Yıldız, Lütfi Kırdar
Kongre ve
Sergi Sarayı'nda gerçekleştirilen 22. Dünya
Madencilik Kongresi'nde yaptığı konuşmada, sektörün önünü açmaya yönelik çalışmalar yapıldığını belirterek, sektörler arasında en yüksek katma değer ve istihdam oluşturma kapasitesine sahip olan madenciliğin
ülkelerin
kalkınmasında stratejik bir öneme sahip olduğunu vurguladı.
Günlük kullanılan ve yaşamımızda sıkça yer alan
araç ve gereçlerin birçoğunun madenlerden üretildiğini hatırlatan Yıldız, madencilik sektöründe çalışan bir kişinin dolaylı olarak yaklaşık 12 kişiye
iş imkanı sağladığını kaydetti.
Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanlığı'nın 2009 verilerine göre madencilik sektöründe 137 bin kişi çalışırken, toplam 1,6 milyon kişiye de iş imkanı sağlandığını belirten Bakan Yıldız, bu kadar önemli ve hayatımızın içerisinde olan bir sektörün gerek
madenciler gerek bilimsel yanı gerekse pratik uygulamalar açısından bakıldığında çok ciddi bir düzenlemeye ihtiyacı bulunduğunun açık olduğunu söyledi.
Özellikle enerji ihtiyacının karşılanmasında madenciliğin özel bir yere sahip olduğunu, bütün dünyada olduğu gibi Türkiye'de de enerji talebinin, arzının önemli bir kısmının petrol,
doğal gaz ve kömürden karşıladığını ifade eden Yıldız, tüm ülkelerin kalkınma ve
milli güvenlik politikalarında madenciliğin geliştirilmesine büyük önem verdiğini vurguladı.
Taner Yıldız, geçtiğimiz yüzyılda dünya
GSYH'nın yaklaşık 18 kat arttığını, küresel kaynak
tüketim miktarının da buna paralel olarak büyüdüğünü, dünya
ham petrol tüketiminin 20,43 milyon tondan 171 kat artışla 3,5 milyar tona, çelik tüketiminin ise 27,80 milyon tondan 30 kat artışla 847 milyon tona yükseldiğini, bir kısım metalik, kıymetli madenlere de bu örnekleri eklemenin mümkün olduğunu bildirdi.
''DÜNYADA YILLIK 1,5 TRİLYON DOLAR DEĞERİNDE 10 MİLYAR TONUN ÜZERİNDE MADEN ÜRETİLİYOR''
Bir rapora göre dünyada yıllık 1,5 trilyon dolar değerinde 10 milyar tonun üzerinde maden üretildiğini belirten Yıldız, Türkiye'de yapılan araştırmaların,
sondaj çalışmalarının arttığını, maden ihracatının ise 6 katlar civarında yükseldiğini kaydetti.
Taner Yıldız, ''Gerek madenlerin aranmasında yaptığımız
kanuni düzenlemeler gerekse ikincil düzenlemelerle beraber maden
aramalarının artmasını istedik. Arama sayılarının, arama müracaatlarının artmış olması aslında arama faaliyetlerinin aynı oranda arttığı anlamına gelmiyor. Gerek mühendislik gerekse proje faaliyetleriyle beraber üzerine konabilecek bir katma değerin o maden ruhsatının parasal değerini de artırdığını... Yoksa çantacılık diye tabir ettiğimiz ve temenni etmediğimiz bir iş alanının oluşması ortaya çıkıyor'' şeklinde konuştu.
Buldukları yeni rezervlerle beraber ulaştıkları maden çeşidinin Türkiye'nin dünyada ilk 10 ülke arasına girmesini sağladığını kaydeden Yıldız, GSYH içerisinde ABD'nin yüzde 4,2'lik, Kanada'nın yüzde 7,5'luk, Avustralya'nın yüzde 8,7'lik payı bulunduğunu, buna karşın Türkiye'nin payının yüzde 1,5 olduğunu söyledi.
Yıldız, Türkiye'nin, karmaşık jeolojik durumu ve tektonik yapısı gereği çeşitli maden kaynaklarına sahip olduğunu belirterek, 90 çeşit madenin 60'ının Türkiye'de üretilebildiğini bildirdi.
Madenlerdeki iş sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili çalışmalara da değinen Yıldız, ''Bu konu, bizim için son derece önemli. Bu konuda
Çalışma Bakanlığı ile yaptığımız çalışmalarda, gerek denetimlerle beraber özellikle kömür ocaklarında yaptığımız çalışmalarda ve yaptığımız kanuni düzenlemelerle insan sağlığına daha çok önem verir bir yapı korunmuştur.
İş güvenliği ve
işçi sağlığı açısından birincil derecede tehdit eden bir unsur olduğunda o ocağın kapatılmasına varan çalışmalar yapılmıştır'' diye konuştu.
Bakan Yıldız, konuşmasının ardından kongre katılımcılarından
Hindistan Madencilik ve
Kömür Bakanı Sri Prakash Jaiswal ile görüştü. Yıldız, görüşmede yaptığı açıklamada, kömür alanındaki yeni yatırım imkanlarının Hindistan ile paylaşılmasının hem teknolojik hem de
temiz kömür teknolojileri açısında faydası bulunacağını ifade eti.
Yıldız, 32 yıl sonra Türkiye'de düzenlenen Dünya Madencilik Kongresi'ne katılımından dolayı Bakan Jaiswal'a teşekkür etti.