ekonomi tarihine geçen ilk uygulama olmuştu. Ancak, konunun asıl yıkıcı etkisi kamu maliyesi açısından oldu. Petrol Ofisi yıllık
ortalama 200 milyon dolar faaliyet kârı elde eden ve ortalama 50-60 milyon dolar arasında kurumlar vergisi taahhakuku ile Türkiye vergi rekortmenleri listesine her yıl sektirmeden giren bir şirketti. Birleşme sonrası şirket üzerindeki finansman yükü nedeniyl
e devlete tek
kuruş kurumlar vergi ödeyemez hale geldi. 2002'den bu yana da bilançosunda herhangi bir vergi karşılığı ayıramaz oldu. Bir başka değişle ortalama vergi tahakkuku üzerinden İş-Doğan ile Petrol Ofisi'nin birleştirilmesinin son dört yılda sadece kurumlar vergisi açısından devlete kaybı 240 milyon doları buldu. Bunu daha net ortaya koyarsak, Petrol Ofisi'ni satan devlet, vergi kaybıyla bir
özel sektör kuruluşunun bu satın almasını finanse etmiş oldu. Nitekim bu konu
Meclis Araştırma Komisyonu'nun Petrol Ofisi'nin yüzde 25.8'lik kamu payının özelleştirmesine ilişkin raporda da şu cümlerle yer aldı. Söz konusu birleşme uygulaması ile kârlı bir kamu şirketi olan POAŞ, zarar eden bir kurum haline dönüştü. Bu durum kaçınılmaz olarak vergi kaybına sebebiyet vermiştir. (Rapor No3/07)
2-Türkiye'deki tüm şirketler, kanunların
Maliye Bakanlığı'nın ve yargı kararların yönlendirmesi doğrultusunda, kur farkı ve faizleri gider yazmaktadır. Petrol Ofisi de bunu yapmıştır.
İlanda Petrol Ofisi veya İş-Doğan'ın söz konusu durumla ilgili Maliye Bakanlığı'ndan aldığı bir muktezaya dair tek kelime yok. Ayrıca, birleşme sonrası muhasebeleştirmeye ilişkin herhangi bir açıklama da bulunmuyor. Öncelikli olarak mukteza adı üzerinde şirkete özel verilen görüş-özelgedir. Bu konuda İş-Doğan veya Petrol Ofisi'nin Maliye'den aldığı herhangi bir mukteza bulunmamaktadır. İş-Doğan'ın Petrol Ofisi'ni satın aldıktan sonra aktifleştirdiği kur farkının daha sonra Petrol Ofisi ile birleşmesinin ardından gider yazılması Maliye'nin bugüne kadarki hangi muktezasına bulunduğu ne yazık ki, ilanda yer almıyor.
1.2 MİLYAR YTL'LİK RAPOR
Ancak şirketi satın alan İş-Doğan Petrol Yatırımları A.Ş ile Petrol Ofisi birleştikten sonra söz konusu kur farkı Petrol Ofisi'nin kendi hisselerinin almak için kullandığı kredilerin kur farkı haline dönüştüğünden bunun gider yazılmasının mümkün olmadığı Gelirler Kontrolörleri'nin raporuna dayanak oluşturulan nokta. İşte bu nedenle, söz konusu kayıp bir sonraki aşamada 1.2 milyar YTL'lik vergi kaçağına neden oldu. SABAH Ekonomi olarak kamunun zarara uğratıldığı iddia edilen söz konusu uygulamaya ilişkin raporu haber haline getirdik. Rapor işleme konulduğunda konu çok daha iyi ve açık bir şekilde kamuoyunun gündemine gelecek. Kamu maliyesinin uğradığı gelir kaybı da net bir şekilde ortaya çıkacak.
SABAH